Bir şeyin (sözcük, kişi, olay, örgüt vs.) anlamı, zihinde neyi temsil ettiği diğer şeylerle etkileşimi, bağlamı ve önceki deneyimlerle oluşur. İmralı’nın “silah bırakma çağrısı”nda en çok dikkatimi çeken “anlam yoksunluğu” kavramıydı. Metnin başlarındaydı. Terör örgütünün kendini feshetmesinin siyasal, sosyolojik, küresel gerekçelerin ötesinde “anlam yoksunluğu”na dayandırılması önemliydi. Zira “anlam yoksa ilkesizlik ve sorumsuzluk doğar” (Durkheim).
Gelinen noktayı ve sonrasını anlatmaya, yani işin iletişimine sıra gelmiş görünüyor. Şehit yakınları başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine doğru bir dille anlatmak, benimsenmesini sağlamak, şüpheleri gidermek sürecin başarısını belirleyecek en kritik iş. Metnin açıklanması, önemli bir aşama ama süreç tamamlanmış değil.
Açıklamaya dair gördüklerimiz iletişim ortamına dair iyi niyetli bir beklenti oluşturuyor; Son İmralı görüşmesinin kalabalık bir grupla gerçekleşmesi (tanık sayısının artması), grubun beden dilindeki rahatlık, terörist başının el yazısında görünür olan özgür irade ve meydanlara toplanan bölge halkının sevinci.
Şimdi dikkati ülke kamuoyuna çevirme zamanı. Açıklamaya kadar geçen süreçte proaktif iletişim gereği, hazırlıkların tamamlanmış olduğunu düşünüyorum. Kamuoyu ne duymak istiyor, hassas olduğu noktalar ve öne çıkarılacak kavramlar kararlaştırılmışsa sonuç almak kolaylaşır. Ve elbette, terör örgütünden ayrılacak olanların kendilerini neyin beklediğine dair iç soruları cevap bulmalı aksi halde, geleceğe dair bilinmezlik, belirsizlik mevcut yapıya tutunmalarını güçlendirir.
Terörist başının yakalandığı Şubat 1999’dan sonra “baş”sız kalan terör örgütü, birden fazla yöneticisi olan, amaçları konusunda kafası karışan, destek gördüğü ülkelerce maniple edilen bir yapıya dönüştü. Onu kuran, ona “ömrünü tamamladın” dedi.
Daha önemlisi örgütün dayandığı tezler çöktü. Türklerin Kürtleri yok etme niyetinin olmadığı anlaşıldığı gibi, ülkenin gelişiminden en önemli payı alan da Kürt sermayesi oldu, Kürt siyasetçiler ülke yönetiminde yer aldı. Yeni teknolojilerin açtığı pencerelerle, terörden bezen bölge halkı yönünü gelişen dünyaya döndü.
Devlet Bahçeli’nin, diyalektiğin “tez, antitez, sentez”in sıra dışı örneğini veren girişimleriyle sorunun çözümüne yönelik adımların arkasında güçlü bir siyasi irade var. Ortamı sağlayan ise, hiç kuşkusuz TSK / Milli Savunma Bakanlığı’nın, MİT’in, devletin güvenlik kurumlarının terörle mücadele yöntemini değiştirerek, terörü kaynağında yok etme anlayışına geçmesinin sağladığı sonuçlardır.
Açıklama metni sadece sonucu ilan etmiyor, birçok şeyi anlatıyor. Metinde “eğer”li ifadeler yok. Ön şart ileri sürmüyor. Taviz istemiyor. Bu da devletin “önce silahları bırak, tasfiye et” ön şartının hayata geçtiğini gösteriyor.
“Sistem arayışları için demokrasi dışı yol yoktur” vurgusu, Kürt hareketinin siyasetinde önemli değişimlere neden olabilir. Üzerinden örgüt baskısı kalktığında DEM’in daha özgür hissedeceği açık.
“İfade özgürlüğündeki ve Kürt kimliğindeki gelişmeler” vurgusu, muhalefetin argümanlarını zora sokacağı gibi, “sol”un, “Kürt”ler üzerinden siyasete sıkışmış kesimi kendisine yeni bir anlam arayacaktır.
TUSAŞ saldırısı sonrasında bu köşede terörün “en kanlı mektup” olduğunu yazmıştım. Umalım ki o mektubu yazan kalemin kanlı mürekkebi, artık bitmiş olsun.
Trump’ın köpek balığı stratejisi
Trump’ın Beyaz Saray’da, dünyanın gözleri önünde, canlı yayında Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’i azarlaması, aşağılaması, hakaret etmesi insanlık için utanç vericiydi. Sadece dünya kamuoyunun midesini bulandırmadı, ABD kamuoyunu da (bir avuç narsist hariç) rahatsız etti.
Trump neden böyle yapıyor? Soruyu kişiliğiyle açıklayan gerekçeleri artık biliyoruz, geçelim.
Nezaket dahil hiçbir kuralı tanımayan hoyratlığının son derece sert bir gerekçesi var: Neo-liberal kafası! O kafa, kural ve ilkeleri ilerlemenin (kazanmanın) önünde engel olarak gören neo-liberal düzenin baş temsilcisi.
Neo-liberal düzen, dünyayı “herkesin istediği gibi yüzdüğü bir okyanus” olarak sunar. Okyanustaki köpek balıklarını göstermez. Köpek balıkları kendinden güçsüzleri yer. Hiçbir bağ tanımaz, kendi yavrusu dahil! (Sahi, Melenia nerede?)
Trump’ın yaptığı, köpek balıklarını taklit etmektir. Uzak tutmak için, kanlı et parçaları vermeniz gerek.
AKLIMDA KALAN
İmamoğlu’nun diploması: Benim için diplomanın gerçek olup olmamasından çok daha önemli bir şey var, o da başarısız ama parası olanların bu amaçla kurulmuş yurt dışındaki üniversiteleri kullanarak sınavların arkasından dolanması. Tembel ve başarısız ama zenginseniz, ülkemde sınava girip kazanmış başarılı gençlerle aynı hakka sahip olmamalısınız. İmamoğlu olayı, bu büyük haksızlığı görünür hale getirmiş olması açısından önemlidir.