Araştırmalara göre, kolesterol düşüren statin grubu ilaçlar kalp hastalığı riskini düşürüyor, diyabet olasılığını güçlendiriyor... Peki bu ilaçların yarar, zarar hesabını nasıl yapacağız, ilaç alıp almama kararını neye göre vereceğiz? İşte size yol gösterebilecek üç örnek...
Geçen haftaki yazımdan sonra kolesterol düşürücü ilaç tedavisinin yarar ve riskinin değerlendirilmesiyle ilgili çok sayıda elektronik posta aldım. Risk yaşamımızın her alanında karşı karşıya kaldığımız bir kavram. “Yapacağımın bana ne yararı var?”, “Zarar eder miyim?”, “Yapmazsam ne olur?”... Bu sorulara yol açan belirsizlikleri biraz olsun aydınlatabilmek için risk hesaplaması yaparız. Elde edilen risk rakamlarının yararlı olabilmesi için gerçeği yansıtacak biçimde ifade edilmesi gerekir. “Trafikte bir saat geçirmek kalp krizi riskini yüzde 10 artırıyor” diye ilan eden gazete haberini okuyunca ne yapmalıyız? Arabayı satıp işe yürüyerek mi gitmeli, yoksa hiç aldırış etmemeli mi? Neyin yüzde 10 arttığını bilmezsek nasıl karar verebiliriz? Bu konuyu üç örnekle açıklamaya çalışacağım.
Yüksek risk
Özcan Bey’e göğüs ağrısıyla gittiği hastanede kalp krizi tanısı konuldu ve tıkalı kalp damarı acil olarak açıldı. Hastaneden çıkarken verilen reçetelerden biri kolesterolü düşüren statin grubu bir ilaç içindi. Doktoru bu ilacın ölüm ve kalp krizini yüzde 30 azalttığını ama şeker hastalığı riskini de yüzde 9 artırdığını söyledi. Özcan Bey, bir yanda tekrar hasta olma ve ölüm, öte yanda şeker hastası riskini düşünüyor, karar veremiyordu. Gerçekten de verilen yüzdeler karar vermek için yeterli değil. Çünkü 2 rakam da mutlak riski değil, göreceli riski belirtiyor. Özcan Bey’in durumundaki birisi için, ilaç almadığı takdirde kalp krizi, ölüm ve diyabet olma mutlak risklerini bilmeden yarar, zarar hesabını yapmak mümkün değil.
Göreceli ve mutlak hesabı
Kalp krizi geçirmiş kişilerle yapılmış 4 bin 444 kişilik bir araştırmada, kolesterol düşürücü ilaç almayan 100 kişiden 28’inin, 5 yıl içinde ya tekrar kalp krizi geçirdiği veya kalpten öldüğü saptandı. İlaç alanlarda bu oranın yüzde 19’a indiği görüldü. Riskte yüzde 30’luk bir azalma. Tek başına pek bir anlam ifade etmiyor. Onun yerine çok daha fikir verici olan mutlak risk azalmasına bakalım: 28-19.5= 8.5. İlaç, her 100 kişiden 8-9 unda kalp krizini veya ölümü önlüyor.
Yapılan çalışmalara göre statin almayanlarda 5 yıl içinde diyabet görülme olasılığı yüzde 4.5, ilaç bunu yüzde 4.9’a çıkarıyor. Yüzde 9’luk bir artış. Bu rakam göreceli riski ifade ediyor. Mutlak risk çok daha düşük: 4.9-4.5= yüzde 0.4, yani binde 4. Geçen haftaki yazımda bu rakamlar yanlış yazılmış, risk binde 2 olarak belirtilmişti düzeltir özür dilerim. Özcan Bey doktoruyla beraber ilacın diğer risklerini de değerlendirdikten sonra yararının ağır bastığı kararını verdi.
ORTA RİSK
Hakan Bey 58 yaşında, bilinen bir kalp hastalığı yok. Doktoru kolesterolünü ve tansiyonunu yüksek bulmuş. Tansiyon düşürücü ilaç verip diyet ve egzersiz yoluyla zayıflamasını önermiş. Altı ay içinde 5 kilo kaybetmesine rağmen toplam kolesterolü hâlâ 270 civarında olduğu için statin grubu ilaç alması tavsiye edilmiş. Hakan Bey de Özcan Bey gibi yan etkilerden endişeli, özellikle şeker hastası olmaktan korkuyor.
İskoçya’da yapılıp 1995’te bildirilen bir araştırmada, Hakan Bey’inkine benzer durumda olan 6 bin 600 kişi incelendi. Daha önce kalp krizi geçirmemiş bu kişilerde 5 yıl içinde kalp krizi geçirme ve kalpten ölüm riski yüzde 8 olarak bulundu. Kolesterol düşürücü ilaç verildiğinde bu oran yüzde 5.6’ya düştü. Yüzde 30’luk bir düşüş. Lâkin, mutlak riskteki azalma sadece yüzde 2.4. Aynı sürede ilaca bağlı şeker hastalığı riskindeki mutlak artış binde 4. Diğer riskleri de göz önüne alan Hakan Bey doktorunun tavsiyesine uymaya karar verdi.
DÜŞÜK RİSK
Dilşad Hanım 42 yaşında, bilinen kalp damar hastalığı yok. Sigara içmiyor. Düzenli spor yapıyor. Tansiyonu normal. Doktoru toplam kolesterolünün 270, kötü kolesterolünün de yüksek olduğunu söylemiş. Düşük kolesterollü diyet yapmasını tavsiye etmiş. Kolesterolü düşmezse ilaç almasının gerekebileceğini eklemiş. Dilşad Hanım kendisi için statinlerin yarar zarar oranının ne olduğunu merak ediyor.
Türk Kardiyoloji Derneği’nin web sayfasındaki (www.tkd.org.tr) risk hesaplama cetveline göre, Dilşad Hanım’ın 5 yılda kalp hastası olma riski yüzde 1. Kolesterol düşürücü ilaç aldığında bu risk yüzde 30 azaltılıp yüzde 0.7’ye düşse, mutlak risk de yüzde 0.3’lük yani binde 3’lük bir kazanç sağlanacak. Bu oran binde 4’lük diyabet riskinden bile daha az. İlaç almasını tavsiye etmeye imkân yok.
Peki ne yapmalı?
Bu üç örnekte de statin grubu ilacın sağladığı göreceli yarar aynı: Yüzde 30. Lâkin ilaç alıp almama kararını verebilmek için başlangıçtaki riskin ne olduğunun bilinmesi mutlaka gerekli. Aynı şey ilacın yüzde 9 artırdığı diyabet olma riski için de geçerli. Yazıyı riskin göreceli bir kavram olduğunu anlatan bir örnekle bitirelim.
Kırsal bir yöreden şehir merkezine giden bol çukurlu ve virajlı, geceleri çok karanlık olan bir yol düşünün. Lastikleri eskimiş, farları kırık, iki günde bir motoru arıza çıkaran bir otomobille, karlı bir havada, alışveriş yapmak için bu yoldan şehre gitmeye kalkana deli derler. Ama, evde birisi merdivenden düşüp bayılırsa, yakında doktor ve ambulans da yoksa, gece yarısı da olsa, hastayı kırık dökük arabaya koyup, aynı yoldan şehirdeki hastaneye götürmek yapılacak en makul iştir. Her iki durumda da kaza yapma riski yüksek. Ama yoluculuk sonunda elde edilecek yarar çok farklı.