Başbakan Binali Yıldırım’ın hafta sonu Irak ziyareti, Ankara’nın bu komşu ülkeyle ilgili politikasında yeni bir ayarlamanın sonucu ve Bağdat ile ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak anılacaktır.
Bu ziyaretin önemi, Türk-Irak ilişkilerinin özellikle son aylarda geçirdiği ciddi kriz dikkate alındığında daha iyi anlaşılır.
İki ülke özellikle Başika kampı sorunundan dolayı neredeyse bir çatışmanın eşiğine geliyordu. Irak Başbakanı Haydar el İbadi Türk askerlerinin kampı terk etmesini talep ediyor, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın buna sert tepkisi üzerine konuyu BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyordu. Bu arada TSK Irak sınırına yığınak yapıyor ve askeri müdahale uyarısında bulunuyordu.
Bu gerginliğin ne Türkiye’ye, ne Irak’a yarar sağlamayacağı çok geçmeden her iki başkentte de anlaşıldı. Ankara öteden beri İbadi yönetimine karşı takındığı tavırda bir ince ayar yapmak gereğini duydu. Hükümet Başika dahil, iki ülke arasındaki uyuşmazlıkları üst seviyede görüşmelerle halletmeye karar verdi. Bağdat’tan
olumlu karşılık gelince Irak ziyareti başarılı bir şekilde gerçekleşti...
Gerginliğe son
Bu ziyaretten alınan başlıca sonuçları şöyle özetleyebiliriz:
Aylardan beri süren gerginlik dönemine son veriliyor, ilişkilerde yeni bir sayfa açılıyor.
Başika sorunu gerçi tam olarak halledilmiyor, ama en azından bir kriz kaynağı olmamasına dikkat ediliyor. Irak Türk askerinin çekilmesinde gene ısrarlı, ama Türkiye de artık “çekilmem” diyeceğine “Tehdit unsurları kalkarsa elbet çekilirim” teminatını veriyor. Bunun belirli bir süresi yok. Konu şimdilik yatışmakla beraber, yeniden alevlenmemesi bundan sonra ilişkilerin nasıl gelişeceğine bağlı.
İki taraf PKK başta olmak üzere terörle mücadelede birlikte çalışmaya kararlı. Irak’ın PKK’ya karşı böyle bir tavır almış olması önemli. Pratikte örneğin Sincar’dan PKK’nın dışlanması konusunda işbirliğinin ne kadar gerçekleşeceği önümüzdeki haftalarda görülecek.
Daha dengeli
Bağdat’ta mutabakatı sağlayan faktörlerden biri de, İbadi’nin hassas olduğu konularda (örneğin Başika’nın bir Irak kampı olduğu ve Irak’ın egemenlik hakkı gibi) Türk tarafının gösterdiği anlayış ve esnekliktir. Buna karşılık Irak da Türkiye’nin terör konularındaki (PKK başta olmak üzere) hassasiyetini ve bu alanda işbirliği talebini dikkate almıştır.
Başbakan Yıldırım Erbil’de Kürt liderleriyle görüşmelerinde PKK’ya karşı mücadelede onların da daha aktif destek vermesini istemiştir. Ancak Ankara şimdi Bağdat ile Erbil arasında daha dengeli bir tutum almaya (ve geçmişte olduğu gibi Bağdat’ta rahatsızlık yaratmamaya) özen gösteriyor.
Bütün bu yönleriyle Türkiye Irak politikasını gerçekçi bir yaklaşım ve üslup değişikliğiyle yeniden şekillendiriyor.