Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

*Milliyet binasının kapısından ilk 1988 yılında girmiştim. Rahmetli Sami (Kohen) Abi’ye Kıbrıs’tan önemli bir kitap getirmiştim.

*Sonra tüm gazeteler taşındı şehirden. 1995 senesiydi; dış haberler servisinde rahmetli Dinçer Abi’nin tüm dünya ajanslarının bültenlerini dinleyebildiği radyosunun dev antenini açıyordum.

*Rahmetli Hasan (Pulur) Abi’nin odasından yükselen daktilo seslerini, Abbas (Güçlü) Abi’nin odasındaki dev kitap yığını gibi, çok şeye tanıklık ettim Milliyet’te.

*Dün Genel Yayın Yönetmenliği bayrağını teslim aldığım Mete (Belovacıklı) Abi, 1995’ten beri yüzlerce haberin peşinden birlikte koştuğum, çok şey öğrendiğim insan.

Haberin Devamı

*Okuruyla çok özel bir ilişkisi olan Milliyet’te bayrak zaman zaman el değiştirir ama okurla kurulan özel güven ilişkisi sürer. Bu sorumluluk bilinciyle oturduğum koltuktan, zamanı geldiğinde üzerime düşeni yapabildim diyerek kalkabilmek umuduyla...

Dinçer Abi’nin anteni

Bir gün tek başına...

*Vedat Türkali’nin unutulmaz romanı Bir Gün Tek Başına, Vilnius Zirvesi’nde gerçek oldu ve Ukrayna Devlet başkanı Zelenskiy’in hem aile fotoğrafı çekimi öncesinde tek başına kaldığı kare hem de ABD Başkanı Biden ile görüşmesinde “duvara meram anlatır” hali tüm dünyada konuşuldu.

*Ukrayna Devlet Başkanı’nı incitecek asıl hareket İngiltere Savunma Bakanı’ndan geldi. Bakan Wallace, Ukrayna’nın aldığı destek karşısında daha fazla memnuniyet göstermesi gerektiğini de söyledi, Washington’a bir askeri alışveriş listesiyle gidip, ABD’ye bir Amazon bayii gibi davranmanın eninde sonunda çatlak seslere yol açacağını da... Bunlar diplomaside gemi yaktıracak kadar ağır sözler ama Zelenskiy zirveyi terk edemedi.

*Fransa Cumhurbaşkanı’nın barışı sağlamak adına Ukrayna’ya sormadan Ukrayna topraklarını Rusya’ya teklif ettiğini görmüştük, üzerine bir de bu aşağılama çıktı. ABD’nin, AB’nin parası ve cephaneleriyle Rusya’yı ve Putin’i yıpratma savaşında Ukraynalılar ölüyor ama karşılığında saygı görmüyorlar. Bir Gün Tek Başına fotoğrafı da bu davranışlarla daha da acıtıcı hale geliyor.

Bir cümle olarak Gümrük Birliği’ni güncellemek

Haberin Devamı

*Vilnius’taki NATO Zirvesi sırasında en sık duyduğumuz kelimelerden biri “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi” oldu. Bu kısa cümlenin etkisi hayatımız açısından oldukça büyük aslında.

*Düşünün, AB’den ortak gümrük tarifesiyle yüzde 1.5 gümrük vergisi ödeyerek Türkiye’ye ithal ettiğiniz bir malın aynısını Çin’den getirmeye kalktığınızda ek yüzde 20 vergi ödüyorsunuz. İthalatı yapan kişi söz konusu malı direkt Türkiye’ye getirmek yerine, Yunanistan’ın Pire Limanı’na indirdiğinde yüzde 1.5 gümrük vergisi ödeyip, yüzde 2 kadar da taşıma maliyetine katlanarak ürünü Türkiye’ye getirebiliyor. İthalatçı  yüzde 18 kâr ederken, Yunanistan da depolama ve gümrük geliri elde ediyor.

*Türkiye Gümrük Birliği’ne dâhil olduğunda AB’nin 15 üyesi vardı, bugün üye sayısı 28. O dönem AB’de sanayi üretimi vardı, bugünün AB’sinde fikir ve hizmet sektörü önde. O dönem AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı ülke sayısı sınırlıydı, bugün neredeyse tüm Asya ülkeleriyle anlaşma yapılmış durumda. Söz konusu ülkeler Türkiye ile AB ile aynı şartlarda Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı için Türk ürünleri Avrupa pazarında haksız rekabete uğruyor.

Haberin Devamı

*Malların serbest dolaşımından söz edip, Türk plakalı TIR’lara uygulanan kota, Türk şoförleri ve malları serbest dolaşan ama kendisi vize alamayan sanayiciler gibi dertlerimiz var. Ayrıca hizmet sektörü, kamu alımları ve tarım sektörünün de Gümrük Birliği’ne dâhil edilmesinin Türkiye’ye sağlayacağı çok avantaj var.

*Gümrük Birliği’ni güncelleyerek AB’nin 3. ülkelerle imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları’na da dâhil edilmesinin sağlayacağı faydaları da unutmamamız lazım. Sonuç olarak, Gümrük Birliği’ni güncellemek kısa bir cümle olsa bile Türkiye’ye çok sayıda fayda sağlayacağı kesin, üzerinde ısrarla durmamız lazım.