Bugün MİLLİYET’in kuruluşunun 70. yıl dönümünü kutlamanın mutluluğunu ve gurunu yaşıyoruz.
Herhangi bir kurum için varlığının 70. yılına ulaşmak önemli bir başarı sayılır. MİLLİYET için bu süreç, kurum açısından bir başarı öyküsü, okuyucular için bir tutku veya alışkanlık, çalışanlar bakımından da heyecan verici bir serüvendir...
Bu 70 yılda MİLLİYET, Türk basınında etkin ve saygın bir yer almış, yakın Türk ve dünya tarihinin canlı tanığı ve belli başlı olayların güvenilir referans kaynağı olmuştur.
MİLLİYET bu süreçte, sıradan bir gazetenin ötesinde, çeşitli alanlardaki kamusal projeleri, fiili katkıları ve ulusal sorunlar hakkında yapıcı görüşleriyle geniş ilgi toplayan roller üstlenmiştir.
***
MİLLİYET’in bu mutlu gününde, hoşgörünüze sığınarak, bu 70 yıllık yolculuğuna 66 yıl boyunca katılan ve halen de yazılarıyla çalışmaya devam eden bir “duayen” olarak bazı anı ve düşüncelerimi sunmak istiyorum.
Bu kişisel parantezi açmamızın sebebi, basında ve genelde diğer sektörlerde de, aynı müessesede veya iş yerinde sürekli olarak 66 yıl çalışan bir kimseye pek rastlanmamasıdır. Bu bir rekor sayılıyorsa, bunu MİLLİYET’in özelliklerine ve uygun çalışma ortamına atfetmek gerekir...
Bu kişisel parantezi kapattıktan sonra, MİLLİYET’in 70 yıllık geçmişine kısaca bir göz atalım:
Gazetemiz 1950’de Ali Naci Karacan tarafından mütevazı şartlar altında kuruldu. Tam o dönemde Türkiye çok partili sisteme geçiyordu. Karacan gazeteyi büyütmeye, kendi matbaasını kurmaya ve kadrosunu genişletmeye karar verdi. MİLLİYET 1954’te yeni şekliyle çıkmaya başladığında, Abdi İpekçi’nin başında bulunduğu kadroda ben de vardım.
Gazetemiz basın hayatımızda yenilikleri, yaratıcılığı, güvenilirliği ve saygınlığıyla özel bir yer aldı, bir esin kaynağı oldu, ülke çapında siyasetten ekonomiye, spordan sanata, bilimden sosyal yaşama kadar pek çok alanda derin izler bıraktı.
MİLLİYET’in yıllar boyunca gazetecilikteki üstün başarılarının yanı sıra yarışmalardan ülke çapındaki eğitim kampanyalarına tüm girişimleri “MİLLİYET’i popüler bir marka” haline getirmiştir.
***
Karacan’ın vefatından, İpekçi’nin öldürülmesinden, gazetenin Aydın Doğan’a ve nihayet 2011’de Demirören ailesine devredilmesinden sonra, MİLLİYET bu “marka” değerini ve özelliklerini sürdürmüştür.
Bu 70 yıl boyunca, doğal olarak, Türkiye’de ve dünyada çok olay olmuş, çok şey değişmiştir. Gazetenin koleksiyonları bu gelişmelerin adeta tarih kitaplarını oluşturuyor.
Türkiye’de ve dünyada siyasetten ekonomiye, teknolojiden sosyal yaşama kadar çeşitli alanlardaki değişim gazetecilik sektörünü de etkilemiştir tabii.
Ancak MİLLİYET, sahip olduğu güçlü altyapısı, ciddi ve güvenilir yayın geleneği ve deneyimli kadrosuyla, 70 yıl önce başladığı yolculuğunu sürdürüyor.
Bu mutlu yıl dönümümüzde dileğimiz MİLLİYET’in bu yolculuğunun gene aynı azimle ve başarıyla, daha nice uzun yıllar devam etmesidir.