AKMERKEZ DİVAN LEZZETLERİ…

13 Aralık 2019

Modern Türk mutfağı denince, eskiden akla Divan Otelleri’nin lokantaları gelirdi. Son yıllarda kadim dostum Richard Appelbaum’un katkılarıyla, bu mutfak tarzı biraz daha farklı bir hal aldı ve genişledi. Hem brasserie tabakları hem de Avrupai yemekler, menüleri süslemeye başladı.
Son konseptler olarak Bebek’te ve Akmerkez’de olduğu gibi, hem brasserie hem de çikolata ve pastane grubu entegre hizmet veriyor. Böylece kahvaltıyla başlayan gün, öğle yemeği, çay-kahve saati ve de akşam yemeğiyle son bulabiliyor.

Temiz ve misafirperver

Divan deyince, aklıma düzen, temizlik, muhteşem lezzet ve misafirperverlik gelir. Başta kıymetli iş insanı, değerli lezzet tutkunu Semahat Arsel olmak üzere, kocaman bir ekip sırf bunun için çalışıyor. Son zamanlarda Divan Grubu Yönetici Şefi Giancarlo Gottardo önderliğinde olanlara, bir de genç ve başarılı kadın şefler eklendi. Akmerkez’de olduğu gibi Merve Nur Aşık burada da güzel
lezzetler yakalamış.
Diğer bir enteresan noktaysa, salonda yemek sonunda birçok masaya uğrayarak yorum alması ve bunları not etmesiydi. Bu ne yazık ki,

Yazının Devamı

İSTANBUL, TURİZM VE FUARLAR

6 Aralık 2019

Güzel İstanbul, göz bebeğimiz İstanbul, ismiyle ülkemizin adıyla özdeşleşmiş, fuarları, sergileri ve etkinlikleriyle bir zamanlar dünyayı sarsıyordu. Siyasi dalgalanmalar ve terör bu yükselişe maalesef “Dur” dedi fakat ekonomik istikrarın ve huzurun bölgeye gelmesiyle, özellikle turizm alanında neredeyse ülke çapında fuarlar, toplantılar ve organizasyonlar yeniden hız kazandı.

Sirha İstanbul

Geçtiğimiz günlerde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde enteresan bir yiyecek-içecek ve HORECA dediğimiz otel ve lokantaların tüm kullandığı malzemeleri kapsayan Sirha İstanbul fuarı, çok başarılı şekilde icra edildi. Bu arada bu etkinliğin ülkeye çok farklı bir getirisi var ki, o da ülkemizin bütün yörelerindeki genç ve başarılı şeflerin ulusal bir jüri önünde yarışmaları, bu yıl kazanan şef Serhat Eliçora, Estonya’daki Bocuse d’Or Avrupa Finalleri’ne katılacak. Aslında bu tip yarışmalar, ülkemizdeki gastronomi alanındaki gelişmede büyük rol oynuyor. Bu yılki fuarın eski yıllardan farkı da kahve

Yazının Devamı

BORDEAUX’DA HAFTA SONU…

29 Kasım 2019

Bir Bordeaux seyahati organize etmeyi ne zamandır istiyordum. Yakın aile dostlarımız da bize katılınca, “Ver elini şarabın vatanı” dedik!Bir Bordeaux seyahati organize etmeyi ne zamandır istiyordum. Yakın aile dostlarımız da bize katılınca, “Ver elini şarabın vatanı” dedik!

Bağ bizi karşıladı

Havaalanına iner inmez süratle polis, bagaj derken, kendimizi dışarıda bulduk. Başımı yola çevirince, doğrusu hem şaşırdım hem de hayran kaldım. Yol boyu bağ resimleri, havalimanı bahçesinde gerçek bir üzüm bağı, bakımlı ve eminim ki rekoltesi toplanmış. “İşte bu, etkileyici bir reklam” diyor insan...Şehir 12’nci yüzyılla 18’inci yüzyıl arasındaki sürede, hep planlı bir şekilde büyümüş. Değişmeyen mimari unsurlara sahip bir düzen içinde korunmuş. Binaların renkleri, eski havası içinde muhafaza edilmiş, bu da Bordeaux’ya farklı bir güzellik vermiş.

