Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta hayatını kaybetmek üzere olan birini canlandırmak için ilk basamak işlemi olan temel yaşam desteğinden söz etmiştim. Bir uçurumdan düşmekte olan birini, parmaklarının ucundan yakalayıp geri çekmeye benzeyen yeniden canlandırma işlemindeki en küçük bir aksaklık, zor tuttuğumuz parmakların elimizden kayıp gitmesiyle sonlanabilir. Bu nedenle, hata yapmamak, küçük de olsa eksik bırakmamak, bir dakikalık gecikmeye bile imkân vermemek için hazırlıklı olmalıyız.

Acil çağrı merkezi
Yere yıkılan birinin başına koşarken yardım isteyeceğimiz 112 acil başvuru merkezindeki çalışanlar hayat kurtaran ekibin önde gelen üyeleridir. Telefona cevap veren görevli duraksamadan harekete geçebilecek biçimde eğitilmelidir. Edineceği kısa ama gerekli bilgilerle, en yakın yerdeki ambulans ve acil yardım görevlilerini olay yerine yönlendirebilmelidir. Gelişen teknolojiyle hangi yoldan gidilirse daha çabuk olay yerine ulaşabileceğini öğrenebildiğimiz bir çağda, telefon başındaki kişiye önemli görevler düşüyor.

İsteyen herkesi eğitmek gerek
Kalbi duran kişiye iş işten geçmeden yardım edilebilmesi için her yerde her zaman nasıl yardım edeceğini bilen birisinin bulunması gerekir. Bu ölçekte bir işin sadece sağlık görevlileri tarafından yapılabileceğini düşünmek en hafif deyimiyle saflık olur. Bu nedenle halk içinden isteyen herkesin eğitilmesi gerekir. Özellikle gençlere, lisede, üniversitede, askerlik sırasında temel yaşam desteği eğitimi verilmesi çok yararlı olur. Yeniden canlandırma yöntemlerinin bir kez öğrenilmesi, bu bilginin hayat boyunca taze kalacağı anlamına gelmez. Bilgi tazeleme kursları, temel yaşam desteği eğitim programının bir parçası olmalıdır.
Temel yaşam desteğiyle hayatta tutulan hasta eğer ilk uygulanan birkaç elektroşokla düzelme belirtileri göstermiyorsa, kalp masajı ve suni solunuma devam edilmelidir. Daha üst düzey eğitim almış acil yardım ekibi geldiğinde, özel ilaçlar kullanarak, nefes borusuna tüp yerleştirip solunumu daha etkin kılarak, şokun etkili olmasına çalışır. Tüm bu işlemler sırasında kalp masajına, mutlak gerekli olan çok kısa duraklamalar dışında, ara vermemek hayati önem taşır.

Haberin Devamı

Duran kalbi şok diriltir

Haberin Devamı

Yaşama döndürmek için her saniye kıymetli
Kalbi duran kişiyi yaşama döndürmek için bir an önce kalbe şok vermemiz gerekir. Bunu ne kadar erken yaparsak yaşam şansı o kadar artar. Etkin bir kalp masajı olmadan yaşam şansı 1 dakikada yüzde 80 iken, 10 dakikada yüzde 50’den azdır. Zaman ilerledikçe kalpteki çırpınma yerini hareketsizliğe bırakır. Bu aşamada elektroşokun etkinliği çok azdır. Kalp atımını düzeltseniz bile uzun süre oksijensiz kalan beyindeki hasarın geri dönme şansı azdır.

Kalp çok yavaş atarsa
Kalp durmalarının tümünde kalp hızlı veya düzensiz atıyor olmayabilir. Daha ender de olsa kalbin çok yavaş atması ya da hiç atmaması söz konusudur. Bu durumlarda da kalp masajı ve suni solunum aynı ölçüde yararlıdır. AED iletkenleri göğüs üzerine yerleştirilince durumu anlayan cihaz şok vermez. Bu durumda kalp masaji ve suni solunuma devam edip acil sağlık görevlileri beklenmelidir. Böylece canlı tutulan birçok kişi, uzman ekibin gelmesiyle hayata döndürülebilir.

