Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman’ın babasını muhtemel bir kalp krizi sonucu kaybeden bir genç hanımla yaptığı görüşme yayımlandı. Kızının nişan töreni için İstanbul’a gelen 88 yaşındaki Selim Bey alış veriş dönüşünde Gezi olayları sırasında, tıkanan trafik nedeniyle eve yürüyerek dönmek zorunda kalır. Bu sırada polisin sıktığı biber gazından payını alır. Sağlığı bozulan, nefes alması güçleşen ve bir kaç gün sonra hastaneye yatırılan Selim Bey kurtarılamaz hayatını kaybeder. Selim Bey’in kızı, babasının kalp krizi sonucu öldüğünü söylüyor.
Bu kanının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını kesin olarak bilmek imkânsız. Lakin, gerçek olabileceğini düşündürten veriler var. Bu olasılık, biber gazının yaygın ve yoğun olarak kullanıldığı zaman sağlık sorunu olan kişiler üzerinde çok şiddetli, ölümle dahi sonlanabilecek etkileri olabileceğini göstermesi açısından da çok önemli.

Kalp krizini tetikleyenler
Kalp krizinin oluşumuna zemin hazırlayan damar sertliği yıllar içinde oluşup ilerler. Hava kirliliği, uykusuz ve stresli bir yaşam ve daha birçok dış etken bu sürece katkıda bulunur. Bir de kısa sürede etki yapan ya da krizin tetiğini çeken etkenler vardır. Kalp krizlerinin ve ani ölümlerin bir çoğunun öncesinde belirgin bir neden yoksa da bazılarında tetikçi bir etken olduğunu son 30 yılda yapılan araştırmalar sayesinde anladık. Birçok çevresel, psikolojik ve davranışsal uyarının uyumakta olan canavarı uyandırabildiğini öğrendik.
Doğal afetlerin yarattığı korku ve heyecan hisleri, önemsenen bir spor müsabakasının kaybedilmesini yarattığı üzüntü, kızgınlık ve endişe yaratıcı bir olay, hava kirliliğinin çok yoğun olması krizin tetiğini çekebilen birçok etkenden bir kaçı. Biber gazının da bu tetikleyicilerden biri olduğunu düşünmek yanlış olmaz.

Haberin Devamı

Nasıl etki ediyor?

Biber gazı birçok başka dış etkende olduğu gibi vücutta bir dizi savunma sisteminin harekete geçmesine yol açar. Bunların başında vücudun kendisini koruması için kullandığı sinir ve hormon silahları gelir. Beynimiz yaklaşan tehlikeyle mücadele edebilmemiz ya da ondan kaçabilmemiz için tüm vücuda emirler yollar. Tehlikenin haberini alan böbrek üstü bezi de harekete geçer, kana salgıladığı hormon özellikle kortizon ve adrenalin miktarını artırır.
Sinirlerin ve hormonların kamçılamasıyla kalp daha hızlı çarpmaya başlar, kan basıncı yükselir, damarlar büzüşür, içlerini döşeyen hücrelerin huzuru kaçar, damarların esnekliği azalır. Kanda pıhtılaşma eğilimi artar. Damar duvarlarında yıllar içinde oluşmuş, hadise çıkarmaya hazır bekleyen damar sertliği plağı, vücutta oluşan fırtınadan etkilenir. Pıhtılaşması kamçılanmış olan kan da işin içine girer. Plağın üstüne oturan pıhtı damarı tıkar. Sonuç kalp krizidir.

Haberin Devamı

Biber gazı kalp krizini tetikler mi

Biber gazının doğrudan etkisi ve yarattığı heycan ve korku ortamında vücudumuzda harakete geçen savunma mekanizmaları insanoğlunun on binlerce yıldır çeşitli tehditlere karşı durup hayatta kalmasını sağlamıştır. Beyin sinirlere yolladığı emirler ve böbrek üstü bezinin salgıladığı hormonlar bizi yaklaşan tehlikeyle mücadeleye hazırlar. Yükselen tansiyon, hızlanan kalp ve gerilen kaslar, aynı zamanda kalbe ve damarlara bindirdikleri ağır yükle zarar verirler.

Haberin Devamı

Biberin acısı kalbe zarar

Bazen damar tam tıkanmaz daralır. Kalp hücreleri gelen miktar azalınca ona uyum sağlamaya çalışır. Biber gazının bu çabayı zorlaştırdığı ya da imkânsız kıldığını düşündürten bilimsel veriler var. Acı biberin içindeki ‘kapsaisin’ maddesi elimizi kolumuzu hareket ettiren sinire etki yapmaz. Acı ve sıcaklığı hissetmemizi sağlayan sinirleri hedefler. Bu tip sinir lifleri kalp kasında ve damarlarda da bulunur. Kalp hücrelerine gelecek kan azalacak olursa bu liflerinden yayılan maddeler damarları bir ölçüde de olsa korur. Biber gazı bu düzeni bozarak kalbin ve damarların sıkıntılı durumunu daha da zorlaştırır.

