Başrole müzikallere en çok yakışan oyunculardan Hugh Jackman’ı yerleştiren ve renkli bir hikaye bulan “Muhteşem Showman” akılda kalıcı olmayı başaramıyor
La La Land/Aşıklar Şehri”nin müzikallere iade-i itibar yapmasının ardından gelen “Muhteşem Showman/The Greatest Showman”, başrolünde müzikallere en çok yakışan aktörlerden Hugh Jackman’ı yerleştiriyor. Jackman’ın canlandırdığı P. T. Barnum, fakirlikten gelip bir sirk kurarak zenginleşen bir adam. Onun hayal gücüyle ve toplumun göz çevirdiklerini şova dönüştürme becerisiyle elde ettiklerini merkeze alan filmin yönetmeni bir sinema filmi için ilk kez yönetmen koltuğuna oturan reklam yönetmeni Michael Gracey. Filmin müziklerinde ise “La La Land”in müziklerinde imzası bulunan ekip var.
Aslında alışıldığın yanında alışılmadığın tarafında duran bir metne sahip olan hikayeye tezat olarak filmde geniş kitlelere hitap eden seçimler öne çıkıyor. Filmin görsel dünyasının görkemi ve Jackman’ın bu tür filmlerdeki karizması dışında tutulduğunda “Muhteşem Showman”, sıradan müziklere yükselmeyen bir duygu yoğunluğunun eşlik ettiği bir seyirlik.
“Muhteşem Showman / The Greatest Showman”
Yön.: Michael Gracey Oyn.: Hugh Jackman (P.T. Barnum), Michelle Williams (Charity Barnum), Zac Efron (Phillip Carlyle), Zendaya (Anne Wheeler), Rebecca Ferguson (Jenny Lind), Austyn Johnson (Caroline Barnum)
Sen.: Jenny Bicks, Bill Condon Gör.: Seamus McGarvey Müz.: John Debney, Benj Pasek, Justin Paul, Joseph Trapanese
Haftanın diğerleri
- Bu yılki Avrupa Film Ödülleri’nden En İyi Animasyon Ödülü’yle dönen “Loving Vincent”, özel bir animasyon. Dorota Kobiela ve Hugh Welchman’ın imzasını taşıyan ve Vincent van Gogh’un son günlerine odaklanan filmin özelliği şu: Van Gogh’la aynı stille yapılmış 65 bin yağlı boya resimden oluşması. Dolayısıyla izleyiciyi sanat tarihinin en saygın figürlerinden birine odaklanan ve bunun hakkını teknik anlamda veren bir animasyon bekliyor.
- Başrollerini Dwayne Johnson, Jack Black, Kevin Hart ve Karen Gillan’ın paylaştığı ailelere hitap eden macera filmi “Jumanji: Vahşi Orman / Jumanji: Welcome to the Jungle”, 1995 tarihli “Jumanji”nin devam filmi niteliğinde. Filmde dört yeniyetme, kendilerini bir bilgisayar oyununun dünyasının içinde bulurlar ve buradaki karakterlerini kullanarak oyunu yenip gerçek dünyaya dönmeye çalışırlar. Film, eğlenceli bir seyirlik olarak iyi eleştirilerle karşılandı.
- Haftanın yerli filmlerinden biri İhsan Taş’ın yönettiği, film seti sandığı bir kumarhanede çalışan bir adamı konu alan komedi “Parayı Bulduk”. Murat Aslan’ın yönettiği oyuncu kadrosunda Marie-Ange Gontara ve Philippe Ohrel’in yer aldığı “Asya” ise hasta bir adam ve bakıcısının hikayesi.
- Yönetmenliğini Jonathan Hopkins’in üstlendiği “Karabasan / Slumber” bir aileyi karabasanlardan beslenen şeytani bir varlıktan korumaya çalışan bir doktorun hikayesine odaklanıyor.
AIDS mücadelesinin kalp atışları
“Eastern Boys”la tanınan Fransız yönetmen Robin Campillo, bu yıl Cannes Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü ile dönen oyuncu kadrosunda Nahuel Pérez Biscayart, Arnaud Valois ve Adèle Haenel’in yer aldığı “Kalp Atışı Dakikada 120 / 120 battements par minute”de 1990’larda geçen bir hikâye anlatıyor. AIDS konusunda bir bilinç yaratıp hem toplumu hem de hükümeti ve ilaç şirketlerini bu konuda harekete geçirmeye çalışan ACT-UP Paris grubuna odaklanan film, grup dinamikleri, fikir ayrılıkları, yükselen tansiyonla aktivist grubun içine bakıyor.
Diğer yandan yeşeren bir aşka odaklanırken toplumdan bireysele duygu yoğunluğunu koruyarak geçiyor. Bu geçişi zor izleğe rağmen izleyicisini dünyasının içine almak, duygusuna ve meselesine ortak etmek konusunda hiçbir sorun yaşamayan film, yılın ilgiyi en çok hak eden yapımlarından biri.