Geçen hafta cuma günü gazetelerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler şube müdürlüğünde görevli polislere elektroşok aleti dağıtıldığı haberi yer aldı. Kolluk kuvvetlerinin öldürücü veya ağır yaralayıcı güç kullanmadan, saldırgan bir kişiyi kontrol altına alabilmek için tercih ettiği silahlardan biri olan elektroşok tabancası 10 yıldır dünyanın birçok ülkesinde kullanılmaktadır. “Elektronik kontrol cihazı” olarak bilinen bu silahın amacı, kalıcı bir iz veya maluliyete yol açmadan geçici bir süre için kişiyi etkisiz hale getirmektir.
Milliyet gazetesinde yayımlanan ‘TRT-Haber’ kaynaklı yazının sonunda, “Silahın kalp hastaları dahil kimseyi öldürmediği, sadece sersemlettiği” yazıyordu. Bu kati ifade, mutemelen silahı üreten firmanın satış broşüründen alınmış olsa gerek. Çünkü, bu iddanın aksini düşündüren olgular ve elektroşok silahının ender de olsa öldürücü olabileceğini gösteren bilimsel veriler mevcut.
Duvara yazarken öldürüldü
18 yaşındaki Reefa bir kaç yıl önce ailesiyle beraber Kolombiya’dan Amerika’nın Miami şehrine göç etmişti. Resim yapmaya düşkün ve sanatçı ruhlu bir gençti. Renkli duvar yazıları ve resimleri yapmayı seviyordu. 6 Ağustos sabahı boş ve harap eski bir McDonald dükkânının duvarına yazı yazarken polisler geldi. Reefa kaçmaya çalıştı.
Polisler elektroşok silahıyla durdurdu. Ama, yerde hareketsiz yatan genç kendine gelmeyince bir şeylerin yolunda gitmediği anlaşıldı. Sağlık ekibinin müdahaleleri de, hastanenin acil servisindeki çabalar da fayda vermedi. Genç adam ‘kimseyi öldürmeyen’ elektroşok cihazıyla vurulduktan sonra yaşamını yitirdi.
Yapılan otopside ölüme neden olacak bir hastalık, alkol ve uyuşturucu izine rastlanmadı. Şimdi acılı ailesi, ne polisi ne de başkasına bir tehdit oluşturmayan, elinde boya fırçasından başka silahı olmayan bu çelimsiz gencin durdurulması için elektroşok silahını ateşlemeye gerek var mıydı diye soruyor.
Elektroşok silahı tetiği çekildiğinde ucunda iğne olan 2 uzun teli hızla fırlatıyor. İğneler hedefteki kişinin vücuduna saplanınca teller aracılığıyla gelen elektrik akımı kas kasılmalarına ve ağrıya yol açarak saldırgan kişiyi etkisiz hale getiriyor.
5 saniyede 50 bin volt
Amerika Birleşik Devletleri’nde ‘Taser’ adlı bir şirketin ürettiği bu silah tetiği çekildiğinde ucunda iğne olan iki uzun teli hızla fırlatıyor. İğneler hedefteki kişinin vücuduna saplanıyor.
Vücuda önce 50 bin voltluk bir şok, sonra 5 saniye süreli elektrik akımı veriliyor. Sıkıştırılmış nitrojenin yarattığı itici güçle hedefe giden iğnelere bağlı olan teller tetik çekildiği sürece elektrik akımını taşımaya devam ediyor.
İki iğneden gelen elektrik akımı şiddetli bir kas kasılmasına ve ağrıya yol açtığı için vurulan kişinin direnmesine imkân kalmıyor. Elektrik akımı verildiği sürece kas kasılmalarıyla sarsılan kişi ancak akım kesildikten sonra istemli hareketler yapabiliyor.
ABD’de 500 kişi hayatını kaybetti
Elektroşok silahının ne sıklıkla ölüme yol açtığı konusunda elimizde kesin bilgiler yok. Uluslararası Af Örgütü’nün topladığı veriler göre 2001 ile 2012 arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde elektroşok silahıyla vurulduktan sonra 500 kişi hayatını kaybetti. Kimi hemen şoku yedikten sonra, kimi de hapishane hücresinde ölen kişilerin çoğunda elektrik şokunun doğrudan ölüme yol açtığını söylemek mümkün değil. Ama, düşündürücü örnekler az da değil. İşte bunlardan ikisi:
* Kaliforniya’da trafik kurallarına uymadığı için durdurulan 43 yaşında bir adam, arabasından çıkıp polise itiraz edip direnince, üç polisin ateşlediği elektroşok tabancalarıyla etkisiz hale getirilmeye çalışılırken öldü.
* Kuzey Karolina’da bisikletli bir adamın dur ihtarına uymayan genç, polisin silahından gönderilen şokun tesiriyle bisikletten düşüp öldü. Sonradan genç adamın duyma özürlü olduğu anlaşıldı.
