Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Zamanın aşındırması, yangın ve depremlerden aldığı hasarlara rağmen günümüze gelmeyi başaran tarihi Çukur Han, bir dönem klasik han anlayışından farklı olarak esnaf ve zanaatkârların işliği, tüccarların ofisi olarak kullanıldı...
Eski adıyla Osmaniye Caddesi’ne, günümüzde Mimar Kemal Caddesi’ne cephesi olan vakfiyelerde, ilk sahipleri olarak Kâtip- oğullarından Moralı Hacı Hüseyin, Abdurrahman ve Mehmet Ağaların adı geçen Çukur Han’ı önceki aylarda ziyaret etmiş; hanın raspalanmış duvarlarını, volta döşemelerini, nişlerini, tonozlarını, kapı ve pencere sövelerini, hayvanların su içtiği yalağı gördüğümü yazmıştım.

Uğrak yeri olacak

Uzak diyarlardan yüküyle gelen develerin girip çıktığı, kervancıların konakladığı Çukur Han’ın restorasyon projesini hazırlayan, Restoratör Yüksek Mimar Öget Nevin Cöcen’i ziyaret ettim. Şantiye Şefi Restoratör Mimar Aslı Çıray ve deneyimli restorasyon ustaları Metin-Çetin Bingöl kardeşlerle konuştum. 1476 metrekare kullanım alanını olan hanın aydınlatması, iklimlendirilmesi, eski dönem izlerinin korunması, güney cephesi tasarımı ve malzeme seçimiyle ilgili detaylar hakkında bilgilendirildim. Restorasyonda görev alan ve işini bilen ustaların çalışmalarını izledim.

Fevzipaşa Bulvarı açılırken Çukur Han’ın güney cephesi, bitişiğindeki Anavutoğlu Hanı’yla birlikte yıkılmış, Mimar Kemalettin Caddesi’nden bulvara geçiş sağlayan küçük bir kapı açılmıştı. Çukur Han’ın mimari detayları arasında gördüğüm, duvarlarında nişleri olan, volta döşemeli abbarası (özel yapının altından geçerek kamuya ait yolları birbirine bağlayan geçit), yapılan son çalışmalarla bölgeye ve hana daha çok hareket kazandıracak. Mimar Kemalettin Caddesi’nden gelenler, kapısında tarihi yazılı Çukur Han’ın abbarasından geçip Fevzipaşa Bulvarı’na, Fevzipaşa Bulvarı’ndan gelenler daha farklı görsellik içerisinde Mimar Kemalettin Caddesi’ne ulaşabilecek.

17. yüzyıla tarihlenen, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bahsettiği, yıllardır kapalı olan, restorasyon sonrası kent kültürüne farklı konseptte hizmet vermeye hazırlanan, avlusunda Ege mutfağının lezzetlerinin tadılabileceği yeme içme mekânları, kafe ve sanat galerilerinin bulunacağı Çukur Han, şüphesiz İzmirlilerin uğrak yeri olacak. Sessiz sedasız, üstelik kamu kaynakları kullanılmadan, sahiplerinin özkaynaklarıyla restore edilen Çukur Han’ın İzmir’e kazandırılmasını önemsiyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Çukur Han, İzmir’in mimari ve tarihsel zenginliğidir.