Bize göre dünyanın ta öbür ucunda yer alan Yeni Zelanda, yeryüzündeki en sakin ve en rahat ve en müreffeh ülkelerden biridir.
Yüzölçümü 268 bin kilometrekare, nüfusu 4.8 milyondan ibaret olan Yeni Zelanda, ileri demokrasisi, fert başına 43 bin dolarlık gelir ve düşük suç oranıyla yüksek bir yaşam standardına sahiptir. Bu ülkede toplum içinde dinsel veya etnik sürtüşmelere pek rastlanmaz. Kentlerde devriye gezen polisler dahi silah taşımaz.
Dünyada dertsiz insan (veya toplum) yoktur derler. Yeni Zelandalıların da kendilerine göre bazı sorunları vardır elbet. Ama dünyanın diğer yerlerindekilere göre, bu ücra bölgedeki insanların daha rahat yaşadıkları bir gerçek.
Bu bakımdan geçen cuma günü Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki camiye karşı 50 kişinin ölümüyle sonuçlanan o menfur terör saldırısının vuku bulması, büyük şaşkınlık ve şok yarattı.
Terör konusunda, Yeni Zelanda şimdiye kadar akla en son gelen, hatta akla hiç gelmeyen bir ülkeydi. Peki, ne oldu da Yeni Zelanda dışında hiç kimsenin adını dahi bilmediği ufak bir kentte, ufak bir Müslüman camiasına ait iki ibadet yeri, durup dururken böyle bir katliama hedef oldu.
Terörün sebepleri
Son yıllarda Ortadoğu’dan Batı Avrupa’ya, Kara Afrika’dan Kuzey Amerika’ya kadar dünyanın çeşitli bölgelerinde gerçekleşen terörizmin çeşitli nedenlerinin olduğu biliniyor. Bunları kısaca özetleyelim:
Siyasi alanda: Baskı ve dikta rejimleri. Ayrılıkçı, bölücü hareketler. Aşırı milliyetçilik, ırkçılık. İdeolojik sağ-sol kavgaları.
Sosyal alanda: Irk, din, mezhep farklılığından kaynaklanan çatışmalar. Kendilerinden sayılmayanlara karşı gösterilen öfke, düşmanlık. Sığınmacı ve göçmenlerle yaşanan gerginlik.
Ekonomik alanda: İşsizlik, geçim sıkıntısı, zengin-fakir uçurumu. Aşırı yoksulluk, açlık.
Görüldüğü gibi bu listede yer alan nedenler genelde Yeni Zelanda’daki siyasal, sosyal ve ekonomik ortama pek uymuyor. Diğer bir deyişle, Christchurch’teki terör saldırısını bu nedenlerin birine bağlamak mümkün değil.
O halde bu katliama girişen terörist neden hangi düşünce ve amaçla bu eyleme girişti? Bu onun tek başına, yeni bireysel bir hareketi miydi, yoksa bu bir örgütün işi mi? Ve katil Avustralyalı olduğuna göre, eylemi için neden Yeni Zelanda’yı seçti?
Küresel salgın
Caninin canlı olarak yakalanması, bu soruların soruşturma sırasından daha net cevaplandırılması umudunu veriyor.
Şimdiden teröristin fanatik bir İslam (ve Türk) düşmanı olduğu, kendisini bir süreden beri böyle bir eylemi de profesyonelce hazırladığı anlaşılıyor. Christchurch’ü seçmesinin sebebi de bu katliamı en kolay şekilde gerçekleştireceğine kanaat getirmesi olsa gerek.
Şimdiden anlaşılan diğer bir gerçek de, terör saldırısının yayılmasında internetin, sosyal medyanın çok önemli bir rol oynadığıdır. Dünyanın ta öbür ucundaki bir insan, bu teknolojik imkânlarla şer odaklarıyla temas halinde olabiliyor, etkileniyor veya etkileyebiliyor.
Bu küresel tehlikeyle nasıl mücadele edilir, nasıl önlenir? Gelecek yazımızda buna bakacağız.