Haberin Devamı

Kalp durması her zaman kalpten kaynaklanmaz
Altta yatan solunum problemi veya travmaysa ona göre hareket etmelidir. En önde gelen sebep kalp hastalıkları olsa da aşırı sıcaklardan boğulmaya, zehirlenmeden alerjik reaksiyonlara kadar birçok neden kalp durmasına neden olabilir. Yaşama döndürülen kişinin bir kere daha kalp durmasına maruz kalmaması için mutlaka altta yatan nedeni bulup düzeltmek gerekir.

Kalpte esen kasırga

Duran kalbi şok diriltir

Kalbe şok hayat kurtarıyor
Kalbi normal ahengine döndürebilmek için anarşi yaratan tüm odakları susturacak bir güce ihtiyaç vardır. İşte göğsün üstüne konan iki iletken aracılığıyla verilen elektrik akımı bu işe yarar. Kasırgayı yaratan tüm odaklar susunca, kalbin normal elektrik uyarı ve dağıtım sisteminin idareyi ele alma fırsatı doğar. Böylece titreşme, tıbbi adıyla fibrilasyon durur, yerine normal kalp ritmi geçer. Bu işleme defibrilasyon, kullanılan alete de defibrillatör denir. Birkaç yıl öncesine kadar yalnız özel olarak eğitilmiş olan sağlık görevlilerince kullanılabilen bu aletler artık 10 yaşında bir çocuğun bile güvenle kullanabileceği biçimde basitleştirildi. Batı ülkelerinde birçok kamu alanına konulan, kısa adı AED (Automatic External Defibrillator) olan bu aletlerin hayat kurtarıcı olduğunu kanıtlayan bilimsel çalışmalar var.
Johns Hopkins Tıp Fakültesi bilim insanları, geçen sene yaklaşık 14 bin ani ölüm olayını içeren bir araştırma yayımladı. Bu çalışmada, halktan gönüllüler tarafından sadece kalp masajı ve suni solunum yapılanlarda yaşam şansının yüzde 7 olduğu, aynı gönüllüler tarafından AED ile şok uygulanabilmişse bu oranın yüzde 38’e çıktığı saptandı. Bu ve benzeri veriler, ülkemizde de temel yaşam desteği eğitiminin ve AED aletlerinin yaygınlaştırılması halinde ne kadar çok hayat kurtarabileceğimizi gösteriyor.

Duran kalbi şok diriltir

Duran kalbi şok diriltir

Duran kalbi şok diriltir

Yaşama döndürmekle iş bitmiyor
Hayata döndürülen hasta o an için kurtulmuş görünse de tehlikenin geçmesi ve iyileşmenin sağlanabilmesi için daha yapılacak çok iş vardır. Kalp durmasına yol açan nedenin saptanması ve derhal düzeltilmesi hayati önem taşır. Örneğin, sebep kalp kriziyse, krize yol açan tıkalı damar hemen açılmalıdır.
Yaşam destekleme sürecindeki en önemli basamak olan defibrilasyon geciktikçe kişiyi yaşama döndürme şansı azalır. Kalp yeniden normal çalışmaya başlasa bile eğer beyin uzun süre oksijensiz kalmışsa hastanın bilinci düzelmeyebilir ya da önemli sakatlıklar kalabilir. Yaşama döndürülen hastanın bilinci açılmazsa beyin fonksiyonlarının bozulmasından endişe eden doktorlar soğutma tedavisi uygular. Kalp durmasından sonraki ilk 48 saat süresince vücut ısısı düşürülerek beyin hasarını azaltmaya yönelik bu tarz tedavilerin yararları kanıtlandıkça kullanımları yaygınlaşıyor.