Alışıldık bir ajan aksiyonu

John Wick”in yönetmenlerinden David Leitch’in ilk “solo” filmi “Sarışın Bomba / Atomic Blonde”, Antony Johnston ve Sam Hart’ın 2012 tarihli grafik romanı “The Coldest City”nin sinema uyarlaması. Filmin onu, sıklıkla karşımıza çıkan ajan aksiyonlarından bir adım öne taşıyan bir yanı yok.

Berlin Duvarı’nın yıkılıp Soğuk Savaş’ın bitmesine ramak kalmış. İngiliz ajan Lorraine Broughton, Berlin’e bir görev için gönderilir. Bütün ajanların kimliklerinin bulunduğu bir liste çalınmıştır ve herkes gibi İngilizler de bu listenin peşindedir. Broughton, Berlin’e gittiğinde buradaki büronun başındaki David Percival’le birlikte çalışmak zorundadır. Ancak ünlü bir çift taraflı ajan nedeniyle kimse birbirine güvenmemektedir.

Ajan filmlerinin en sevdiği izlek olan çalınan ajan listesi bir kez daha bir filmin komplosunun merkezine otururken, “Bomba Sarışın” komplosunu merak ettirmeyi başaramıyor. 1980’lerden bir şarkının çalmadığı bir sahne bulmanın zor olduğu film, cool görünmeye çalıştıkça sıradanlıktan kurtulamıyor. Dönemin Berlin’inin yeraltı ve müzik kültüründen de güç almaya çalışan film, dönemin karikatür temsillerin ötesine de geçemiyor.

“Bomba Sarışın”, Charlize Theron ve James McAvoy’un da aralarında olduğu iddialı oyuncu kadrosunun ve geçtiği dönemin avantajlarını kullanamayan bir film.

Besson’dan yeni “element”

YİRMİ yıl önce çektiği bilimkurgu “5. Element”le döneme damga vuran filmlerden birine imza atan Luc Besson, “Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu / Valerian and the City of a Thousand Planets”le bir kez daha aynı sularda yüzüyor ama sonuç öncülünün başarısını yakalamaktan çok uzak. “Valerian and Laureline” adlı çizgi romandan uyarlanan film, birbirlerinden hoşlanan iki özel kuvvet ajanının, Valerian (Dane DeHaan) ve Laureline’nin (Cara Delevingne) maceralarını konu alıyor. Alpha adlı, uzaydaki binlerce ırkın yaşadığı bir metropol, bir tehdit alıyor. İkili bu tehdidi bertaraf etmeye çalışırken Valerian’ın zihninde bombalarla mahvedilen bir gezegene ait görüntüler beliriyor.

Besson’un ciddi sanat tasarımı ve yaratıcı dünyası filmi izlemek için bulunabilecek tek neden. Esprileri, “Yıldız Savaşları”nın ikinci üçlemesinde işlemeyen Jar Jar anlarının toplamına benzeyen film, ilgi çeken ana karakterlerden mahrum. DeHaan ve Delevingne’nin standartları bile tutturamayan oyunculukları veya karakterlerin senaryodaki hali, onları takip etmek istemeyi imkansız kılıyor. Besson, en parlak döneminde çektiği “5. Element”te işleyen yönleri şimdi yakalayamıyor.

Haftanın diğerleri

Jonathan Teplitzky’nin yönettiği “Churchill”, Winston Churchill’in Normandiya Çıkarması sırasındaki birkaç saatine odaklanıyor. Churchill’i usta aktör Brian Cox’ın canlandırdığı filmin en çok övülen yönü Cox’ın performansı oldu. Film üzerinde olumlu bir görüş birliği olduğunu söylemek mümkün değil.

Haftanın yerli filmlerinden, İbrahim Vurmaz’ın yönettiği komedi “Düzensiz Düzenbazlar” iki arkadaşın maceralarını konu alıyor. Ahmet Kapucu’nun yönettiği “Çılgın Kolej” bir gençlik komedisi. Ahmet Küçükkayalı’nın imzasını taşıyan “Cin Ayet-i Aşk” ise korku türünde bir film.

Fransa yapımı animasyon “Orman Çetesi / Les as de la jungle”, çocuklara hitap eden bir yapım.

ABD yapımı “Davud ve Calut: İnanç Savaşı / David and Goliath”, aksiyon türünde bir film.