Orhan Beşikçi

Orhan Beşikçi

-

Tüm Yazıları

Sabah erken saatlerde eski İzmir semti Basmane sokaklarında dolaştım. Altınpark, tarihsel güzelliklerini ortaya çıkaracak yöneticileri bekler gibiydi. Eski çınar ağacının yanında boy veren genç çınarın gölgesinde çay içtim. Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının geçtiği Anafartalar Caddesi, dağınıklığından ve yaya kaldırımı işgallerinden utanır gibiydi. Temizlik işçileri, akşamdan kalma bitpazarı döküntülerini toplama telaşındaydı... Herkesin gözü önünde yaptıkları izinsiz arabesk tadilatlarla tarihi caddeyi tasarlayan Suriyeli ustaların çalışmalarını gördüm...
Konak ilçesinde yer bulamadıkları için Basmane sokaklarında tezgâh açan bitpazarı esnafıyla karşılaştım. Sanayide kullanılan ikinci el kimyasal madde saklanan bidonlarda hazırlanıp naylon poşetlerin içinde satılan meyankökü şerbetine ve merdiven altı yiyecek ve içeceklere değinmeyeyim. Cadde üzerinde ve ara sokaklarda berberlerin önünde saçlarının yanları alabros, üstü kaküllü kestirmek için sıra bekleyen gençleri gördüm. Bir anda çıkan kavgada Türkçe Arapça küfürlerle parke taşları havada uçuşmaya başladı. Yabancı gezgin bir aile, şaşkın bakışlar içinde olay yerinden uzaklaşırken yerli esnaf, alışık olduğu kavgaya dönüp bakmadı bile... Semtin tarihsel geçmişine bu lümpen karmaşa yakışmıyor...

Haberin Devamı

Ne çok Afrikalı var

İzmir’de son günlerde ne çok Afrikalı var, ancak onların yolculuk öyküleri ve yaşadıkları zorluklar nedense göç yoluna çıkan diğer ülke insanları kadar ilgi çekmedi. Afrikalı anneler, kaldıkları otel ve pansiyonların önünde kendilerinin ve çocuklarının saçlarını usta kuaförlere taş çıkartırcasına örerken, kontrolsüz çakma otel ve pansiyonlarda bit ve tahtakurusu saldırısına maruz kalan insanları düşündüm. Çorakkapı Camii avlusunda son cemaat yerinde yatan evsizleri, Hatuniye Parkı’nda duvarlarına resim yapıldığı için ne olduğu anlaşılmayan elektrik trafosu etrafında uyuyanları, anneleriyle birlikte dilenen çıplak ayaklı çocukları gördüm. Şeyh Mustafa Aziz Efendi tarafından kurulan Mısri Dergâhı akaretleri önüne boydan boya asılan çerezci tabelasının yönetmelik gereği standartlara uygun olmadığını, Vakıflar Bölge Müdürlüğü İzmir Tarih projesi yetkilileri görmüyor mu? Klasik hamam işletmecisi dostlar, bir zamanlar özellikle bayram öncesi randevuyla gidilen hamam müşterilerini masaj salonlarına kaptırdığı için henüz siftah yapamadıklarından yakındılar... Tevfik Paşa Konağı’nın altındaki işyerlerinde faaliyet gösteren kebapçıların çekmeyen bacalarından çıkan genizleri yakan yağlı dumandan kaçıp Dönertaş Sebili’nin önüne geldim. 945 Sokak çıkmazında Osman Paşa ailesinin bağışladığı, bir zamanlar kapısındaki mermer tabelada ‘TC İzmir Belediyeler Birliği Merkez Yetiştirme Yurdu’ yazılı binanın ana kapısından konağın yıkıntı haline baktım. Bu yetiştirme yurdunda yaşamış biri çıkıp anılarını anlatsa diyordum; beklentim gerçekleşti. Önümüzdeki hafta yetiştirme yurdu hakkında edindiğim bilgileri yazacağım.
Bayramınız kutlu olsun.