Portakalın başkenti Trabzon…
Meteoroloji istatistiklerine göre;
Bartın’da en az yağmur yağma ihtimali olan gün 2 Ağustos.
En fazla yağmur yağan gün, metrekareye 86 kilogram yağışla 13 Aralık günü.
11 Ağustos 2021’de Bartın, Ulus’ta metrekareye 400 kilogram yağış düştü.
Kastamonu’da en az yağmur yağma ihtimali olan gün 3 Ağustos.
En fazla yağış olan gün, metrekareye 53 kilogram ile 25 Ekim günü.
11 Ağustos’ta, Kastamonu, Pınarbaşı’na metrekareye 167 kilogram yağış düştü.
Yaşadığımız sel felaketlerinin özeti aslında rakamlar.
Yağışı felakete çeviren şey başka.
İstanbul, Ankara, İzmir dahil, altyapılarımız bu yeni yağış düzenine göre inşa edilmedi, suyu çekecek toprak kalmadı.
Küresel ısınma ve kuraklık meselesini yanlış anlaşılıyor hep.
Eskiden bir ayda yağan yağmurdan daha az bir yağmur bir günde yağıyor.
Böyle olunca bir gün sel, 29 gün kuraklık yaşıyoruz.
Üstelik bu daha başlangıç, eriyen buzullar ve artan su Meksika Körfezi’nden doğup, İngiltere’yi ılıman kılan Golfstrim akıntısını çökertmek üzere.
Akıntı çöktüğü zaman İngiltere yaşanmaz kadar soğuk bir iklime girecek, Hollanda, Venedik falan kalmayacak .
Türkiye’de Akdeniz çölleşecek, denizlerin yükselmesi ve tuzlu su tarımı neredeyse bitirecek .
Türkiye’nin portakal üretiminin merkezi Trabzon ve Rize olacak .
DÜZENSİZ GÖÇMENLER, YANGINA ATEŞ TAŞIYANLAR...
Haberi yerel bir sitede gördüm, Sinop’un merkezinde, Aşıklar Caddesi’nde, bir İran vatandaşının kiraladığı dairede, Güney Kore ve Hong-Kong asıllı 8 ABD’linin Afgan göçmenleri ücretsiz tedavi ettiği bir kliniği ortaya çıkardı polis.
Yine ABD vatandaşı bir de ekonomi profesörü var aralarında.
En iyi ihtimalle misyonerlik faaliyetine benzeyen bu faaliyeti, kim, neden organize etti, bakmak lazım.
Dolayısıyla Türkiye’de düzensiz göçmenlerle ilgili bir sorun yok demek de her göçmene de bir sorun gibi bakmak da bize hata yaptırır.
Ortada çözülmesi gereken bir sorun var ama bu sorunu bireysel nefret de çözemeyiz.
Yine en büyük görev İçişleri Bakanlığı’nın siber suçlarla mücadele masasına düşüyor.
Mesela Kanof87 diye bir Tik Tok hesabı var, sokaktaki kadınların gizlice videolarını çekiyor, taciz ediyor.
Çektiği her video, düzensiz göçmenlere yönelik sayfalarda binlerce kez paylaşılıp, ateşe benzin döküyor.
Elinde sopa ve zincirlerle yürüyen, sloganlar atan yabancı bir gruba ait video yaklaşık 2,5 milyon kere izlendi.
Ankara Doğantepe’de çekilen benzer bir video da öyle.
Tiktok’ta abualmeez denilen hesabın sahibinin metrobüste bacak bacak üstüne atarak oturan, kıyafeti de son derece düzgün bir kadın için söyledikleri ışık hızıyla yayıldı, ateşe bir başka benzin oldu.
Başkalarının izinsiz videosunu çekemez, şehvet ya da eleştiri cümleleriyle bunları yayınlamazsınız.
Bir de tepki adına ırkçılığa savrulan noktalar var.
Mesela Bolu’da bir apartman yönetimi, yabancıların 45 gün içerisinde binayı terk etmelerini öngören bir karar aldı.
Apartman yönetimlerinin böyle bir yetkisi yok, olmamalı da zaten...
Göçmenler sadece Türklere karşı şiddete başvuruyorlarmış gibi bir algı oluştu toplumda, öyle değil.
Kayseri’de 18 yaşındaki Afgan genç babası tarafından bıçaklandı, Bilecik Keloğlan Parkı’nda birbirlerini bıçakla yaraladılar, İzmir, Eşrefpaşa’da, Suriyeli, Suriyeli bacağından vurdu.
Üstelik sadece son 3 günün olayları bunlar.
Başka tehlike noktaları da var, mesela Rize, İyidere-Köprü merkezli bir kart dağıtılıyor, çay toplama işinde çalışacak Afgan var diye.
İstanbul Bahçelievler’de atık toplama merkezlerine operasyonda 196 kaçak göçmen yakalandı yine bu hafta. Ekonomide kontrolsüz düzensiz göçmen istihdamı, sokaktaki işsiz için yabancı düşmanlığı oluyor.
Düzensiz göçmen ya da kaçak fark etmez, sosyal güvenlik şemsiyesi olmadan kimse çalışamamalı, çalıştırana ağır cezalar verilmeli.
Esenyurt’ya Libya kökenli emlakçının kaçak aşk yüzünden iki Afganlı tarafından öldürüldüğünü okuduğumda elbette sinirlerim bozuluyor ama bu her düzensiz göçmeni düşman görmeme neden olmuyor.
Çare ne derseniz, bu ülkeye sığınıp da sokaklarda kadınları taciz eden, elde sopa-bıçak it sürüsü gibi dolaşan, uyuşturucu kuryeliği, hırsızlık vesaire suça bulaşan her geçici göçmenin hemen Türkiye’den hemen çıkarılması.
Bu zaten yapılıyorsa, iletişimi daha kuvvetli yapılmalı.
Unutmayın Balıkesir’de hastanede polise efelik yapan iki bitirim paketlendiği gün bu ülke halkı çok mutlu olmuştu.
Şimdi de aynı şeyi yapmamız lazım…