Hayat sakin…

Bordeaux’ya gittiğinizde en çok rastladığınız iş yerleri, kafeler ve lokantalar... O bölgeye giden turistlerin tek rüyası, oraya özgü lezzetleri tatmak, satın

Yazının Devamı

ASKA-LARA’NIN BAŞARISI...

22 Kasım 2019

Antalya Lara’da her şey dahil bir otelin a la carte restoranında, Avrupa’nın sayılı yıldızlı lokantalarında olduğu gibi birbiriyle uyumlu, her biri ayrı leziz akşam yemeği yiyeceğimi ve bunu yazacağımı doğrusu düşünmemiştim.
Aska Hotel’de daha evvel kalmış, gerek İtalyan gerekse Türk lokantasında benzer yemekler tatmıştım. Ama bu defa şef Kahraman Bıyıklı doğrusu zirveyi yakalamayı başarmış.

Ege lezzetleri...

Cevizli cibes kavurma, zeytinyağlı ısırgan otu, mantarlı turp otu, börülceli hardal otu kavurması, kızarmış yer fıstıklı arapsaçı ve zeytinyağlı ebegümeci, hatırladıklarımdan bazıları... Bunları tadarken, kendimi Urla’da şık bir restoranda hissettim.
Közlenmiş biber ve patlıcan eşliğinde ılık keçi peyniri ve elma kurusu, kayısı, erik, mango, muz ve yoğurtla yapılan smoothie birlikteliği, çok enteresan geldi. Arkasından enginar püresi ve erik sosuyla gelen minik ördek göğsü değişik bir tattı. Beyaz hindiba salatasıyla devam ettik. Cibes otu, karamelize arpacık soğan, kuşkonmaz, demirhindiba sosuyla sunulan kuzu bonfile ana yemeğimizdi ve çok kıvamındaydı. Gerek pişmesi

Yazının Devamı

SADE LEZZETLER…

15 Kasım 2019

Nişantaşı, gün geçtikçe Pandora’nın kutusuna benziyor... Kapağını açtıkça içinden yenilikler fışkırıyor. İşte en yeni mahalleli de Beş Denizler Mutfağı veya kısacası, Sade... Felsefesini kurucularından Özel İdare emekli Müdürü ve Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı olan, aslen Tokatlı Adnan Şahin şöyle açıklıyor: Hazar, Kızıldeniz, Ege, Akdeniz ve Karadeniz’in ortasında kalan coğrafyadaki topraklarda yetişen bitkiler, et ürünleri, denizlerimizin balıklarıyla hazırlanıyor ve reçetelerinin büyük bir kısmı, Türk mutfağının, diğer bir deyişle geniş Anadolumuzun özgün tatlarının gerçeğe uygun tatbikatçısı olan Deniz Şahin’e ait. Zaten daha içeri girer girmez, ‘Buraya bir hanım eli değmiş ve tebessüm eden yüzler yaratılmış’ diyorsunuz. Deniz Hanım’ın çalışmaları arasında önemli bir kısım var ki onları da unutmamak lazım, o da gerçek Türk yemeklerinin tarihi reçetelere göre uygulanması...

