Prof. Dr. Nuran Yıldız

Prof. Dr. Nuran Yıldız

nuran@nuranyildiz.com

Tüm Yazıları

Özay Şendir’in “Cumhuriyetin ilk ve tek savaşı” yazı dizisinde, “Kıbrıs sorunu” hakkında unutulmuş pek çok ayrıntıyı okuduk, ben de devam ettireyim. 

Her yıl, Ercan Havalimanına her inişimde, “Burası dünyanın cenneti de merkezi de olabilir” diyerek iç geçiririm. 

Her defasında Girne sokaklarında yürürken mırıldandığım şarkı aynıdır: 

“Bu kadar yürekten çağırma beni, bir gece ansızın gelebilirim.” 

O sözleri, T.C. Millî Savunma Bakanlığı’nın sosyal medya paylaşımında gördüğümde duygulanmam ondan. 

Harekât öncesi, Kıbrıs Türkleriyle dalga geçmek için Rum radyolarında “Bekledim de gelmedin” çalınıyordu. Mehmetçik, paraşütlerle adaya inerken, Bayrak Radyosu’ndan cevap verildi: “Bir gece ansızın gelebilirim.” 

Haberin Devamı

Lefkoşa semalarında askerlerimizi gören Denktaş, arkadaşlarına “Yağmur gibi indiler, en mutlu günüm” demişti. 

Yağmur gibi inişin, “Barış Harekâtı”nın 50. yılı. 

50 yılda dünyanın ayarları, algıları, ulusal/ uluslararası siyasetin yapılış biçimleri değişti. Bizim yöntemler değişmedi. 

50 yıl, bize değişim için fırsat da sunuyor. 

Geçen ay Lefkoşa’da yaptığım konuşmada bu gerçeğin altını çizdim: “Yeni teknolojiler dünyanın her köşesini, önemde eşitledi. Bulunduğumuz yerin dünyanın merkezi olmasını artık, bulunduğumuz yerde bizim yaptıklarımız belirler.” 

Ambargoları, yok saymaları etkisizleştiren birçok iletişimsel yol ve yöntem var. 

Yeter ki işe, ezberlere, konfor alanlarına hapsolduğumuz gerçeğini kabul ederek başlansın. 

Ki bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ezber bozucu siyaset anlayışıyla, dış politikamızı başarıyla yürüten Hakan Fidan’ın yaklaşımına son derece uyumlu olacaktır. 

Aksi halde ada, algısal olarak ellerimizden kaymaya devam edecek. 

Neler mi yapılabilir? 

Bir, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” demekten vazgeçmeli, “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” adını kullanmalıyız. İletişimde adlandırma, düşünsel çerçeveyi belirler. “Türk Devleti” zaten kuzeydedir. Bu söylem, iki devletli çözüm önerimizin altını çizecektir. 

İki, adanın “kumar dünyası”, “rant kapısı” ve “parayla okunan üniversite ülkesi” algısının değişmesi konusunda çalışılmalı. 

Haberin Devamı

Üç, potansiyeli ve heyecanı yüksek Kıbrıs Türk halkının kapasitesini açığa çıkaracak vizyona sahip siyasetçilere ihtiyaç var. 

Dört, adanın her metrekaresi tarihi ve kültürel zenginlikle dolu olduğu halde, mekanların bakımsız, ilgiden uzak olması büyük sorun. 

“Barış Harekâtı”nda büyük simgesel önemi olan “Çıkarma Plajı”nın, açık hava müzesine dönüştürülmesi gerekirken, özel plaj olarak işletilmesi düşündürücü ve halkı da incitiyor. 

Beş, “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin bir kentini “marka kent” yapmak, adaya dikkatleri çekmek açısından çok yararlı olacaktır. Çünkü artık politikaları kamuoyu belirliyor. 

Altı, AB fonlarının adadaki projelerinin yakından takibi gerekiyor. 

Yeni bir politika ve iletişim anlayışına geçmenin tam zamanı ve bu çok da zor değil. 

Trump nasıl başarıyor?  

ABD Başkan adayı Trump, “Barnum etkisi” dediğimiz, herkes için geçerli durumları kişilere uyarlama becerisine sahip. Ayrıca şu iki özelliği de şansını artırıyor; 

Bir, bilgi, düşünme ve “beyin”in yerini, “göz”ün aldığının farkında. Kameraların (kamuoyunun gözünün) nerede olduğunu biliyor, oraya oynuyor. 

Haberin Devamı

İki, insanların ruh halini çözmüş. “Güvensiz”, “emniyetsiz”, “yalnız” ve “tehdit altında” hisseden insanlara istediklerini veriyor. 

Anahtar kavramları ise; “Güçlü Amerika”, “evlatları uzak ülkelerde ölmek zorunda olmayan anne babalar” ve “tehlikelerin kaynağı yabancılar.” 

Aklımda kalan 

TFF Başkanı Hacıosmanoğlu: Başkan seçilen İbrahim Hacıosmanoğlu futbolu lobilerden, kirli ilişkiler ağından kurtarmayı başarabilir mi, bilemem. Ersun Yanal’ın Trabzonspor’a teknik direktör olduğu süreci birlikte yönetmiş, taraftarın istemediği Yanal’ı, bağırlarına basmalarını sağlamıştık. Hacıosmanoğlu’nun iyi yanı, kafasına koyduğunu yapması, kötü yanı ise aklına geleni söylemesidir. Kulüp başkanlığından istifası da dilinden olmuştu. İlk günden “Montella gidecek” dedikodusuyla devreye giren kirli ilişkilerle nasıl mücadele edebilir bilemiyorum ama Anadolu kulüplerinin uğradığı haksızlıkları gidermek için çalışacağı kesin.