Hafta başı Washington Post gazetesinde yayımlanan çok sayıda gizli belge ABD’nin Afganistan savaşının çıkmaza girdiğini gösteriyor. İlginç olan şu: Raporları kaleme alan üst ve orta düzey asker ve diplomatların tamamı Afganistan’da işlerin yolunda gitmediğini belirtirken, 18 yılın sonunda savaşın çıkmaza girdiğini açıkça ifade ediyorlar. Örneğin, 2013-2014 yıllarında Afganistan’da danışmanlık yapan Albay Bob Crowley şunları yazıyordu: “En iyi resmi ortaya koymak için tüm veriler değiştirildi. Örneğin anketler tamamen güvenilmezdi ancak yaptığımız her şeyin doğru olduğunu belirtecek şekilde düzenlendi” demektedir.
Tüm bunlara rağmen, politik hedefi belli olmayan, nafile, pahalı bir askeri harekât sürüp gidiyor. Savaşın maliyeti oldukça yüksek. Bazıları birkaç defa olmak üzere 775 bin ABD askeri Afganistan’da görev yapmış. Bunlardan 2300’ü ölürken, 20 binden fazlası da yaralanmış. Ekonomik maliyet ise inanılmaz. Neredeyse 1 trilyon dolardan fazla. Daha ne kadar masraf yapılacağı da belli değil.
Belgelerin sızması/sızdırılması birkaç açıdan önemli görülüyor. Birincisi, her şeye rağmen, sistemin içinden gelen çok sayıda, asker ve diplomat sahadaki “gerçekleri ifade etmekten” çekinmediklerini, dürüst davrandıklarını gösterebiliyor. Bu davranış kurumsal ve bireysel ahlakın hâlâ var olduğunu ve sorumluluk duygusunu gösteriyor. Yine de savaşta ısrar, kurumsal ve profesyonel yalancıların sayısının az olmadığının işareti. Üstelik etkinler. Gerçekle ilgisi olmayan açıklamalar, istatistikler, renkli haritalar, atılan nutuklar da en etkin araçları. Karar alıcıların, kamuoyunun ve savaştan para kazananların duymak, görmek istediklerini üretiyorlar. Ne de olsa büyük yalanlar çağındayız.
Bir diğer husus raporlar Afganistan ve benzeri savaşların karakterinin siyasiler, siyasallaşmış askerler ve kamuoyunda iyi anlaşılmadığını gösteriyor. Bu tip savaşlar, zihinlerde yer edinen “zafer” beklentisine cevap vermekten uzaktır. Günün sonunda düzenli, şaşalı bir “zafer yürüyüşü” savaşa başlayanlara nasip olmaz. Savaşın uzaması bilinçli bir seçimdir. Bir Taliban komutanının dediği gibi: “ABD’nin zamanı ölçmek için pahalı saatleri olabilir ama bizde de zaman çok”. Sözü önemli. Savaş uzadıkça her şey yıpranır, erozyona uğrar. Sadece askerler, siyasiler, ekonomi, malzeme değil, ahlak, vicdan ve itibar da erozyona uğrar. Afganistan’da 18 yılın sonunda gelinen noktada budur.
Belgelerin sızdırılma zamanı elbette önemli. Bilindiği üzere Trump, ABD’nin Afganistan’dan çıkması gerektiği fikrini şiddetle savunuyor. ABD’li yetkililer bu çerçevede Taliban ile görüşmeler yaparken geçen aylarda meydana gelen bir saldırı sonrası görüşmeler kesintiye uğradı. Bu günlerde görüşmeler yeniden başladı. Tam da görüşmeler devam ederken raporların yayımlanması, elbette Trump’ın ve Afganistan’dan çıkma zamanı geldiğini düşünenlerin tezini desteklemek, kamuoyu oluşturmak açısından önemli.
ABD benzer tecrübeleri, istatistikler, ruhsuz renkli haritalar ve tablolarla desteklenmiş büyük yalanlar çağını Vietnam’da, Irak’ta yaşadı. Bu defa da Afganistan yaşıyor. Anlaşılan, bazıları öğrenemiyor ya da öğrenmek istemiyor.