Geçen hafta katıldığım bir düğünde herkes birbirine bu soruyu soruyordu; zira o gece evlenen çift, bundan 15 yıl önce bir kez daha evlenmişti. Yani bu, ikinci düğünleriydi
Ex eşimizle yeniden evlenebilmemiz için iki neden ortaya atıyorum: Birincisi, ona halen âşık olmamız. Aşk olmasına rağmen aynı evin içinde evliliği yürütemeyen çok çift var ki zaten zil zurna âşıksanız, akıl bedenden ayrılıyor! Hele bir de çoluk çocuğa karışmışsanız öncelikler de bir güzel karışıyor. İkinci nedenimiz ise şu: “Boşandıktan sonra hayvan gibi gezdim tozdum, hayatıma bir sürü insan girdi ama kimse eski eşim gibi değil!” Kısaca, “Kimse beni onun gibi çekmiyordu, kimse çocuklarıma onun kadar iyi bakmıyordu, kimse donumu, çorabımı onun gibi toplamıyordu” durumu. Einstein, “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek ahmaklıktır” demiş ama kendisinin de aşk hayatı pek parlak değilmiş! Özetle ex eşle gayet de evlenilebilir bir kez daha. Sözünü ettiğim düğün gecesinde de, “Şu hayatta bir
Kararınızı verdiniz, büyük şehirden Bodrum’a taşındınız. Ancak o kadar kolay değil buradaki hayata uyum sağlamak! Detaylar aşağıda...
Tüm İstanbul tek yürek olup Bodrum’a taşındığına göre, bayramda bomboş şehirde gönül rahatlığıyla gezeriz.” Bu cümleyi çok arkadaşımdan duydum yakın zamanda. Bu arkadaşlarımdan Bodrum’da yıllık ev tutan ve hatta İstanbul defterini kapatıp evini barkını Bodrum’a taşıyan çok kişi var. Bodrumlu olmak, yaz ya da bayram tatillerinde, “Ne güzel biz bizeydik; doluşacak herkes yine Bodrum’a” demekle başladığından, bu demektir ki onlar da kendini Bodrumlu sayıyor artık. Biz de Bodrum’da yıllık ev tutan furyadanız ve hayatımda ilk defa kış mevsimini yazlık bir yerde geçirdim. Anladınız siz. Bu haftaki niyetim “new comers”, yani “yeni Bodrumlular” meselesini kendi tecrübelerim üzerinden incelemek.
Bahçeli ev
Yıllardır içimde ukdeydi bahçeli bir evde yaşamak. E bir de iki buçuk yaşında minik bir bebemiz vardı, bahçe şarttı. Sonunda istediğim olunca, istediğimin asla bu
Uzun bir bayram tatili bizi bekler. Kalabalıklara karışmak isteyenlerin rotasını yönelttiği Bodrum’da, kalabalıklardan kaçmak isteyenler için alternatifleri sıralıyoruz bu hafta
Yalıkavak’a giriş yine kilit...”, “Gündoğan’dan Bitez’e bir buçuk saatte geldim...”, “Bodrum merkezde arabayı park edecek yer yok”, “Bodrum trafiğini ilk defa bu kadar kalabalık görüyorum...” Bu yaz Bodrum’da hangi taksiye binsem bu ve benzeri durumlara, konuşmalara şahit oluyorum. Trafik kaput. Ben Yahşi’de ikamet ediyorum. Bir arkadaşım beni Göltürkbükü’ne ya da Yalıkavak’a davet etse oturup uzun uzun düşünüyorum “Arkadaşımı on üzerinden kaç seviyorum? O kız için o trafiği çekmeme değer mi?” diye... “OK, seviyorum, gidiyorum” desem, derin derin nefes alıp veriyorum yola çıkmadan önce, zira geçenlerde sağlam çarpıldığım için, arabada klima kullanmaya veda ettim. Özetle yavaş akan bir trafikte, açık camlardan yüzüme yüzüme vuran
Kıpkızıl güneşin batışına nerede denk gelirsem geleyim mutlaka işi gücü bırakır, arabayı durdurup izlerim. Bugün, o güneşin batışını Bodrum’dan izliyoruz sizlerle beraber
Umut vadeden bir günbatımını beklemenin kolay yolu bulutlara bakmaktır. Her bir bulut birazcık ışıkla renk tutacağı ve görsel açıdan hoş bir sahne yaratacağı için aralarında bolca boşluk bulunan yüksek, gözenekli bulutlar idealdir. Günbatımı çekiminde hızlı hareket etmeniz gerekir, maksimum yirmi dakikanız vardır...” Bir fotoğraf sitesinde okumuştum bunları. Nasıl okumayayım, günbatımı öylesine muazzam bir olay ki, en şahane kareyi yakalamak için üzerine çalışmayı sonuna kadar hak ediyor. Kült filmlerdeki günbatımı sahnelerini düşünün: “Lawrence of Arabia” (1962), “Star Wars: The Force Awakens” (2015), “King Kong” (2005), “Indiana Jones and the Last Crusade” (1989), “Titanic” (1997), “Apocalypse Now” (1979), “Lord of the Rings: The Return of the King” (2003)... O efsane günbatımları olmasa bu
Küçük bir çocuğunuz olduğunda canınızın istediği tarzda tatil yapmak pek mümkün olmuyor, miniklerin ihtiyaçları önce geliyor. Bu yazı Bodrum’da değerlendirecek çocuklu aileler için favori çocuk atölyelerine bakalım
Tatile çıkan çocuklu ailelerin hikayelerini yıllarca dinledim. Nerede çocuk kulübü, su kaydırağı, çocuk parkı varsa, aileler oradaydı. Bekarken paşa gönlümüze göre seçtiğimiz tatil rotaları, çoluk çocuğa karışınca yön değiştiriyormuş, başa gelince anladım. Şimdi, iki buçuk yaşındaki oğlumla adımladığımız Bodrum’da önceliğim hep o; onun gelişimi, onun mutlu vakit geçirmesi. Bildiğiniz üzere eylülde okul zili çalana kadar Bodrum’da kalacağız. Bu yaz mevsimini bizler gibi Bodrum’da geçirecek olan çocuklu ailelere, son derece doğal, organik, sempatik çocuk atölyeleri önerilerim var. Buyurun, detaylara geçelim.
