Mimar Mihriban Yanık tarafından, eski Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’a önerilen tarihi Alanyalı Konağı, aynı günlerde kamulaştırılmıştı. Alanyalı ailesinin mülkiyetinde bulunan tarihi binanın daha önceki sahipleri Yemişçizade ailesiydi. Tarihi binalar el değiştirdikçe adları da değişiyor. Bana, “Paşa Konağı nerede?” diye soruyorlar; “Bilmiyorum” diyorum. Tevfikpaşa Konağı diye sorsalar sorun olmayacak. Bu aralar sıklıkla, “Silahhane binası nerede?” sorusuyla karşılaşıyorum. Bilmeyenler, silah ve cephanenin saklandığı bina zannediyor. Silahhane nereden çıktı yok böyle yer derken, belediyeden habire silahhane bilgisi servis ediliyor. Akıncı Mahallesi’nde, İzmirli ailenin yaşadığı eski İzmir evini kiralayan ve toplam 5-6 yıl burada silah tamirciliği yapan ustanın tabelasına bakıp binaya silahhane demek ne kadar doğru? Önceki yıllarda, aynı silah tamircisi Kadın Müzesi’nin bodrumunda sanatını icra ediyordu... Hakan Tartan, Konak Belediye Başkanlığı döneminde, tıpkı Radyo ve Kadın Müzesi gibi Sakarya Mahallesi’nde satılığa çıkmış Roma su kanalının üzerinde bulunan yıkık dökük evi satın alıp restore etmişti. Daha sonra kapısına asılan tabelada yazılmadığı için İzmirliler, Romalılar tarafından inşa edilen su kanalının farkına varmadan önünden geçiyor... Alanyalı Konağı, Kurtuluş Müzesi yapılmak isteniyor. Bu bina; kültür merkezi, sivil toplum kuruluşlarının bilgi üreteceği, etkinlik yapacağı, etnografik özelliği olan eşyayla donatılmış bir mekân olarak düşünülebilir. Konumu itibarıyla Alanyalı Konağı’nın, Kurtuluş Müzesi veya anı evi yapılmaya uygun bir mekân olmadığı düşüncesinde yalnız değilim. Müze yapmak için daha merkezi bir yer seçilebilir. Gönlümden, yeniden tasarlanacak belediye hizmet binasının zemin katı geçiyor...
Manolyalar üzgün
Zeki Müren’in ölüm yıldönümünde Sancar Maruflu devreye girer, Kültürpark’ta mütevazı anma programları düzenlerdi. Aramızdan zamansız ayrılan Maruflu, hayatta olmadığı için artık anma günü yapılmaz düşüncesindeydim, yanılmışım. Kültürpark’ta manolya ağacının altında gördüğüm kalabalık, Zeki Müren’i anmak için toplanmıştı. Biraz geç katıldığım törende, ses sanatçısı Göksenin Çakmak’ın, yakın arkadaşı Zeki Müren’le ilgili anlattığı anıların son bölümüne yetişebildim. Zeki Müren’in son yıllarda içine kapandığını, insan içine çıkmak istemediğini, hatta kist ameliyatını kendi evinde yaptırdığını söyledi. Zeki Müren’i birkaç kez tesadüfen görmüş biri olarak, hakkındaki bilinmeyenleri çok yakınında olmuş arkadaşından duymaktan mutlu oldum. Tesadüf Sanatçı Göksenin Çakmak, Zeki Müren’in hayvan sevgisinden ve beslediği köpekten bahsederken birlikte geziye çıktığım köpeğim gidip Çakmak’ın yakınına oturdu... Göksenin Çakmak, sanatla felsefeyi buluşturan özel bir isim... Güzel sesiyle Zeki Müren şarkılarını seslendirerek vefa örneği sergiledi. Kendisine, “Zeki Müren’in eserleri, özel eşyası müzecilik kurallarına uygun olarak korunuyor mu?” sorusunu sormak isterdim. Keşke Zeki Müren daha büyük bir organizasyonla anılsaydı... Kültürpark’ta manolya ağacının altına Zeki Müren heykeli yakışır mı yakışır, takipçisi olacağım...