Kriz geçirenler
Son bir kaç yılda Türkiye’deki üç tıp fakültesindeki araştırmacıların yayımladıkları üç farklı olgu biber gazının kalp krizine yol açabileceği tezini destekler nitelikte.
Hatay Mustafa Kemal ve Mersin Üniversitesi’nde araştırmacıların 2009 yılında yayımladıkları makalede bel ağrısı için yakı kullanan genç bir erkeğin hastalığı anlatılıyor. Kalp hastası olması için başka hiçbir risk faktörü olmayan 29 yaşındaki genç adam hastaneye kalp krizi tablosuyla geliyor.
Doktorlar hastada damar sertliği olmadığını ama damarının yine de tıkandığını saptıyorlar. Bu olayı damarın büzüşmesine, tıbbi deyimle spazma bağlıyorlar. Ender de olsa bazı ilaçlar yarattıkları damar spazmıyla kalp krizine yol açabilirler. Hataylı hastanın damarının büzüşüp tıkanmasının nedeni de bir ilaç, bel ağrısına deva olsun diye yapıştırılmış olan yakının içindeki ağrı kesici madde: kapsaisin yani biber gazının özü.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil servisine göğüs ağrısıyla gelen 41 yaşındaki adama kalp krizi teşhisi konuyor. Bu hastada da kalp hastalığı için hiçbir risk faktörü yok. Uzmanlar damarın tıkanmasına yol açan maddenin hastanın zayıflamak için aldığı hapın içindeki kapsaisin olduğu görüşündeler.
Gazın yoğun olarak kullanıldığı bir toplumsal olayın hemen sonrasında kalp krizi geçiren bir kişinin tıbbi durumunun anlatıldığı bir makalede Dicle Üniversitesi uzmanları yoğun biber gazı kullanımıyla kalp krizi ilişkisine ışık tutuyor.

Biber gazı kalp krizini tetikler mi

Kalp hücrelerine gelen bazı sinir liflerinden yayılan maddelerin kalbi ve damarları koruyucu etkileri vardır. Biber gazı bu sinirleri uyararak, gerekli olmadığı halde, içlerindeki maddeleri salmalarına yol açar. Hücrelere yardım gerektiğinde ise, sinir uçlarında koruyucu maddeden yeterli miktarda kalmadığı için kalbin korunması aksar.

KAN BASINCINI YÜKSELTİYOR

Biber gazı acı biberin yakıcı özelliğini veren kapsaisinin bir diğer önemli etkisi de yüksek tansiyona yol açması. Bu konuda yapılmış araştırmalar ikna edici nitelikte. Kapsaisin verilerek yüksek tansiyon yaratılabileceğini gösteren hayvan deneyleri var. İnsanlar üstünde yapılmış gözlemler de kan basıncını yükseltici etkisinin olduğunu gösteriyor. Bırakın biber gazını, bolca yenen acı biberden sonra bile tehlikeli tansiyon yükselmeleri olduğu biliniyor. Üstelik, toplumsal olaylarda biber gazının etkisinin yanı sıra endişe korku ve heyecan hislerinin de kan basıncının yükselmesinde rolü var.

Ölümcül olabilir

Karşılaştırmalı ve büyük çaplı olmayan araştırmalar ve tek tek olgular, biber gazıyla kalp krizi arasında bir sebep sonuç ilişkisi olduğunu kanıtlamıyor. Biber gazının insan sağlığını kısa ve uzun dönemde nasıl etkilediğini tam anlamıyla anlayabilmek için kapsamlı bilimsel çalışmalara ihtiyaç var. Ama, yine de elimizde bazı sonuçlar çıkarabileceğimiz bilimsel veriler var.
Literatürdeki çalışmaların tümü göz önüne alındığında, gazın zararlı olabileceği ihtimali akla yakın gözüküyor. Biber gazının kalp damar sağlığına zarar vermediği, ölümcül olabilecek etkileri olmadığını kanıtlayan ciddi bir araştırmanın olmaması bu düşünceyi güçlendiriyor. Sağlık sorunu olmayan insanların maruz kalacağı rahatsız edici ama yoğun olmayan biber gazının kalp krizine yol açma riski çok düşük. Buna karşılık, yoğun olarak kullanılan, yakın mesafeden ya da ard arda sıkılan biber gazının hayati sorunlara yol açabileceğini kabul etmek gerek.
Bir diğer önemli nokta da gazın ayırım gözetmeksizin yaşlıların, çocukların ve sağlık sorunu olan kişilerin bulunduğu ortamlarda kullanılmasının yarattığı sorundur. Selim Bey’in örneğinde olduğu gibi kalbinde stenti olan yaşlı birisinin hayatına mal olabilecek bir durumdur bu.

Son söz:
Toplumların uygarlık düzeyleri en zayıf mensuplarına gösterdikleri özen ve duyarlılıkla ölçülür.