Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hamilelik süreci bazı kadınlarda kalbi zayıflatabiliyor. Kalp yetersizliği, yaşı otuzu aşmış annelerde, ikiz bebek bekleyenlerde, hamilelik sırasında yüksek tansiyonu olanlarda daha sık görülüyor


Ebru hanım 32 yaşında. İki ay önce 3. çocuğunu doğurmuş. Hamileliğinin sonuna doğru artan halsizlik ve yorgunluğunun doğal olduğunu düşünürmüş. Sekizinci aydan sonra nefes darlığının eski hamileliklerinden farklı olduğunu düşünse de, ‘eskisi kadar genç değilim’ diye geçiştirmiş. Şikâyetlerini söylediği doktoru, ağırlaştığını, tansiyonunun da biraz yüksek olduğunu, şikâyetlerinin hamilelik sona erdikten sonra geçeceğini söylemiş. Doğumdan sonra şikâyetleri geçeceğine daha da ilerlemiş. Ayaklarında şişlikler da azalacağına artmış. Küçücük bebeğini kucağına alıp biraz dolaştığında bile nefesi daralır olmuş. Son haftalarda çarpıntıları ortaya çıkmış. Eğilip kalkarsa başı dönüyor, bazen bayılacak gibi oluyormuş. Bir türlü geçmeyen yorgunluk, halsizlik ve çarpıntı şikâyetlerine bir çare bulma ümidiyle, kocasıyla beraber, çok methini duydukları bir hastaneye gitmeye karar verip bir hafta sonrası için randevu almışlar.

EKG normal değildi
Hafta sonunda, akşam yemeğinden sonra iyice artan şikâyetlerini Ebru hanım pek ciddiye almaz, sıkıntısını da yediği ağır yemeğe ve turşuya bağlar. Fakat giderek şiddetlenen nefes darlığı ve çarpıntı o hale gelir ki yatakta bile yatamaz olur. Bunun üzerine en yakındaki hastanenin acil servisine giderler.
İlk gören hekim, muayene ettikten sonra bir kalp hastalıkları uzmanını çağırdı. Sonra kan tahlilleri, EKG ve akciğer röntgeni çekilmesini istedi. Acil servise gelip hastayı gören kardiyolog, tansiyonun 90/55 milimetre cıva, kalp hızının dakikada 104 olduğunu, kalbinde üfürüm duyduğunu, akciğerlerinde de ödem olduğunu söyledi. EKG’si normal değildi, röntgen filminde kalp büyük, akciğerlerin içine sıvı sızmış gibi bir görünüm vardı. Ebru Hanım’ın şikâyetleri, muayene bulguları ve ilk inceleme sonuçları bir tek teşhise uyuyordu: Kalp yetersizliği.


Peki kalp neden zayıflamıştı?
Daha önce sağlıklı olan, yeni doğum yapmış bir kadının kalbinin yetersiz olması için görünürde bir sebep yoktu. Kardiyolog kalp yetersizliğinin birçok nedeni olabileceğini düşündü. Belki doğuştan kalbinde bir kusur vardı. Ya da kalp kapaklarından birinin iyi çalışmıyor olması bu tablonun sebebi olabilirdi. Kalbi dinlerken duyduğu üfürüm bu ihtimali kuvvetlendiriyordu. İleri yaşlarda kalp yetersizliğinin en önemli nedeni olan kalp damarlarının daralması ve tıkanması akla gelse de, 32 yaşındaki bir kadında bu çok uzak bir ihtimaldi. Yüksek tansiyon ya da hamilelik veya hemen sonrasında görülen özel bir yüksek tansiyon hastalığı düşünülebilirdi ama hastanın kan basıncı yüksek değil, aksine düşüktü. En iyisi kalbin kapaklarını, duvarlarını, odacıklarını gösteren bir inceleme yapmaktı.
Ekokardiyografi, kısa adıyla eko yapıldı. Ebru hanımım kalbinin pompa görevi gören alt odalarının (karıncık)hem genişlemiş olduğunu hem de kasılmalarının çok zayıfladığı ortaya çıktı. Kapakların yapılarında bir bozulma yoktu. Doğuştan bir kalp kusuru söz konusu değildi. Hastalığının nedeninin kalp kasındaki yaygın zayıflık olduğu anlaşılıyordu. Kalp kasını virüsler, bazı kanser ilaçları ve zehirler zayıflatabilir. Ama hastamızdaki kalp zayıflamasının çok özel bir nedeni var: Hamilelik.
Doğumdan önceki bir ay ve sonraki beş ay içinde kalp kasının zayıflayıp yeteri kadar kan atamadığı bir hastalık ortaya çıkabiliyor. Hamilelikle ilişkisinin ne olduğu iyi bilinmiyor. Birçok teori var. Daha önce birkaç çocuk doğurmuş olanlarda, yaşı otuzun üstünde olan annelerde, ikiz hamileliklerde, hamilelik sırasında yüksek tansiyonu olanlarda daha sık görülüyor. Ama genç ve ilk çocuğuna hamile olanlarda da ortaya çıktığı oluyor.

