Koronavirüslü günlerde, Şükran Köse, Çağrı Büke, Fevzi Çakmak ve Eren Akçiçek’in editörlüğünü yaptığı, doktor, tarihçi ve araştırmacılar tarafından yazılan, 730 sayfalık ‘Tarihsel Süreçte Anadolu’da Sıtma’ adlı kitabı okudum. Büyük İskender dahil, milyonlarca insanın hayatına kasteden, bataklık ve durgun sularda yaşayan anofel sineğinin bulaştırdığı sıtma (malaria) adı verilen hastalığın tarihçesini anlatan, Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği (BUHASDER) tarafından yayına hazırlanan kitap, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ithaf edilmiş.
Dr. Nagihan Baysal ile Dr. Eren Akçiçek, ‘Geçmişte Anadolu’da Sıtma Folkloru’ başlıklı makalelerinde, sıtma ilacının bulunmadığı yıllarda uygulanan ilkel tedavi yöntemlerine değinip Edremit’ten örnek vermişler. “Üç diş sarımsak ayıklanır, ve üzerlerine şeytan yazılarak sabah aç karnına teker teker teker yutulur. Ayrıca aynı bölgede, bir kısım kinin iki limon suyu içerisine dökülür onun içine bir yumurta kırılır ve ayazda 12 saat bekletilir, bekletilen su sonrasında hastaya içirilir ve hastalığının geçeceğine inanılır.”
Benim sıtmayla ilgili bir anım yok, ancak Yeşildere’ye yakın yerde oturduklarını söyleyen İzmirli bir büyüğüm, sıtmadan korunmak için annesinin akşamdan sirkeye yatırdığı sarımsakları, kardeşleriyle birlikte sabah yuttuklarını anlatmıştı. Ege Mahallesi’nde dere kenarında bulunan Agios Ioannis sten Alygaria Kilisesi’nin adında ‘Malaria-healer’ ifadesinin geçmesi anlamlıdır. İhtimal, o yıllarda inananlar bu kiliseye sıtmadan şifa bulmak için gidiyordu...
Kitapta, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sıtma hastalığını kökünden yok etmek için yegâne çare olan kurutma ile arazi ıslahı meselesi ve şehir ve köylerin hıfzıssıhha şartlarının ıslah ve gelişimi yolunda önlemlerin alınmasına yönelik girişimler, sağlık ve bayındırlık faaliyetlerimizin en önemli ve vazgeçilmez işlerinden biri olacaktır” sözlerine yer verilmiş.
Doç. Dr. Erkan Serçe ile Doç. Dr. Ercan Uyanık, ‘İzmir’de Bataklıklarla Mücadele’ başlıklı makalelerinde, temizlik sorunlarına ve kent içinde bulunan Halkapınar, Mersinli, Salhane, Bayraklı, Bostanlı, Güzelyalı, Kemer, Kavaklıpınar, Sülüklü, Talebe Çayırı, Halimağa, Sinekli, Kançeşme ve diğer bataklıkların kurutulmasına değinmiş.
BUHASDER’in geçmiş yıllarda bulaşıcı hastalıklar konusunda birçok eğitici etkinliği hayata geçirmesi övgüye değer... Okullara gidip sanki bu günleri görmüşler gibi hijyen üzerine çocukları eğiten derneğin yöneticilerini ve üyelerini kutluyorum.
Bilim, geçen binyıllarda sıtma benzeri hastalıkları yendiği gibi, bu salgın koronavirüsü de elbette yenecektir. Gün gelecek, Kovid-19 üzerine de ciltler dolusu kitaplar yazılacak. Dikkatli olalım, evde kalalım...