Tarihi dizilerden öğrenmek gibi kötü bir alışkanlığımız var. Bu sayfaya bakanlar Milliyet Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni, Kanal D’de başlayacak bir dizi için koca bir sayfa yazı yazmış diyebilirler. Oysa Dilek Taşı
sadece bir bahane oldu bu sayfayı yazmak için.
HER AY BİR YATAK ALAN ADAM
İyisi mi hikâyeyi, baştan anlatayım: Göbek adı Hüseyin’di, adı ve soyadı aklımda ama şimdi bile utanırım yazmaya. Kolunun altında, içinde onlarca icra dosyası olan çantasıyla görürdüm onu her zaman. Avukat değildi, 3. sınıfta gözaltına alınmış, yıllarca tutuklu yargılanmış, beraat etmesine rağmen okuluna dönememişti. Şimdi bir avukatmış gibi icra dosyalarını takip edip, hayatta kalmaya çalışıyordu. İlk gördüğümde tırnaksız olması dikkatimi çekmişti. Ortak tanıdığımıza sormuştum bu durumu, “İşkencede tırnaklarını çekmişler sakın sorma” demişti. Hikâyeyi çok uzatmayacağım, yıllar içerisinde abi-kardeş ilişkisi gelişti aramızda. Gördüğü işkenceyi hiç konuşmadık, sadece bir kez, neden her ay yeni bir yatak aldığını sormuştum. Hüseyin Abi o zaman anlatmıştı, işkence sırasında penis bölgesine o kadar çok elektrik vermişler ki, her gece altına kaçırıyormuş. “Ne kadar temizlersen temizle koku yatağa siniyor” diye anlatmıştı durumunu. Bu halinden utandığı için hiç evlenmedi Hüseyin Abi. İki sene sonra da ansızın çıkıp gitti İstanbul’dan, bir daha ne gördüm ne de bir haber aldım. Dilek Taşı’nın 12 Eylül’de geçen bir dönem dizisi olduğunu duyduğum an bu sayfayı yazmaya karar verdim. Bugünün gençlerine Hüseyin Abi ve onun gibileri anlatmam gerekir diye düşündüm. Darbeler sadece yapıldıkları dönemi değil bir ülkenin tüm geleceğini etkiler. 12 Eylül’ün izleri başta Anayasa ve YÖK olmak üzere halen hayatımızda. Şili’de Pinochet’in 1973 yılında gözaltında kaybettiği insanların naaşlarına ulaşmaya çalışan insanlar var hâlâ.
Harp Ceridesi:
Darbenin belgesi mi olur diye bugüne kadar hiç sorulmamıştı, işte size belgesini sunuyorum. 11 Eylül günü açılan Harp Ceridesi’nde darbe planın uygulama başlığı da var, o dönem bir bürokrat olan Turgut Özal’ın görev verilmek üzere Başbakanlığa davet edildiğine dair bilgi de...
DARBE LİDERİ KENAN EVREN’İN UNUTULMAZ SÖZLERİ
‘Ben sağ ve sol ayrımı yapmadım… Bir tane sağdan bir tane soldan astık’
Darbeden sonra ilk idamlar, 9 Ekim 1980 tarihinde gerçekleşti. İlk olarak sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi.22 yaşındaki Mustafa Pehlivanoğlu’nun idam kararının ardından, olayda silah kullanmadığı tespit edildi. İdamı durdurma girişimlerine, Kenan Evren engel oldu; “Bana da öyle bilgi geldi. Ama artık çok geç, infazdan dönemeyiz, denge olsun diye idam ettik” dedi.
‘Asmayalım da besleyelim mi?’
Erdal Eren, 2 Şubat 1980’de tutuklandı, 19 Mart 1980’de idama mahkûm edildi. Yargıtay idam cezasını iki kere bozdu. Yaşı 18’den küçük olduğu için kemik testi yapılması istendi, kabul edilmedi. Adli Tıp’ta çekilen röntgenine bakarak yaşı 18’den büyük dendi, Milli Güvenlik Kurulu idamını onadı. Kenan Evren, idamı “Asmayalım da besleyelim mi?” sözleriyle savundu.
İnsanlığın Uğramadığı Zindanlar
Mamak, Ulucanlar ve Diyarbakır Cezaevleri “Güneş altında tutsaklar Geçen sonbahara bakıyorlar” Yeni Türkü’nün seslendirdiği meşhur Mamak Türküsü, Uçurtmayı Vurmasınlar filminin de mekânı olan Ulucanlar Cezaevi ve The Times gazetesinin “Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi” arasında gösterdiği Diyarbakır Cezaevi… Bu mekanlar birer ceza infaz kurumu değil 12 Eylül 1980 darbesinde infazların ve işkencelerin adresleriydi. Darbe döneminde bu cezaevlerinde yapılan işkenceler nedeniyle onlarca insan hayatını kaybetti ve yüzlercesi sakat kaldı. 12 Eylül 1980 darbesinin işlediği insanlık suçlarının birçoğu bu adreslerde gerçekleşti.
