Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Tüm çocukların sağlıklı beslenebildiği bir dünyada yaşayabilmek mümkün mü? Bu soruya verebileceğimiz cevap “Evet” olmalı, fakat maalesef güncel veriler böyle söylemiyor. Oysa bazı sorunlar hepimizi ilgilendirmeli, özellikle de konu çocuklarsa... İşe en basit noktadan başlayalım, okul çocuğu beslenmesinden. Maalesef başımızı diğer yana çevirerek beslenme çantası boş olan, kahvaltısız okula gelen çocuklar sorununu çözmek mümkün değil. El birliği ile ses vermemiz gerek ki bu bir ulusal politikaya dönüşebilsin.

Haberin Devamı

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü. Her yıl 20 Kasım’da kutlanan Dünya Çocuk Günü, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (UNCRC) yıl dönümünü işaret ediyor. Bu yılın teması ‘Geleceği Dinle’ olarak belirlendi. Her zaman söylediğim gibi kadınlar ve çocuklar geleceği besliyor, nesiller için önemli olan konularda seslerini yükseltiyor ve yetişkinleri daha iyi bir gelecek yaratmaya çağırıyor. Yetersiz beslenme, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkiliyor. Beslenme çocuğun hayatında her yaşta ve her aşamada önemli; bebeklik, oyun çağı, okul öncesi dönem, okul dönemi ve ergenlik ayrı ayrı değerlendirilmeli. Bir beslenme uzmanı olarak, bu dönemlerde beslenmenin önemini her fırsatta anlatsam da bazı can sıkıcı verileri görmezden gelmek mümkün değil.

Yardım alan aile sayısı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) bünyesinde çocuk yoksulluğuna ilişkin iki farklı araştırma sonucu geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Araştırma, Türkiye’de 0-17 yaş grubundaki 7.03 milyon çocuğun yoksulluk içinde yaşadığını, bunların 2 milyonunun ise ‘derin yoksulluk’ içinde olduğunu belirtiyor. Raporda, çocuklarda ve bebeklerde yoksulluğun daha yüksek seviyede olduğuna ise dikkat çekiliyor. Bebeklerde (0-2 yaş) yoksulluk oranı

yüzde 41.4; çocuklarda (3-14 yaş) yüzde 43.8; gençlerde (15-24 yaş) yüzde 29.9; yetişkin nüfusta (25 yaş) ise yoksulluk oranı yüzde 18.2 olarak belirtiliyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre ülkemizde düzenli sosyal yardım alan aile sayısı 4- 5 milyona yakın. Tabii buna asgari ücretliler ya da asgari ücretten hallice kazananlar dahil değil; yani zor geçinenlerin sayısı daha fazla. TÜİK verilerine göre ise ülkemizde yaklaşık 10 milyon çocuk yoksulluk mücadelesi içinde. Haliyle yeterli ve dengeli beslenemiyor.

Haberin Devamı

Yetersiz beslenme çocuklarda başta bodurluk, bağışıklık sistemi sorunları, aşırı zayıflık gibi fiziksel sorunlara yol açıyor. Ayrıca kaygı, yoksunluk, depresyon gibi psikolojik etkileri var. Konsantrasyon eksikliği, öğrenme ve hafıza güçlüğü gibi sorunları söylemiyorum bile...

İklim krizi etkiliyor

Son olarak, iklim krizinin bir çocuk hakları krizi olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Küresel sıcaklıkların artışından sorumlu olmayan çocuklar, en yüksek bedeli ödeyenler oluyor. Kısacası, yetersiz beslenme dünya çapında en çok çocukları etkiliyor. Çocukları beslemenin aslında geleceği beslemek olduğunu unutmayın.

Öte yandan hepimizin unutmaması gereken bir gerçek var ki, toplumsal cinsiyet eşitliği. Bu eşitlik sağlanmadan, kız çocuklarının eğitim hakkı öncelikli mesele olarak kabul edilmeden gerçek bir kalkınmadan, ilerlemeden bahsetmek mümkün değil. Kadın sorunlarını çözmemiş bir kalkınmanın sürdürülebilir olması imkânsız. Her yıl 25 Kasım ile 10 Aralık arasında Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı farkındalık çalışmaları yürütülürken bu gerçeği de hatırlatmak istedim.