Mirasçılıktan çıkarmanın geçerli sebepleri nedir? Kimler mirastan çıkarılabilir? Mirasta hayırlı evlat olur mu? Saklı pay nedir? Gelin bunları ayrıntılı inceleyelim...
Mirasbırakan ile mirasçılar arasında zaman zaman derin anlaşmazlıklar ve kırgınlıklar olur. Bazen de hatalı olduğu düşünülen evlilikler ya da diğer tür ilişkiler, ilgisizlik, arayıp sormama gibi nedenler mirasbırakan ile mirasçılar arasında onarımı zor, olumsuz ilişkilere neden olur. Böyle durumlarda mirasbırakan mirasçısını mirasçılıktan çıkarmak ister.
Mirasçılıktan çıkarmanın ölüme bağlı tasarruf dediğimiz, vasiyet, mirasçılık sözleşmesi ve feragat sözleşmesi ile yapılması şekil şartıdır.
Mirasçılıktan çıkarmanın TMK md 510 ve 513’üncü maddelerine göre 3 ana sebebi olabilir:
1-) Mirasçının, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi ve mirasçının mirasbırakanının canına kastetmesi, ölüme terk etmesi mirasçılıktan çıkarılma nedenleridir.
İftira atma, hakaret ve sövme, toplum içerisinde aşağılama gibi eylemler de kanaatimce mirasçılıktan çıkarılma sebepleridir. Mirasbırakan aleyhine yalancı tanıklık etme de çıkarılma sebebi olsa da mirasbırakan aleyhine doğru tanıklık yapmanın kanaatimce mirasçılıktan çıkarılma sebebi olup olmayacağı tartışmalıdır. Çünkü mirasçının Türk Ceza Kanunu md 48 gereği tanıklıktan çekilme hakkı varsa yine de mirasçısı aleyhine tanıklık yapmakta ısrar etmesi kanaatimce mirasçılıktan çıkarılma sebebi sayılmalıdır. Yasanın verdiği tanıklıktan çekilme hakkını mirasbırakanı aleyhine kullanmayan mirasçı, miras hukuku bakımından bunun sonuçlarına katlanmalıdır. Ancak bu benim kişisel yorumumdur.
2-) Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi... Aile hukuku aile bireylerine karşılıklı bazı ödevler ve görevler yükler. Bu ödevlerin önemli ölçüde yerine getirilmemesi de mirasçılıktan çıkarılma sebeplerindendir.
Gerçek bir olayda, miras bırakan baba yurtdışında okuttuğu kızını mirasçılıktan çıkarmıştır. Yargıtay 3. HD, mirasçının;
- Miras bırakanın ve öz annesinin rızaları dışında evi terk ettiği, dönmesi için haber gönderilmesine rağmen gelmediği,
- Tanımadıkları birisi ile miras bırakana ve annesine haber vermeden evlendiği,
- Miras bırakanın ağır hastalığa yakalanmasına ve haber gönderilmesine rağmen bakmayacağını, ilgilenmeyeceğini, eve gelmeyeceğini bildirdiği;
- Bayramlarda ve diğer önemli günlerde yıllar boyu eve uğramadığı, telefonla aramadığı;
- Boşandığı eşi ile birlikte nikahsız olarak yaşadığı, son dönemde yapılan rica ve minnetler ile zoraki eve geldiği ancak yabancı biri gibi davrandığı;
- Miras bırakan hakkında “yatacak mezar yeri var mı bu adamın” dediği;
- Kiracılara özel hayatları ve geçmiş ile ilgili birtakım şeyler anlattığı, anne babasının kötü insanlar olduğunu söylediği,
Bu sebeple mirasçılıktan çıkarılan kız evladın ailevi görevlerini ağır bir şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle, mirasçılıktan çıkarılmaya yönelik vefat edenin vasiyetnamesini iptal etmemiştir.
Hemen söylemem gerekir ki, haysiyetsiz bir yaşam sürmedikçe bir evladın sırf anne ve babanın onaylamadığı birisiyle evlenmesi, mirasçılıktan çıkarılma sebebi olamaz. Anacak şu hususun da oldukça kritik bir husus olduğunu vurgulamalıyım; her ne kadar mirasçılıktan çıkarma sebebi, saklı pay sahibi mirasçıdan kaynaklanması gerekse de, mirasçının örneğin eşinin kayınanne ve babaya karşı sistematik şekilde kötü davranmasına, aşağılamasına engel olmaması, engellemek çaba göstermemesi halinde, kişisel görüşüme göre sırf bu engel olmama nedeniyle mirasçılıktan haklı olarak çıkarılabilmesi gerekir.
