*Hamaset ve ezber, Türkiye’nin en önemli konularını bilmeye yetmiyor. Dün yazdık, “Ayşe tatile çıksın” şifresi 20 Temmuz’un değil 14 Ağustos’ta başlayan 2. harekâtın şifresidir. 22 Temmuz akşamı saat 17.00’de ilan edilen ateşkesten sonra Cenevre’de iki konferans yapılmıştır.
*Türkiye Kıbrıs’a çıktı, Rum ve Yunan ordusuyla savaştı ama asıl savaştığımız yine ABD idi. Kıbrıs Cumhuriyeti, kurucu antlaşmalara göre bağımsız ve bağlantısız bir ülke olarak kuruldu. ABD, Kıbrıs’ın NATO’ya dâhil olmasını istiyordu. Atina’daki Albaylar Cuntası vasıtasıyla Sampson’a darbe yaptırdılar. Darbenin görünen hedefi Yunanistan’a bağlanmak ama asıl hedefi Kıbrıs’ı NATO üyesi yapmaktı.
*Başpiskopos Makarios ülke olarak sevmediğimiz bir isimdir. Birinci düzeltmemiz gereken nokta şu: Makarios, 20 Temmuz çıkarması sırasında başpiskopos değildi, görevden alınmıştı. Bunun sebebi, Atina’daki Albaylar Cuntası’nın Kıbrıs’ı kuruluş antlaşmasından uzaklaştıracak talepleri olmuştu. Daha komiği, Makarios, Ada’dan kaçtıktan sonra New York’a gitti, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşma yapmak istedi.
Yunanistan Daimi Temsilcisi, Makarios’un konuşma yapmasına karşı çıktı, Türkiye’nin Daimi Temsilcisi de konuşmayı destekledi. Sonuçta Makarios BM Genel Kurulu’na hitap etti ve yaşananlardan Yunanistan’ı sorumlu tuttu.
*Başbakan Ecevit, Kıbrıs’a çıkarma emrini, ABD’nin Özel Temsilcisi Sisco, Ankara’da harekâtı durdurmaya çalışırken verdi. Sisco, Başbakanlık’ta harekâtı engellemeye çalışırken uçaklar motor çalıştırma emri aldılar. Türk Hava Kuvvetleri uçakları Kıbrıs’a doğru havalandıktan sonra, Sisco apar topar Ankara’yı terk edip, Atina’ya gitti. 21 Temmuz günü de Ankara uzunca bir süre Sisco’nun uçağına Ankara’ya iniş izni vermedi.
*Yunanistan’da çok kan döken faşist Albaylar Cuntası, Türkiye’ye savaş ilan edemediği için görevi sivillere bırakma kararı aldı. Yani, Yunanistan’a demokrasi Türkiye sayesinde döndü. Yani, Yunanistan’ın demokrasiye dönmesini sağlayan yine Türkiye’dir.
*Türkiye’yi büyük ülke yapan şey sadece ordusu ya da yüzölçümü değildir. 20 Temmuz sabaha karşı ABD Temsilcisi gittikten sonra Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Sovyetler Birliği ve Yunanistan büyükelçilerine harekâtı bildirdi. Barış için çok uğraşmış bir isim olan Yunanistan Büyükelçisi Kosmodopulos harekât haberini alınca, Lübnan’a gitmek istediğini söyler. Büyükelçi eskort eşliğinde sınıra götürülür ve Suriye sınırına geçerken bir manga Türk askerinin selam duruşuyla uğurlanır. Savaşa girmesine rağmen bunu başarabilen kaç ülke var dünyada? Bir de not ekleyeyim: 20 Temmuz’daki uğurlamayı unutmayan Kosmodopulos tekrar Ankara’ya döndü ve barış için çok uğraştı.
Kıbrıs’ı bilmeden Anadolu’yu da anlayamayız
Türk askeri Kıbrıs’a Lefkoşa yakınlarına inen komando paraşütçüler ve Girne yakınlarındaki bir plaja kapak atan çıkarma gemileriyle ayak bastı.
Sene 1974’tü.
O tarihten yedi sene önce, dönemin Başbakanı Demirel de Kıbrıs’a çıkarma yapmayı düşünüyordu ama yapamadı.
Sebebi, çalışan paraşüt sayımızın 150-200 adet arasında olması ve hiç çıkarma gemimizin bulunmamasıydı.
Plana göre, askerlerimiz filikalarla kıyıya çıkacak ama olası bir direnişte çok şehit verilecekti.
Türkiye, 1967’den 1974’e kadar çıkarma için gereken eksikleri tamamladı.
Fakat eksikleri yeterince tamamlayamamıştık.
20 Temmuz gecesi, bombardıman uçakları çekildikten sonra, Rum Milli Muhafız Ordusu mensupları saklandıkları koruganlardan çıktılar.
Çıkarma gemimiz az olduğu için asker sayısını ön plana alıp, Ada’ya çok az tank çıkarabilmiştik.
Türk askeri boğaz boğaza bir mücadeleye girişti o gece. Kritik noktalar 2-3 kere el değiştirdi.
Ankara’nın beklediğinden daha büyük bir direnişti bu, Mersin’e dönmekte olan firkateynlere destek atışı sağlaması için tornistan emri verildi.
Havanın atmasıyla birlikte bombardıman uçakları peş peşe kalkış yapmaya başladı.
21 Temmuz öğlene doğru risk atlatılmış, Türkiye istediği köprübaşını tutmuş, Girne-Lefkoşa yolunu kontrol altına almıştı.
Çoğu kişi bilmez, Lefkoşa’da konuşlu bin kişilik Yunan alayı ile 350 askerden oluşan Türk alayı da o gece savaştı.
Bugün dünyanın onlarca ülkesine SİHA ihraç eden bir Türkiye var. O SİHA’lar 7 gün 24 saat görev yapıyor.
Sadece Anadolu gemimiz Kıbrıs’a çıkarabildiğimiz tanktan fazlasını taşıyor.
Barış ortamı ve tiraj
Yunanistan ile aramızda bir yumuşama dönemi başladı, ne güzel.
Türkiye ve Yunanistan’da siyasetçiler ve genel olarak medya bu ortamı korumaya çalışıyor.
Ancak Yunanistan’ın etkin gazetelerinden Kathimerini son bir haftada Türkiye’yi suçlayıcı haberler yapmaya başladı.
Ankara’da iki ayrı kaynağa, “Türkiye gerilim politikasına mı dönüyor?” diye sordum, “Kesinlikle hayır” cevabını aldım. “Kathimerini’nin haberlerini ne?” diye sordum, “Haberleri gördük, yazdıklarının aslı astarı yok” yanıtını aldım.
Barış gerilim kadar tiraj-tık getirmeyebilir ama ortamı da zehirlememek lazım.
