Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Narin cinayeti, feodal düzende özgür bireylerin yetişemeyeceğini ve insanlığın gelişmeyeceğini bir kez daha gösterdi.

Hukukçu Hüseyin konuyla ilgili mesajında diyor ki:

“Feodal despotun buyruğu altında itaat kurumsallaşır, yalan toplumsallaşır.

Sürü psikolojisinde bireysel davranışa ve yurttaşlık bilincine yer yoktur.”

Diyarbakır’ın küçük Tavşantepe köyünde yaşananlar bizi bu sonuçlara götürüyor...

Aile içinde birileri, muhtemelen muhtar, dünya tatlısı yeğenini katlediyor...

Ailenin kimi bireyleri katile yardımcı oluyor.

Haberin Devamı

Soruşturma başlayınca bütün köy susarak suça iştirak ediyor.

Cinayet köy halkı tarafından şaşırtıcı bir ustalıkla saklanıyor.

Soruşturma saptırılıyor.

Adeta organize suç örgütü var karşımızda.

İtaat kültürü evlat sevgisine ağır basıyor.

Çocuğun öz ana ve babası bile katilin saklanması için çalışıyor.

Kimsenin vicdanı isyan etmiyor...

Derebeyinin yarattığı korku, evlat sevgisini bastırıyor.

Bu arada yargıdaki ifadeler düzenli olarak dışarı sızıyor ve katilin gizlenmesine yardımcı oluyor...

Soruşturmanın gizliliği lafta kalıyor.

Yaşanan dram Türkiye’nin, en azından bir yanıyla, çağın neresinde olduğunu göstermesi açısından üzüntü verici bir örnek oluşturuyor...

A. HAMİT

Gülhane Askeri Tıp Akademisi GATA, 2016 yılında Sağlık Bakanlığı’na devredildi ve adı “2. Abdülhamit Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi” oldu... Hastaneye neden bu ad konuldu, acaba temelini Abdülhamit mi attı diye merak ederdik. Geçende yolumuz bu hastaneye düştü. Kapısında tarihçesi yazılıydı. Okuduk:

“Hastane Sultan Abdülmecit’in Selimiye Kışlası civarında bir hastane yapılması iradesi üzerine 1844 yılında inşasına başlanmış, 1845’te yapımı tamamlanmış, 1846’da 500 yatak kapasitesi ile hasta tedavisine başlamıştır.”

Hastane yıllar içinde gelişmişti. Ancak Padişah Abdülhamit’in diğer padişahlardan farklı bir katkısı görünmüyordu

Abdülmecit tarafından inşa ettirilmiş olan hastaneye neden Abdülhamit adı verilmiş?

Bunun cevabını bulamadık!

TEZGÂH

“Bir kadını ağlattıktan sonra kendini ateşe atan tek yaratık.”

(Bir pazar yerinde soğan tezgahının üzerindeki yazı)

Haberin Devamı

SÖZ

“Korkuya dayalı ahlak gerçek ahlak değildir. Trafik ışığı kırmızı yandığında etrafta polis varsa duran, yoksa durmayan bir sürücü, ahlaklı sayılmaz.”

CEP BOMBASI

Lübnan’da Hizbullah’a yönelik siber saldırı, savaş teknolojisinin nerelere ulaştığını göstermesi açısından çok çarpıcı oldu. Dünya şaşkınlık içinde.

Salı günü 15:45 sularında Hizbullah tarafından kullanılan çağrı cihazları uzaktan kumandayla patlatıldı... Bir saat içinde 9 kişi öldü, 2800 kişi yaralandı... Görgü tanıkları insanların ceplerinden önce dumanlar çıktığını sonra patlama meydana geldiğini anlattılar. Hastanelere başvuran yaralıların büyük çoğunluğu ellerinden ve yüzünden yaralanmış durumdaydı...

Geçenlerde bir kafede telefonla konuşuyorum. Cihazı farkında olmadan masaya, güneşin altına koymuşum. Birden hat kesildi. Ve ekranda şöyle bir yazı belirdi:

“iPhone’unuz çok ısındı, soğumadan konuşma yapamazsınız...”

Cihazı serin bir tarafa alıp bekledim. Biraz sonra hat açıldı. O süreçte beni arayanlar da bağlanmamış. Telefon tamamen kilitlenmiş.

Haberin Devamı

Demek ki cihazların ısınması çok tehlikeli. Eğer cihazın hattı otomatik olarak kesme yeteneği yoksa patlama tehlikesi baş gösteriyor. Aklınızda bulunsun......

SİHİRBAZ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Marmara adasını ziyareti sırasında konuşurken, CHP iktidarında Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini sağlayacaklarını vurguladı. Özel şöyle konuştu:

“10 yılın sonunda Türkiye hem Avrupa Birliği’ne girecek hem oradaki ülkeler kadar güçlenecek. Maaşlar bugünkü gibi kalacak, fiyatlar 10 kat düşecek. Ya da fiyatlar aynı kalacak, maaşlar 10 kat artacak...”

Vaatler çok güzel… Ancak inandırıcı mı?

Türkiye AB’den her gün biraz daha uzağa düşerken CHP iktidara gelince üyeliğin sihirli değnek değmiş gibi aniden gerçekleşeceğine saf köylü olsun inanır mı?

Bu arada...

AB ile aramızdaki sorunlar gün geçtikçe artıyor... Bu soruların tek tek çözülmesi gerekiyor

Ancak biz CHP’den AB ile mevcut sorunların çözümüne ilişkin bir öneri ya da girişim duymadık.

Vize sorunu, Gümrük Birliği gibi sorunlarda CHP’nin bir girişimi var mı?

Yoksa sorunlar gizli bir el tarafından aniden mi çözülecek?