Çocuklardan resim çizmesini istediğimiz zamanlarda hemen hemen çoğunun çizdiği resimlerde evler, ağaçlar, bulutlar, kuşlar olması doğada aklın ve duyguların evrenselliğini bizlere sunar. Çocuklar bize sözel ve sözel olmayan birçok mesaj verirler. Resim testleri çocukların deneyimleri ve hayata bakış açısını, gizli duygularını yansıtan bilinçaltı mesajların somutlaştırılıp daha anlaşılabilir ve çözümlenebilir olduğu projektif testlerden biridir.
Çocukların yaptığı resimler değerlendirilirken öncelikle dikkat edilmesi gereken çocuğun hangi gelişim döneminde olduğudur. Çünkü bizi korkutan bir figür, gelişimine göre oldukça normal bir karalama dahi olabilir. Boya kalemlerini ve kağıtları çocuğunuza verin, duygularını ve düşüncelerini rahatça ifade etmesi açısından onaylayıcı, tasdik edici mesajlarla dünya ile ve kendisi ile ilgili görüşlerini daha iyi anlayın.
Karalama Evresi (2-4 Yaş)
Bu dönemde çocuğun küçük kas gelişimi yavaş yavaş gelişmeye başladığından tamamen rastlantısal karalamalar yapacak ve bunlar bir anlam ifade etmeyecektir.Ancak çocuk 3 – 4 yaşlarına geldiğinde tek sıra halinde çizgiler, halkalar yapmaya başlayabilir.
Şema Öncesi Dönem (4-7 Yaş)
Artık çevresindeki insanlarla
Kişilerarası sorunların başarıyla çözülmesi kişilerin düşüncelerini sınırlandıran kalıp yargılardan kurtulmalarını ve farklı bakış açılarından ele almalarını gerektirir. Sorunlara farklı bakış açılarıyla yaklaşabilmek için öncelikle etkin bir dinleyici olmamız kaçınılmazdır.
Kişilerarası sorunlara herkesin kazanacağı çözümler bulabilmek için sorunların olabildiğince farklı açılardan incelenmesi gerekir. Öncelikle çatışma yaşanan durumun tespiti sonrasında ise kişilerin olaya dönük algıları ve bu durumu nasıl yorumladıkları oldukça önem taşımaktadır.
Çocuklara farklı bakış açısı kazandırmak, empatik düşünme yolları geliştirmek çocukların en sevdiği masallar ve fıkralar üzerinden diyaloglarla aktarılıp geliştirilebilir. Masallar kişilerarası ilişkiler, ahlak ve değerlerle ilgili düşünce biçimlerini, toplumun ortak düşüncelerini kuşaktan kuşağa aktarırlar. Masallarda bildiğiniz gibi daima iyi ve daima kötü, biri saf diğeri kurnaz, biri doğru diğeri yanlış karakterler vardır. Çıkan çatışmalarda çocuklar her zaman kötüyü suçlar, iyiyi ise çözüm yolları geliştiren mutlak iyi olarak görürler. Karşılaştığımız problemlerde sadece taraflardan birinin (yalnızca iyinin) bakış
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu; okul öncesi dönemde başlayan en az 6 ay süre ile görülen dikkatsizlik ve dürtüsellik, yaşa uygun olmayan aşırı hareketlilik ve bunu engellemeye yönelik denetim eksikliği nedeniyle davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan bir bozukluktur. Bunun sonucu olarak çocukta bulunduğu gelişim dönemine uymayan dikkatsizlik ya da aşırı hareketlilik vardır. Başlangıcı genellikle üç yaş dolaylarında olmakla birlikte, tanı genellikle ilkokul yıllarında konmaktadır. Bu dönemde sınıf öğretmenleri ders süresi hakkında ‘’Elleri dursa ayakları durmuyor, sürekli sınıfta kalkıp dolaşıyor.’’ gibi belirtilerle rehber öğretmene başvururlar. Dikkat eksikliği ayrı hiperaktivite-dürtüsellik bozukluğu ayrı şeylerdir. Dikkat eksikliği belli konsantrasyon çalışmaları, beyin jimnastikleri ve düzenli olarak yapılan dikkat geliştirme oyunları ile desteklenebilir ve bu bağlamda akademik başarıyı artırıcı bir faktör olabilir. Ancak hiperaktivite- dürtüsellik tanı kriterlerinde belirtildiği gibi en az 6 ay süre ile gözleniyor ve bu çocuğun hayatının işlevselliğine engel bir durum teşkil ediyorsa mutlaka bir psikiyatriye
İletişim Neden Önemli?
Karşımızdaki insanla kurmuş olduğumuz ilişkiler üzerinden iletişim kurarız, aynı zamanda başlattığımız sözel ve sözel olmayan iletişim ile birlikte bir ilişki de başlatmış oluruz. Bu ilişkiler anne-çocuk, baba- çocuk, anne –baba, anne -komşu ilişkileri gibi ilişkilerdir. Bu ilişkiyi gözlemleyen çocuk onunla hangi bağ üzerinden iletişim kurduğunuzu rahatlıkla anlayabilir.
