Şimdi manolya mevsimi, salgın günlerinde eşimle birlikte Kültürpark’a gidip jakaranda, Japon gülü, erguvan, mercan, oya ve tespih ağaçlarından yere düşmüş, renkli bahar çiçeklerini topladık. Kültürpark, savaştan yeni çıkmış, iktisaden çökmüş, yanıp yıkılmış Türkiye’nin, kalkınma ve varoluş mücadelesinin, yaşayan canlı belgesi ve kazanımıdır. Dünyada tarihi kentlerde meydanlara, parklara pek fazla dokunulmaz, park ve meydanlar kentle birlikte yaşlanır, kuşaklar geçmişle bağlarını bu görsel değerlerle kurar. Konak Meydanı (Atatürk) gibi Kültürpark’ta yapılan değişikliklere bir bakın, farkı hemen anlarsınız. Nerede o botanik ve gül bahçeleri, İzmirlilerin büyük küçük binip tur attığı küçük tren, heykeller, gazinolar, çay bahçeleri, hepsi hayal oldu. Yeraltı otoparkı yapılırken her İzmirli gibi ben de artık araçlar içeriye giremeyecek sözüne kanmıştım. Bırakın girmeyi, araçların otoparkı oldu. Ağaç altında mangal yakılmasın dedik, fuar zamanında dev mangallardan çıkan dumanlar sadece insanları değil, börtü böceği rahatsız etti. Başka seslere gerek yok, kuş sesleri yeter dedik; yüksek volümlü arabesk sesler kulaklarımızı tırmaladı...
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Kültürpark, yeşil dokusunu sergilemeye devam ediyor. Gülibrişim, orkide, sakız, turunç, limon, badem, hünnap, hayıt, akasya, salkımsöğüt, mercan, keçiboynuzu ve çam ağaçları arasında, ıhlamur kokuları içinde güzel saatler geçirdik. Bir karganın telaşla köpeklerime (Zeytin ve Şanslı) pike yapıp kanat çırpması boşuna değildi. Yuvasından düşmüş yavruyu yerden alıp yüksekçe bir ağacın dalına koyunca saldırı durdu...
Basmane kapısından girip Atlas Pavyonu’na, oradan Lozan Kapısı’na doğru yürüyün; karşınıza otların, çalıların, bazı yerlerde çiçek öbeklerinin içinde özel kaidelerinin üzerinde, 82 yıldır bir anıt gibi duran, yaklaşık 2x0.60 ebadında, mozaik zemin üzerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öz sözlerinin yazılı olduğu kitabeler göreceksiniz. Bu kitabeler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938 yılında ölümü üzerine aziz hatırasını yaşatmak için, Kültürpark’a ve kentin görülen önemli yerine yerleştirilmiş, öğüt veren kitabeler olarak İzmirlilerin hafızasına kazındı.
“Bu vatan çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmağa lâyıktır. Bu da iktisadi faaliyetlerle kabildir.” “Tam istiklal için şu düstur var. Milli hâkimiyet, iktisadi hâkimiyetle tarsin edilmelidir.” (Tarsin: sağlamlaştırmak, bilmek, metanet ve cesaret vermek)
“Büyük davamız en medenî ve en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir.”
“Bir Türk, dünyaya bedeldir.”
“Yaşamak faâliyet demektir.” “İlham ve kuvvet menbaı, milletin kendisidir.”
Asıl anlatmak istediğim konuya geliyorum... Yavrusunu yerden alıp ağaç dalına koyduğum karga, kulağıma Kültürpark’ın demirbaşı olan, 82 yaşındaki bu kitabelerin kaldırılacağı konusunda duyumları olduğunu söyledi... İnanamadım, dilerim bu duyumum yanlış çıkar; varsa böyle bir niyet vazgeçilir. Bizler gibi sincaplar, kuşlar, kaplumbağalar ve ağaçlar da Kültürpark’ın gönüllü bekçileridir, artık üzülmek istemiyoruz. Bozulan kitabeleri onarmanın, etrafını çiçek bahçesi yapmanın zamanı...