Eski İzmir sokaklarında zaman zaman karşıma çıkan sağa sola atılmış eski eser kalıntılarını görünce ilgililere haber veriyorum. Daha geçenlerde Namazgah Hamamı yakınında gördüğüm arkeolojik parçalar uyarım sonrasında müze deposuna kaldırıldı. İçlerinde küçük bir çocuğa ait mezar taşı da vardı. Buluntuların kaçak define kazılarında ortaya çıkarılıp, işlerine yaramadığı için atılmış olabileceğini düşünüyorum.
Tarihi değerlerimiz hayali define senaryolarından büyük zarar görüyor. Konuyla ilgili bir yazımda, “Defineciler eskiden ilkel metotlarla, çatallı dal, horoz kanadı, nefesi derin hocalarla çalışırlardı, şimdi meskûn yerlerde modern dedektörler, patlayıcılar ve iş makineleri kullanıyorlar, ellerindeki uydurma haritalara bakarak asırlık ağaçları, koca değirmen taşlarını, köprü ayaklarını, heykelleri, lahitleri kırmaktan çekinmezler” diye yazmıştım.
Emirsultan Haziresi, Yıldırım Kemal Bey İlkokulu, İplikçi İsmail Dede ve Tayyar Tuzcu Hazretleri türbeleri, Anafartalar Caddesi’nde harabe bir sinagog define kazılarından zarar gördü.
Özellikle mezar ve türbelere yapılan saldırıları anlamakta zorlanıyorum. Definecilerin çevreye ve kültür varlıklarına verdiği zararlar, bütün hızıyla yurdumuzun her yerinde devam ediyor.
Define kazıları dışında toprak üstünde bulunan kültür varlıklarımız da acımasızca yağmalanıyor. Geçenlerde bir arkadaşım Kokluca Mezarlığı’nda bulunan aile mezarlarının demir korkuluklarının çalındığını söyledi. Özellikle eski İzmir evlerinde gördüğüm objelerin bir süre sonra yerlerinde olmadığını görüyorum, kapı ve pencereleri, madeni aksesuarları çalınıp satılıyor.
Osmanzade veya Kapanizade adıyla bilinen ahşap panjurlu, vitraylı, tavanlarında özgün kalem işleri ve cihannüması olan konağın önce şömineleri çalındı arkasından definecilerin talanına uğradı. Mermer zeminde bulunan motifler define işareti sayılıp metrelerce kazıldı, ikinci bir örneği olmayan tarihi Konak defineci kazılarından yeterince zarar gördü şimdi enkaz halinde koruma bekliyor.
Hırsızlar Sakarya Mahallesi’nde Halk Eğitim merkezi olarak kullanılan eski Rum Okulu’na dadandılar. Son gördüğümde kapı ve pencereleri çalınan okul içerisinde sevimli keçiler geziniyordu. Güvenlik önlemleri bir yere kadar insanlar eğitilmediği sürece tarihi eserler zarar görmeye devam edecek.
Demek istediğim İzmir tarihini koruma projeleri bir an önce hayata geçirilsin, kültür varlıklarımız acilen koruma altına alınsın.