İletişim karşılıklı ilişkileri gerektirir, insanların belirli sözcüklerin, seslerin, göstergelerin ve mimiklerin anlamına ilişkin ortak bir anlayışa sahip olmalarını ister. Bu bağlamda kullandığımız dil ve ses tonumuz büyük önem taşır. Eğer bu önemi oranlarsak %55 beden dili, %38 ses tonu ve %7 sözler etkilidir.
Çocuğumla Nasıl Etkili İletişim Kurabilirim?
Şimdi sizlere çocuklarla kurmuş olduğumuz ilişkide bazı önemli detaylardan bahsedeceğim.
1- Öncelikle iletişimi ne zaman başlatacağınıza doğru karar verin. Eğer çocuk problem durumunda ise asla problemini sahiplenmeyin çok aksi bir durum olmadığı sürece kendisini mutlaka ifade edecektir.
2-Ben dili kullanın. Çocuğun yaptığı davranış üzerinden iletişim kurun. Kişisel yargılayıcı değil, algılayıcı davranın.
Çocuğun davranışına değil, altında yatan ihtiyaca odaklanın.
Psikanaliz bakış açısıyla bu konuyu ele alacak olursak; çekingenlik konusunda çocuğun gelişimsel olarak hangi yaşta olduğu büyük önem arz etmektedir. Eğer çocuğunuz 2-3 yaşlarında ise aynı zamanda tuvalet eğitimde sıkıntılar var ise bu durum dışkıyı içinde tutma etrafındakilerden çekinme olarak kendisini gösterebilir. Dışkısını dışarıya bırakma korkusu güden bir çocuk, zamanla duygularını da tıpkı dışkı gibi içinde saklayabilir. Bu yüzden öncelikle bu dönemde çocuğu rahat ve sıkıştırmadan eğitim vermeye gayret etmeli ve bu dönemde bir sıkıntı olup olmadığını gözden geçirmelisiniz.
Ya da çocuğunuz henüz 3-4 yaşlarda ve çekingen olduğunu düşünüyorsanız, o yaşta kendisinin yapmasını istediği şeylere karşı attığı adımlarda sizin ona karşı ''Hayır sen yapamazsın, senin boyun yetmez, dur dökersin ben yedireyim'' gibi cümleler kuruyor olmanız muhtemel.
Genelde yetişkinler girişken olmamak durumu ile çekingen olmak durumunu karıştırırlar.
Çocuğun kişilik özellikleri değerlendirilirken bulunduğu gelişim dönemi ve yaşamış olduğu ekosistem de oldukça önemlidir. Çocuklar kendilerini güvende hissettikleri
1960 lı yıllarda akademisyenler tarafından nispeten az incelenmiş bir konuydu bu. İrade.
Psikologlar bu tür konuları "kendine -hakim -olma "diye adlandırdıkları şeyin bir boyutu olduğunu düşünürlerdi.
İrade üzerine o yıllarda yapılan bir sosyal psikoloji deneyinde Stanfordlu bilim insanları 4 yaşlarındaki bir grup çocuğu "irade açısından " teste tabii tuttular.
??Bir odaya götürülen çocuklara, aralarında şekerlemelerin de bulunduğu lezzetli yiyecekler ikram edildi.Onlara bu konuda bir anlaşma yapma şansı verildi.Dilerlerse hemen bir şekerleme yiyebilirlerdi. Ancak birkaç dakika bekledikleri takdirde iki tane yiyebilirlerdi.Araştırmacı odayı terk ettiğinde bazı çocuklar şekerlemelerin cazibesine dayanamayıp araştırmacı odadan çıkar çıkmaz bir tane yedi. Yaklaşık %30' u sadece kendini tutabilmeyi başardı ve araştırmacı odaya geldiğinde iki tane şekerleme yeme hakkı kazandı. ????
Çift taraflı aynadan bilim insanları ikinci şekerlemeyi hak eden iradesine hakim olmayı başaran çocukları kaydetti .Yıllar sonra deneye katılan tüm çocukları arayıp buldular, artık liseye gidiyorlardı.
Dört yaşında iken ödül için bekleyen çocukların notları ,"önemli sorunlarla başa çıkabilme
Sizin de bildiğiniz gibi çocuk eğitimindeki sihirli değnek; anne ve baba arasında kurulan ilişki ve iletişim bağlarıdır.
Çocuk; ebeveynleri arasındaki kurulan iletişim biçimlerinden zihninde kendisine ait bir şema oluşturur. Bir olay sonucunda annesinin babasına olan tepkileri üzerinden annesine veya babasının annesine verdiği tepkiler üzerinden babasına karşı bir iletişim biçimi oluşturur.
Ruh sağlığı yerinde ve etkili iletişim kurabilen bir çocuk; muhakkak ki işlevsel aile modelinden geçer.
Peki nedir bu işlevsel aile ?
İçinde ;