Hamilelikte  kalp yetersizliği



Normal kalpte, sağ ve sol karıncık kasılıp oksijenli kırmızı kanı aorta, oksijeni az, mavi kanı akciğer atardamarına atar. Her atışta, kalpteki kanın yarısından fazlası boşalır. Hamileliğin son ayında veya hemen sonra kası zayıflayan kalp görevini tam yapamaz hale gelir.

Haberin Devamı

Zayıflamış kalbin vücuda ve akciğerlere gönderdiği kan azalır. Ebru’nun kalbi, içindeki kanın ancak dörtte birini atabiliyordu. Büyüyen kalbi iyi kapanamayıp aralık kalan kapaklardan yukarı odalara kan kaçıyordu. Bu durum kalp yetersizliğini daha da ağırlaştırdı.



Sıkı bir tedavi iyileştirir
Ebru hanımın tedavisinde kullanılacak ilaçlar başka bir nedenle kalp yetersizliği çeken bir insanınkinden farklı değil. Az tuzlu bir perhize girmesi de şart. Birçok hastada, bardağı taşıran damla çok tuzlu bir yemektir. Bu hastanın sıkıntılarının iyice artıp hastaneye gelmesinin nedeni de tuzdur. Akşam yediği tuşuyla aldığı bol miktardaki tuz, kalp yetersizliğini iyice ağırlaştırıp nefes darlığını katlanılamaz hale gelmesinden sorumlu.
Kalp yetersizliği tanısı doğumdan önce konulursa, tedavide kullanılacak ilaçların seçiminde bebeğin sağlığını göz önünde tutmak gerekir. Tedavinin temel taşlarından biri olan ACE inhibitörü adlı ilaçlar ve benzerleri hamilelerde kullanılmaz. Hamilelikte pıhtı önleyici tedavi gerekirse çok dikkatli olmak gerekir.
Hamile kalabilir mi?
Yeni anne, beş günlük hastane tedavisinden sonra eve çıktı. Üç ay sonra yapılan kontrolde kalbinin pompalama gücünün epeyce düzeldiği söylendi. Ebru hanımın aklında bir soru vardı. Bir daha hamile kaldığında da başına aynı dert gelebilir miydi? Hamileliğe bağlı kalp kası zayıflığı olanlar, bir kere daha hamile kaldıklarında aynı hastalığın ortaya çıkma riski var. Bu risk, kalp kası normale dönmemiş olanlarda oldukça yüksek. Bu tip hastaların bir daha hamile kalmaması gerek. Ebru hanımda olduğu gibi kalbin genişliği ve kasılması normale döndüğünde bu risk daha az. Doktoru Ebru hanıma zamanı gelince, kalbine bir ilaç vererek özel bir efor testi yapacağını söyledi. Bu testle kalbin toparlanmış olup olmadığının anlaşılacağını, daha sonra hamile kalmasına izin verebileceğini ekledi.

Hamilelikte  kalp yetersizliği


Hamilelik boyunca normal olan kalp, 8. aydan itibaren 6 ay içinde ani bir genişleme ve zayıflama gösterebilir. Hastalık ortaya çıktıktan sonraki 6 ay içinde, hastaların yarıya yakınında, tedaviyle kalp normale döner. Hastalığı ağır olanlarda hayati tehlike vardır, iyileşme şansları daha azdır. Ender de olsa kalp nakli gerekebilir.