Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in deyişiyle Mısır “güvenilir bir ortak”... Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi’ye göre de Rusya ile gelişen ilişkiler şimdi “stratejik” bir nitelik taşıyor...
Putin’in bu hafta Kahire’ye yaptığı iki günlük ziyaret sırasında söylenen bu sözler, Rus-Mısır yakınlaşmasının geldiği noktayı gösteriyor.
Bunun iki ülke için özel bir anlamı olduğu gibi, bölge siyaseti bakımında da üzerinde durulmaya değer bir önemi var.
İki ülkeyi de böyle bir yakınlaşmaya iten faktörleri kısaca gözden geçirelim.
Rusya’nın atağı
- Rusya açısından Mısır Soğuk Savaş döneminden beri Moskova’nın kendi Ortadoğu-Doğu Akdeniz stratejisi çerçevesinde büyük önem verdiği bir ülke. Son yıllarda Rusya buradaki eski nüfuzunu kaybettiyse de her zaman ehramlar diyarına bir dönüş yapmak için fırsat kolladı. Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra yeni bir açılım için ortam oluştu.
Kremlin’in gözünde bu ortam Mareşal Sisi’nin bir darbe yaparak iktidara gelmesiyle bozulmadı, aksine yeni rejimin sıkışık durumda olması ve dış desteğe ihtiyaç duyması yeni bir fırsat yarattı.
Moskova Sisi yönetimiyle sıkı temaslar kurarken, “real-politik” bir anlayışla hareket etti, yani askeri darbe, tutuklamalar, idam cezaları, baskılar gibi durumları görmezden geldi, bugünkü rejimin meşruiyetini sorgulamadı ve ona destek olmaktan çekinmedi...
Mısır’ın avantajı
- Mısır açısından, darbe sonrası dönemdeki sıkıntılar arasında Kahire’nin Rusya gibi bir dünya gücünün ilgisini ve desteğini kazanması çok önemli. Bu Başkan Sisi’nin Batı’ya ve Doğu’ya, yani bütün dünyaya açılma çabalarına ivme kazandırdı. Kendisini (örneğin ABD’de) eleştirenlere karşı elini güçlendirdi.
Pratikte bu yeni “ortaklık” Mısır’a somut birtakım avantajlar sağlıyor. Örneğin Putin’in ziyaretinde alınan bazı önemli kararlar var: Rusya Mısır’da bir nükleer santral kuracak, ona doğalgaz satacak, ticareti artıracak... Mısır Rus turistlerine ayrıcalıklar tanıyacak, Rusya’dan hava savunma sistemi için uzun menzilli füze, ayrıca askeri uçak, helikopter alacak...
Bu işbirliğinin iki taraf için siyasal bir önemi de dış ilişkilerde “alternatifsiz” durumda olmadıklarını göstermesidir. Bu halen Ukrayna krizi yüzünden Batı’nın çeşitli baskıları altında bulunan Rusya için olduğu kadar, dış desteğe muhtaç Mısır için de geçerlidir.
- Bölgesel politika açısından ise, bu gelişme Rusya’nın Ortadoğu ve Doğu Akdeniz bölgesinde artan varlığını ve etkinliğini gözlerin önüne seriyor. (Diğer son bir gelişme de Rusya ile Güney Kıbrıs arasındaki yakınlaşmadır)...
Türkiye’nin yalnızlığı
Bu, Ankara’nın değerlendirmesi gereken bir durumdur.
Hükümet “ilkesel” adı altında şimdiye kadar Mısır’daki Sisi rejimine karşı sert bir tavır almıştır. Sonuçta bugün iki ülke arasındaki diplomatik bağlar ve diyalog kopmuş, ekonomik, ticari ilişkiler dibe vurmuştur. Türkiye ne yazık ki Mısır politikasında yalnız kalmıştır.
İdeolojik mülahazaları bir yana bırakıp gerçekçi bir politikaya dönmek zamanı gelmedi mi?