Prof. Dr. Nuran Yıldız

Prof. Dr. Nuran Yıldız

nuran@nuranyildiz.com

Tüm Yazıları

Bugünün toplumunu Bauman şöyle tanımlar: “Banknot bozdurulmuş, elimizde bir avuç bozuk para kalmıştır.” Ortak bağlarla örülmüş toplum çözülünce, geriye tek tek insanlar kalır. İnsan sadece kendisi, istekleri, hazları, ihtiyaçları dışında bir şeyle ilgilenmez. “Değer” ölür, “ortak değer” yok olur. Neo-liberalizmin önündeki “toplum” bendi kalkmış olur. 

Toplum fikri, ancak tüketicilerden oluşan bir bütünse kabul görür. Peki neo-liberalizm bu gücü nasıl elde eder? 

Yapay gereksinimler yaratarak insanları sisteme borçlandırır. Bireyi kutsayarak devletin denetim işlevini zayıflatır. Kuralsız rekabeti körükler. Para kazanmak, nasıl kazandığından önemli hale gelir. Geleneksel medya eğlence, sosyal medya manipülasyon aracı olur. “Farklı ol” tuzağı kurar. 

Haberin Devamı

Devleti güvenlik alanıyla sınırlar, o alanı daraltır, araçlarını sermaye temin eder. En önemli bozulma ise, insan karakterinde olur. Sennett, “Karakter Aşınması”nda, neo-liberal düzenin kişilik üzerine etkilerini anlatır. 

Önemli olan senin mutluluğun, senin acın, senin başına gelenler olduğuna inandığın için dibinde 78 kişi yanarak ölse de, kayak yapmaya devam etmende sakınca yoktur. 

Yanan otele komşu otelin, rezervasyon iptali isteyenlere “Bizde yangın yok, iptal edemeyiz” cevabı, cenazeleri nakil için “100 bin lira” istenmesi, “zenginlerin ölmesine üzülmediğini” söylemek, daha önce yanan otelde bin kez kalıp da işlemeyen yangın merdivenlerini görmezden gelmek, yangının ertesi günü Fransa’daki lüks kayak otelinden “bakın biz burada güvendeyiz” paylaşımı, hepsi bu yüzdendir. 

Bu “bozulma”yı, “yabancılaşma” olarak paketlemek, sosyolojik bir saptama olarak kalır, çözüme hizmet etmez. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Aile Yılı” konuşmasında söylediği şu cümle dikkatlerden kaçtı: “Neo-liberal kültür akımları sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz etmekte ve toplumsal dokuyu şekillendirmektedir.” 

Toplum, yas ilan edilmeden de acıya saygı duyan bir varlıktı halbuki. Komşuda ölümü bırakın, hasta varken bile kendi evinde televizyonun sesini kısmaktı. Yeni pabuçları, ayakkabısı eski olan arkadaşının yanında giymeye utanmaktı. 

Haberin Devamı

Neo-liberal düzen, ortaklıkları bozarak toplumu parçalıyor. Ne yapacağız? 

Yükselen kültürlere bakarsanız, “ortak değer”lerin de yükselişini görebilirsiniz. Ortaklık Çin’de, Japonya’da olduğu gibi okullarda birlikte hareket etmek, aynı formayı giymekle biçimlenir. Okullar proje yarıştıran değil iş birliklerine teşvik eden yerlerdir. 

Eğitim sistemini “ortak değerler” bağlamında, “Andımız”dan başlayarak kuruluş ayarlarına yeniden çevirmeyi düşünmeliyiz. Zorunlu okuma listelerinde Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu gibi yazarlar olmazsa olmaz. 

İdeolojik tutumlardan arındırılmış “ortak değerler”e dönüş seferberliği için “aile yılı” önemli fırsat. Aile toplumun en küçük parçası olmakla birlikte toplum da en büyük ailedir. Eğitimden ekonomiye hatırlama zamanı. 

İletişim notları 

Bir, iletişim yönetiminde önemli olan, zamanında susmayı bilmektir. Çene ishali salgınında bunu anlatmak güç. Otel yangınından sonra Orhan Gencebay’ın, “İhmaller olabilir ama kötü niyetli değildir” demesi ya da Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın sürekli açıklama yapması olacak şey değil. 

Haberin Devamı

İki, Milliyet’in Haldun Taner Öykü Ödülleri’ni vermeye devam etmesi, yazılı kültür ve zihinsel gelişim açısından son derece önemli. Mideye hitap eden restoranları ödüllendirmekten önemli olan, beyne ve ruha hitap eden edebiyatı, felsefeyi ödüllendirmektir. 

AKLIMDA KALAN 

“Kişisel veri güvenliği nasıl korunacak” sorusu: Bir okurum büyük bir teknoloji mağazasından, çok büyük bir markanın televizyonunu 75 bin liraya alıyor. 5 bin liralık promosyon hediyesi için başvuru linki veriyorlar. TV markasına ait linke kimliğinin iki yönlü fotoğrafını, kendi fotoğrafını eklemezse promosyon yok! O da reddediyor. Bu uygulamalar çok yaygınlaştı. Kasalarda telefonunu vermeden alışveriş yapılamaz hale gelindi. Kişisel veriler ortalığa saçılmış durumda. Ticaret Bakanlığı bu konuda bir önlem alsa olmaz mı?