PUPA
Mandalina ağaçları içerisindeki bu tatlış bahçe, Bitez’de konuşlanıyor. Kayıt
Bir yazar, bir fotoğrafçı ve bir oyuncu, geçen hafta düştük yollara. Söğüt-Selimiye-Akyaka hattında geçirdiğimiz üç gün, iki haftaya bedeldi
Var mı kız kıza seyahat gibisi? Hızla akıp giden hayatınızı birkaç günlüğüne dondurmak, kafa dağıtmak, full deşarj olmaktır kız arkadaşlarla çıkılan seyahat. Ancak tabii ki de yakın kız arkadaşlardan söz ediyorum. Bakın, sayı da önemli. Beş kişi fazladır mesela, her kafadan bir ses çıkabilir! Dört kişi olduğunda kutuplaşma yaşanabilir. En ideal sayı üçtür. Çünkü üç rakamı, çokluğun başladığı ilk rakamdır. “Üç Silahşörler”, “İyi Kötü Çirkin”, “Ye Dua Et Sev”, hep üç rakamının akılda kalıcı varlığından doğmuştur. Biz üç genç kadın da, “Yaşam, özgürlük ve mutluluk” diyerek başladık seyahatimize.
Bonjuk Koyu’nda filtresiz bir gün batımı, filtresiz arkadaşlıklar.
Saz ekibimiz
Gelelim saz ekibimize... Türkiye’nin yıldız oyuncularından
Ünlü şarkıcı John Legend’in eşi Chrissy Teigen, vakti zamanında siber zorbalık yaptığını itiraf ettiği özür yazısını Instagram’daki 40 milyon takipçisiyle paylaştı. Bambaşka yüzüyle Chrissy Teigen hikayesi...
Sosyal medyada bir şekilde mutlaka maruz kaldığımız siber zorbalık konusunun kahramanı bu sefer dünyaca tanınan bir isim, Chrissy Teigen’dı. Fakat bu sefer kendisi siber zorbalığa maruz kalmamış, bizzat siber zorbalık yapmıştı. Ünlü şarkıcı John Legend’in eşi Chrissy Teigen, vakti zamanında siber zorbalık yaptığını itiraf ettiği özür yazısını Instagram’daki 40 milyon takipçisiyle paylaştı. Hemen bir parantez açarak siber zorbalığı kısaca açıklayayım: Çevrimiçi platformlarda taşlama, kışkırtma, dışlama, ifşa etme, taciz, tehdit, trolleme gibi alt kırılımları olan bir davranış bu. Teigen, devamlılık gösteren, fakat belli bir yol izlenmeden anonim kullanıcı hesapları tarafından yapılan, aldatıcı ve yıkıcı bir tarzı olan trollemeyi uzunca bir süre model Courtney Stodden’ın üzerinde sergilemiş. Sebep de, kızın 16 yaşındayken 51 yaşında
Diyeceksiniz, “Kim bildirmiyor ki?” Zira etrafımdaki herkes soluğu Bodrum’da aldı. Ev sahibi olanlar, kiralamaya çalışanlar, özetle bu yaz Bodrum kopacak
"Yavaş kopsun” gibi bir temennimiz olamaz, çünkü Bodrum emlak piyasası almış başını gidiyor. Yarımadaya ayak bastığımdan beri belki yirmi kişi aradı, “sizin oralarda sezonluk ev var mı” diye. Hayır, girsem emlak işlerine, baya kazançlı çıkmıştım ona yanıyorum. Bir zamanların “İstanbul çok pahalı, şöyle sevimli bir sayfiye yerine yerleşelim” planının bir numaralı ilçesi Bodrum, resmen mini İstanbul oldu çıktı. İstanbul boşaldı, Bodrum doldu. Bir sürü tanıdığım İstanbul’daki evini sattı, Bodrum’a kondu. Etiler’in, Ulus’un, Yeniköy’ün popüler restoranları Bodrum’da yerini aldı. Bakın, birkaç yıl önce Çeşme’ye gerçekleşen akın gibi değil bu. Bu akın, başka akın. Millet, “Allah, Allah” sesleriyle geliyor Bodrum’a!
Yayın hayatı
1971’de dokuz otel, altı motel ve on iki pansiyonla yayın hayatına başlayan