Bilim ‘öldürücü olabilir’ diyor
Sağlıklı bir kalbin atışları bir ahenk içindedir.Tıbbi deyimle kalbin ritmi normaldir. Kalp vuruşları düzenli aralıklarla ve aynı güçte gelir. EKG’deki çizgiler kalp ritminin kolayca görülmesini sağlar.
Elektroşok silahından çıkan tellerin ucundaki iğneler göğsün önüne saplanırsa yüksek elektrik enerjisi kalbin vurularını düzenleyen elektrik sistemini altüst ederek öldürücü çarpıntılara yol açabilir.
Kalbin vuruş ritminin bozukluklarını araştıran elekrofizyoloji uzmanlık dalının kurucularından, ünlü ve saygın bir hekim olan Douglas Zipes geçen yıl bir bilimsel dergide bu konuya ışık tutacak bir makale yayınladı. Zipes elektroşok silahının etkisiyle hayatını kaybedenler için açılan davalarda ailelerin lehine uzman olarak mahkemede tanıklık yaptığı 8 kişinin tıbbi dosyalarını ayrıntısıyla incelemiş. Ölümlerin elektroşoka bağlı olduğu kanısında. Çoğu genç ve bilinen hastalığı olmayan bu kişiler elektroşoka maruz kaldıktan hemen sonra fenalaşıp bilinçlerini kaybetmiş. Olay yerine gelen sağlık ekibinin çektiği EKG’ler, çoğu kişide kalbin ölümcül bir elektriki fırtına içinde olduğunu gösteriyor.
Kalbi doğrudan etkiliyor
Dr. Zipes elektroşok silahıyla ölüm riskini artıran etkenlere dikkat çekiyor. Atılan iğnelerin göğsün önüne isabet etmesi silahtan gelen elektrik akımının kalbi etkilemesini kolaylaştırıyor. Ölüm riskini azaltmak için göğüsten uzağa nişan alınması gerekiyor. Bir diğer önemli nokta da art arda verilen elektrik akımının yarattığı risk. Ölümle sonlanan birçok hadisede hayatını kaybedenlerin art arda, ya da sürekli elektrik akımına maruz bırakıldıkları anlaşılıyor. Kişinin altta yatan bir kalp hastalığı varsa, bir şokun bile ölüme yol açabileceğini unutmamak da fayda var.
Tartışma sürüyor
Sözünü ettiğim bilimsel makale üretici firma tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu. Dr. Zipes ölenlerin ailelerinin davalarında uzman olarak görev aldığı ve bundan mali yarar sağladığı için tarafsız olmadığı gerekçesiyle karalanmaya çalışıldı. Dr. Zipes’ın uyarılarının ciddiye alınması gerektiği görüşünde olan bilimsel çevreler ise bazı noktaların önemini vurguluyorlar:
Elektroşok silahının güvenliğinin sınandığı deney koşullarıyla, heyecan ve korkunun dorukta olduğu çatışma ortamının çok farklı olduğunu belirtiyorlar. Birçok etkenin elektrik akımının kalp üzerine etkisini artırabileceğini hatırlatıyorlar. Etkisizleştirilmeye çalışılan birçok kişinin aldığı alkol ve uyuşturucu maddeler nedeniyle öldürücü çarpıntılara eğilimlerinin arttığını söylüyorlar. Çatışma ortamındaki kişinin kanında kalbin hassasiyetini artıran adrenalin gibi stres hormonlarının yüksek düzeyde olduğunu ekliyorlar.
Ne yapmalı?
Polisin tehdit oluşturan bir kişiyi nasıl etkisiz hale getirip yakalayabileceğine bir kaç saniye içinde karar vermesi gereken durumlarda ateşli silahı yerine elektroşok cihazına el atması tabii ki akla yatkın. Buna karşılık, riskin yüksek olmadığı durumlarda ilk kullanılacak yöntem olarak da görülmemesi o kadar makul ve gerekli. Çünkü, “Silahın kalp hastaları dahil kimseyi öldürmediği, sadece sersemlettiği” iddiası doğru değil.
18 yaşındaki Rafee’nin ölümü gibi trajedilerin önlenebilmesi için polislere eğitimleri sırasında, elektroşok silahının ender de olsa doğrudan veya dolaylı olarak ölüme yol açabileceği anlatılmalıdır. Elde olan veriler, art arda veya devamlı şok vermenin, iğneleri göğsün önüne saplamanın ölüm riskini artırdığını ve kaçınılması gerektiğini gösteriyor. Elektroşok, kullanılan kişide bilinç kaybına yol açarsa derhal müdahale edebilmek için bilgi, beceri ve donanıma sahip olunması da çok önemli.
Göğsün önüne isabet eden iğneler ve art arda verilen şoklar, elektroşok aletinin ölümcül olma riskini artıran en önemli etkenler olarak biliniyor.
Son söz: Orantısız güç kullanıldığında öldürücü olabilecek elektroşok cihazı ateşli silah yerine kullanıldığında hayat kurtarıcı olabilir.