3-) Altsoydan olan mirasçı hakkında borç ödemeden aciz belgesi düzenlenmişse mirasbırakan, mirasçısının saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şart. Borç içinde yüzen mirasçı saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarılmakta ve çıkarıldığı yarım miras payı doğmuş - doğacak çocuklarına özgülenmek zorunda.
Bir kimse mirasçılıktan çıkarılırsa ne olabilir?
Bir kişi mirasçılıktan çıkarılınca, başka bir tasarrufta bulunulmamışsa, mirasçılıktan çıkarılan kişi sanki önceden ölmüş gibi kabul edilmektedir ve ona düşecek miras payı da bu nedenle altsoyuna, yani çocuk ve torunlarına vs. geçmektedir. Mirasçılıktan çıkarılanın altsoyu yoksa, miras payı, mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarına geçmektedir.
Burada ilginç bir duruma değinmekte fayda vardır; mirasçılıktan çıkarılanın payı kendi altsoyuna geçtikten sonra, kendi altsoyunun vefatı halinde ve koşulları varsa, altsoyunun yasal mirasçısı olacaktır. Bu durumda da mirasçılıktan çıkarılma nedeniyle mirasbırakanından alamadığı miras payına giren malları, altsoyunun mirasçısı olarak alabilecektir. Buyrun size yani bir tartışma konusu!
Mirasçılıktan çıkarılmanın geçerli olması için mutlaka sebebinin belirtilmesi gerekmektedir. Mirasçılıktan çıkarılan kişinin buna itiraz etmesi halinde, belirtilen çıkarılma sebebin varlığını ispat yükü, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşmektedir.
Vasiyette belirtilen çıkarılma sebebin varlığı ispat edilemez veya hiç bir çıkarma sebebi belirtilmemişse, mirastan çıkarılan mirasçı sadece saklı payını alabilir. Mirasbırakan mirastan çıkarma sebebi hakkında açık bir yanılmaya düşmüşse, çıkarma tamamen geçersiz olur.
Mirasta hayırlı evlat olur mu?
“Hayırsız evlat” yasal olarak mirasçılıktan çıkarılabilirken, “hayırlı evladın” miras hukukunda daha fazla gözetilmesine yargı kararlarıyla olanak sağlanmıştır.
Bazı evlatlar aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini mirasçılıktan çıkarılmayı gerektirecek kadar ihlal etmese de bazı evlatlar da mirasbırakanlarının daima yanında olur, bakımlarıyla daha özverili ilgilenir.
Durum böyle olunca da anne ve babalar, yanlarında kaldıkları, bakımlarını üstlenen evlatlarına miraslarından daha fazla pay vermek isterler. Bu elbette mümkün ve yolu “hayırlı evlat” ile Türk Borçlar Kanunu 611’inci maddesinde düzenlenmiş olan “ölünceye kadar bakma sözleşmesi” yapmaktır. Bu sözleşme tıpkı miras sözleşmesi gibi resmi vasiyetname şeklinde olmak zorundadır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde, mirasbırakana ölünceye kadar bakıp gözetme üstlenilir. Uygun gıda ve konut sağlaması, hastalandığında da özenle bakılması gerekir. Bunun karşılığı da mirasbırakan örneğin taşınmaz, şirket hissesi vs verebilir. Ancak hemen belirteyim ki, “hayırlı evlat” görevi yerine getirilmezse, 613’üncü madde mirasbırakana yasal ipotek hakkı tanıdığından, verilen şeyler geri alınabilir.
Saklı pay ne anlama geliyor?
Mirasbırakanın serbestçe tasarruf edemeyeceği, mirasçısına bırakmak zorunda olduğu miras payıdır saklı pay. Saklı payı olanlar, mirasbırakanın altsoyu, ana ve babası veya eşidir. O halde mirasbırakanın çocukları, torunları, onların çocukları, ana ve babası veya eşinin saklı payını ihlal edici tasarrufları hukuka aykırıdır. Kardeşlerin, amca, hala, teyze, dayı gibi akrabaların saklı payı yoktur.
Saklı pay kuralı gereği, mirasçı olarak çocuğu veya torunu olan kimse, “Mirasımın tamamını eşime bırakıyorum” diyemez. Saklı pay oranları ise TMK md 506’ya göre, altsoy için yasal miras payının yarısı; ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri ve sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde dörtte üçüdür.
YARIN: Mirasın reddi nasıl olur?