Özellikleri

‘Burası acaba nasıl bir lokanta?’ diye

Yazının Devamı

Paris'te sonbahar

8 Kasım 2019

Benim için İstanbul’dan sonra dünyanın en güzel, en görülesi ve her unsuruyla en çekici şehri, Paris olmuştur. Gerek gençken eğitimimin bir kısmını
orada tamamlamış olmamdan gerekse ömrüm boyunca defalarca iş ya da tatil için her bulduğum fırsatta gidip, hep mutlu döndüğümden olsa, Paris benim için hep vazgeçilmez bir destinasyondur.
Tabii, İstanbul gibi her mevsim gidilebilecek bir şehir değil; zira kışları ayaz gibi bir soğuğu vardır. Yazları da aşırı nemli ve sıcak olur. Bu yüzden ya sonbaharda ya da ilkbaharda gidin derim.
Biz de ekimin son haftası için bir plan yaptık ve hava da izin verdi de sokaklarda çok rahat gezebildik. Bu gidişimde şunu anladım ki, Paris’te yerel halk gibi gezmek, artık biraz olanaksız hale gelmiş. Pek kimsenin bilmediğini düşündüğüm kafeler, bölgeler ve restoranlarda bile her yer turist dolu.

Lezzetli ve sıcak: Citron

İlk durağım, Champs-Elysees’de açılan Galeries LaFayette oldu. “Neden?” derseniz, şu dünyayı kasıp kavuran modacı Jacquemus’un açtığı kafe ve restoranı

Yazının Devamı

NİŞANTAŞI’NIN KRU’SU…

1 Kasım 2019

Böylesine iddialı, oyunun tüm aktörlerinin bulunduğu Nişantaşı gibi bir bölgede Ufuk Ügümü, iddiasız, taze, leziz, örf ve adetlere bağlı tek kelimeyle, ananevi Ege ve İstanbul yemeklerini bize sunuyor. Hani annenizin mutfağına girip, “Ben şundan da bundan da istiyorum” diyebiliyorsunuz ya, adeta o şekilde insan kendini şımartabiliyor.

Tarihi süreç

Aslında ailenin kökleri, Erzurum’dan geliyor. Dede aşçı, baba Galip de babasından el almış, Fatih’te, Akdeniz Caddesi’nde yer almışlar, konsept ise hep aynı olmuş, yani esnaf lokantası... 2000’lerdeyse Nişantaşı’na gelerek,
o günden bugüne Hünkar ismini devam ettirmişler. Ufuk’un söylediğine göre, dedesine sorulduğunda, “Ben hünkar beğendiyi çok iyi yaparım onun için adını böyle koydum” dermiş.
Şimdi konuya yani Ufuk’a dönelim, 10 yaşında kaportacıda çalışmaya başlayan, kasapta, balık halinde, yaz tatillerinde hep çalışan, eti senin kemiği benim mantığıyla işe verilen ve üniversite birinci sınıfta öğrenci değişim sistemiyle

Yazının Devamı

Bir meze festivali

25 Ekim 2019

Antal-ya’nın en güzel ve en büyük şehir oteli Akra, aslında Barut Grubu tarafından satın alınıp, tamamen yenilenmiş ve her noktasına ayrı bir işlev kazandırılmış 1000 yataklı bir tesis.
Burası 49 yıllık bir tecrübenin son meyvelerinden biri... Şu anda grubun 13 oteli faal olarak çalışıyor. 3 bin 500 çalışanı ve yaklaşık 10 bin yatağıyla tamamen aile tarafından profesyonel bir anlayışla yönetiliyor. Yıllar önce bir toplantıda ailenin konuyla ilgili ana aktörlerinden Ahmet Barut’la konuşurken, zaten bunu anlamıştım.
Meze Festivali ise grupla özdeşleşmiş durumda... Daha havalimanındaki karşılamada görevli personelin yakalarındaki logo, beni bu etkinlikle tanıştırdı. Gelir gelmez otelin genç dinamik genel müdürü Gökhan Polat’la tanıştım ve koyu bir sohbete başladık. Otelin çok iddialı iki restoranının olduğunu ayrıca Life Co. adlı kuruluşun vegan mutfaklı ‘Saf’ restoranının çok revaçta olduğunu anlattı. İkinci bahsi geçen Pablito ise başlı başına bir kompleks, şefine hayran oldum ve bunu ayrı bir yazıda işleyeceğim. Şimdi festivale gelelim. Bu

Yazının Devamı