Sütlü Nuriye’nin hikayesi...
Sevilen bir tatlı olan “Sütlü Nuriye” aslında 12 Eylül döneminden gelen trajikomik bir hikâyeye sahip. 1980 darbesi döneminde askeri yönetimin baklava satış fiyatını fazla bulması nedeniyle baklavacılara baskı yapılır. Baklavacılığı sürdürmek ve kaliteyi bozmamak için maliyeti daha uygun olan “Sütlü Nuriye” tatlısı icat edilir.
Darbenin asıl tarihi 11 Temmuz’du
Genelkurmay Başkanlığı görevine geldikten bir ay sonra darbenin fikir hazırlığı için emir veren Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve arkadaşları darbe tarihi olarak 11 Temmuz’u belirlemişlerdi. Darbe planı olan Bayrak Harekât Emri, 1 Temmuz’da Evren ve kuvvet komutanları tarafından imzalandı. Plan 3 Temmuz günü Güvercinlik Üssü’nden kalkan iki ayrı uçakla sıkıyönetim komutanlarına dağıtıldı. Bu sırada Demirel Hükümeti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden güven oyu alması üzerine 7 Temmuz’da darbe planı ertelendi ve dağıtılan planlar toplatıldı. Askerler darbeden vazgeçmemişlerdi. 9 Temmuz’da darbeden sonra uygulanacak geçici Anayasa taslağı daktilo edilmeye başlandı.
DARBELERDEN BİR GÜN ÖNCE ABD’DEN DÖNME MODASI...
15 Temmuz FETÖ kalkışmasının baş uygulayıcısı Adil Öksüz, 13 Temmuz’da ABD’den Türkiye’ye dönmüştü. 12 Eylül 1980 darbesinin önemli isimlerinden, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’da, darbeden hemen önce 11 Eylül günü ABD’den Türkiye’ye döndü. Yıllardır anlatılan bir hikayeye de açıklık getireyim: Dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’a 12 Eylül’ün “Darbeyi bizim oğlanlar yaptı” şeklinde haber verdiği söylenir. Bu iddia doğru değildir. Mehmet Ali Birand, 12 Eylül kitabında olayın aslını anlatır. Buna göre CIA Türkiye Masası İstasyon Şefi Paul Henze’ye bir diplomat “”Your boys have done it” yani “Senin oğlanlar yaptı” diyerek darbeyi haber verir. Paul Henze, ABD Başkanı Carter’a “Ankara’daki çocuklar başardı” mesajıyla 12 Eylül darbesinin haberini aktarır...
DARBE TERÖRÜ NASIL BİTİRDİ...
12 Eylül öncesi yaşanan terör olaylarında binlerce insanımızı kaybettik. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi başta olmak üzere Türkiye’nin fikir insanları suikastlara kurban gitti. Peki 12 Eylül Askeri Darbesi, terörü kısa sürede nasıl bitirdi? Bu sorunun birden çok cevabı var aslında. Fakat en önemli soru şu, Darbeden önce de çok sayıda şehirde sıkıyönetim ilan edilmiş ama terör eylemleri bitirilememişti. O dönem yaşanan büyük katliamlar hep suikast, sinema bombalama gibi olayların ardından yaşanmış ama failleri bulmak mümkün olmamıştı. 12 Eylül’den sonra terör eylemlerinin bittiği doğrudur ama bugüne kadar Sıkıyönetim ‘in bitiremediği terör nasıl kısa sürede bitirildi kısmının açıklaması tam olarak yapılamadı maalesef.
‘Dilek Taşı’ dizisine dair...
12 Eylül döneminde yaşanan insana dair bir dramdan yola çıkıyor Dilek Taşı. O dönemin insanlarının yaşadığı bir başka acıya Babam ve Oğlum filminde tanık olmuştuk. Dilek Taşı’nda bir başka hikâyeye tanıklık edeceğiz. Dönemin zorluklarının insanların hayatlarını nasıl savurduğunu izleyeceğiz. İdeal değil ama madem tarihi dizilerden öğreniyoruz o zaman o dönemin ruhunu bilerek seyretmek lazım diziyi. Grafikteki rakamlar zaten hikâyeyi fazlasıyla anlatıyor. O binlerden sadece birinin hikayesine tanıklık edeceğiz.