Prof. Dr. Nuran Yıldız

Prof. Dr. Nuran Yıldız

nuran@nuranyildiz.com

Tüm Yazıları

Siz kırmızı ışıkta duruyorsunuz, onlar geçiyor. Siz hız sınırına uyuyorsunuz, onlar uymuyor.

Kuralları hiçe sayan araçların pek çoğu lüks segment. Cezalar umurlarında bile değil. Kırmızı ışıkta geçmek herkes için 1500 TL! Benim için caydırıcı rakam, onun için değil.

Büyük haksızlık.

İçişleri Bakanıyla Maliye Bakanı bir araya gelseler, MTV’de olduğu gibi trafik cezalarını da araç sınıfına göre ayarlasalar ne güzel olur.

Kolayca yapılabilecek bir düzenlemeyle, biri trafik suçlarını azaltmış, diğeri ek gelir elde etmiş, halkımız da eşitlik hissi yaşamış olmaz mı? Olur.

Haberin Devamı

Makyaj akıyor, yüz ortaya çıkıyor…

Palyaço makyajıyla unutulmaz “Joker” filminin ikincisinin gösterime girdiği tarih konuşulurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanımıyla “çağımızın Hitler”i Netanyahu da ABD Kongresine giriyordu.

Bu bir rastlantı olabilir mi? “Sosyal Bilimler ve Kaos Teorisi” anlatan biri olarak rastlantı kavramına inanmam.

Yıllar önce, New York 5. Cadde’de etrafa şaşkın şaşkın baktığım anı hiç unutmam.

5. Cadde, “Sex And The City” ile hayatlarımızın orta yerinden geçmişti.

Tüketim toplumunun fenomen dizisinde olaylar şahane giyinen, fit ve havalı kadınların etrafında dönüyordu.

Ve fakat, bulunduğum caddede o kadınlar yoktular! Etrafımdan geçenlerin büyük çoğunluğu obezdi.

Ekran aracılığıyla oluşan imajlar, bozulan gerçekler konusunu çalışan biri olarak elbette bunun böyle olduğunu biliyordum. Deneyimlemek başkaydı.

Ekranların önünde (dünya artık ekranlarla algılanan bir yer) “güzellikler, mutluluklar, zenginlikler ülkesi”, “demokrasi ihraç eden ülke” imajıyla dünyayı avucunun içine alan ABD, şimdi avuçlarının arasından o dünyayı kaçırıyor.

Ekranların ardındaki gerçekleri, artık gizlemeyi başaramıyor.

“Yeşil kart” dağıtarak dünyanın geri kalanından emdiği zekâ, artık kendisinin karşısında duruyor.

“Refah üreten ülke”den, “savaş ve kaos üreten ülke” algısına geçiliyor.

Ebu Gureyb ve Guantanomo kampındaki işkencelerin belgeselleri yapılıyor.

Masumların katili Netanyahu’nun, Kongre’de ayakta alkışlamasındaki coşku, ABD’nin savaş ve işkencelerden duyduğu hazzın kanıtı gibiydi.

Haberin Devamı

Güzel gösteren ekranlar artık pırpırlanıyor, görüntüler eriyor. Kameralar, gösterişli gökdelenlerin arkasında yaşayan evsizleri görüyor.

Neoliberal krizi iliklerine kadar yaşayan ABD, çözümü, uysallaşmayan ülkeleri düşmanlaştırmakta buluyor.

Vietnam savaşını kaybedişini, “Rambo” gibi kahramanlar yaratarak, 11 Eylül’de ikiz kulelerin yerle bir oluşunu, filmlerden o kulelerin olduğu sahneleri silerek unutturmaya çalışmak artık işe yaramıyor.

“Yabancı”ları hapsettikleri kenar mahalleler, şehirlerin ruhunu ele geçiriyor.

Kızılderililerden çaldıkları topraklarda, Afrikalıları köleleştirmeye alışmışken 1956’da, siyahlarla aynı otobüse binmeyi kabul etmelerine övgü düzseler de bugün, halâ herhangi bir suçta siyahlar “olağan şüpheli.”

Kamala Harris raporlamıştı durumu. Harris’in kahkahalarıyla, Joker’in kahkahaları arasındaki benzerlik, haksızlıkların dışavurumu olmalı.

“Demokrasi ülkesi”nde, sandığa gidilmiyor, kongre binası basılıyor, suikastler olağanlaşıyor.

Haberin Devamı

Bölerek yönettiği dünya, birleşerek karşı bloklar oluşturuyor. “Çağın Hitler”iyle iş birliğinde, kim kukla, kim kuklacı karışıyor.

Herkesi düşmanlaştırdığınızda dostlarınızı seçme şansınız kalmaz.

Tarihte ortaya çıktıkları günden bu yana, iyi tarafta yer almamış bir ülkede, Netanyahu’yu protesto eden kadını tek ve zayıf sanmak, onun ardındaki dünyanın geri kalanını görmemek de özgüven körleşmesi olsa gerek.

ABD’nin abartılı makyajı dökülürken, vizyona girecek Joker’in palyaço makyajının gizledikleri rastlantı olabilir mi? Olamaz.

AKLIMDA KALAN

İcardi’nin alev emojili mesajı: Galatasaray’ın futbolcusu İcardi, ayrıldığı eşi Wanda’nın fotoğrafları altına alevli emoji koymuş, “yakıyorsun” anlamında. Tartışma oradan çıktı, bir insan ayrıldığı eşine nasıl böyle bir mesaj atarmış. Kısa cevabı, bu onların bileceği iş. Ancak özeti şu, dünya artık siyah / beyaz, doğru / yanlış diye ayrılamayacak gri bir ortama döndü. Hem de tüm ilişki türlerinde. Kesin yargılardan kaçınmak lazım.