Afganistan savaşında dönüm noktası...

22 Ağustos 2017

ABD, El Kaide’nin 11 Eylül terör saldırısının ardından başlattığı Afganistan savaşında yeni bir aşamaya geldi. Trump önceki başkanlar gibi kendi “yeni” Afganistan stratejisini açıklayacak. Sonuç elbette bir zafer ilanı olmayacak.
Afganistan macerasının “Güney Asya stratejisi” gibi parlak isimli, daha büyük bir işin parçası haline getirileceği anlaşılıyor. Böylece, Afganistan sorunu “gözden ve gönülden ıraklaştırılırken” haliyle küme düşmüş olacak. Ardından da “onurlu” bir çıkış için Taliban ile masaya oturmak dâhil yeni ve yaratıcı çözümler gündeme gelecek. Dahası, özel askeri şirketlerin Afganistan’da Amerikan ordusunun yerini alması bile tartışılıyor.
On altı yıldır devam eden savaşın askeri, politik, ekonomik ve ahlaki yükünün her geçen gün arttığı açık. ABD’ye maliyeti ise bir trilyon doları aştı. ABD, 2900 askerini kaybetti ve yaklaşık 29 bin yaralısı var. Savaş o kadar uzadı ki kamuoyu ilgisi ve desteği kayboldu. Uzun süren savaş sürecinde yeni siyasi, ideolojik, askeri ekosistem oluştu. Rusya, İran ve Pakistan gibi ülkeler tutumlarını değiştirmeye, el altından Taliban’ı, savaşan grupları desteklemeye başladılar.
Böylesine uzun süren, maliyeti yüksek ve günümüzün

Yazının Devamı

İran Genelkurmay Başkanı’nın ziyareti

18 Ağustos 2017

Türkiye-İran ilişkilerinde 1979 İslam devriminden sonra iniş çıkışlar yaşandı. Yine de siyasi, diplomatik ve ekonomik konularda süreklilik hâkimdi. En zayıf halkayı ise iki ülke askerlerinin düşük düzeyli ilişkileri oluşturdu. Askeri ilişkilerin zayıflığı iki ülke güvenlik mimarisinin, önceliklerinin ve ideolojik tercihlerinin farklılığından kaynaklandı.

Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak Batı savunma sistemi içinde yer alması, TSK’nın İran rejimine kuşku ile bakması, ABD-İran ilişkilerinin yarattığı olumsuz havanın yanı sıra İran-PKK ilişkileri iki ülke askeri ilişkilerinin sınırlı kalmasına neden oldu. Yalnızlık içinde olan ve meşruiyet arayışındaki İran, bu süreçte bile iki ülke arasında askeri ilişkileri genişletme ve derinleştirme çabalarını sürdürdü. Zaman zaman askeri teçhizat talep ettiği gibi, askerler arası üst düzey ziyaret ve ilişki kurmanın yollarını aradı. Her ne kadar sınır güvenliği görüşmelerine iki ülke askerleri sık sık bir araya gelse de bu güne kadar ilişkiler sembolik olmakta, alt düzeyde personel değişiminden öteye geçemedi.

Bu tabloda değişime yol açan hadise İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Hüseyin Bagheri’nin beraberindeki bir heyetle Türkiye’yi

Yazının Devamı

Kuzey Kore, ABD ve Çin

15 Ağustos 2017

Soğuk Savaş mirası Kore sorunu dikkatlerin bir daha Uzakdoğu’ya çevrilmesine neden oldu. Kore’nin bölünmüşlüğü, gerilim ve savaş ihtimali yine gündemde. Kuzey ve Güney arasında sıcak çatışmaya son veren ateşkesten bu yana 64 yıl geçti. Silahlı çatışma donarken, propaganda cephesinde savaş hiç hız kesmedi. Hâlâ kalıcı bir barış ümidi yok. Tersine, nükleer bir savaş ihtimalinden söz ediliyor.
Kuzey Kore, rejiminin ve liderinin güvenliği için füze ve nükleer silah kapasitesini geliştirmeyi sürdürüyor. Üstelik bunu kişi başına düşen üç bin dolarlık refah seviyesinde yapıyor. İlk nükleer bombasını 2006’da üretmeyi başaran Kuzey Kore’nin önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD’yi kendi topraklarında vurabileceği iddia ediliyor. Bu durum Kuzey Kore’yi ABD ve müttefikleri için öncelikli bir tehdit haline getiriyor. Ancak bu tehdidin en dikkat çeken yönü, siyasi karar vermek, karşı strateji oluşturmak için gereken verilerin kıt olması. Kuzey Kore’nin politik niyetleri, karar alma süreçleri ve askeri kapasitesi konusunda tam bir muğlaklık hâkim.
Kuzey Kore, her yönüyle dünyaya kapalı bir ülke. Her şey, “devam eden savaş” ve “sosyalizmin emperyalist saldırılara direnişi” prensipleri üzerine

Yazının Devamı

FETÖ, terörizm, mahkeme salonları ve propaganda

11 Ağustos 2017

Gerek resmi açıkla-malar, gerekse mahkeme kararları Fetullah Gülen’in başında olduğu yapıyı bir terör örgütü olarak tanımlıyor. O halde FETÖ ile ilgili çalışmalarda, mücadele stratejilerinin belirlenmesinde terör ve terörizm literatüründen azami şekilde faydalanmak gerekir. Bu noktada terör ve terörizmin genel özelliklerinin yanı sıra FETÖ’ye ve 15 Temmuza has özellikler de göz önünde bulundurulmalı.
Terörizm, terör eylemlerinden oluşan bir yöntem, bir stratejidir. Bu stratejiyle örgütün politik hedefine ulaşacağına inanılır. Muhtevasını zor kullanma, şiddet ya da şiddet tehdidi oluşturur. Korkulara hitap eder. Kurbanın kimliği önemli değildir. Amaç kitleleri etkilemektir. Propaganda esastır. Genelde bu yöntemi zayıf olan taraf kullanır.
Bu çerçevede FETÖ’nün, diğer terör örgütleri gibi, çeşitli cephelerde etkin bir propaganda savaşı yürüttüğü açık. Savaş iki cephede, yurt içinde ve yurt dışında sürüyor. Örgütün yetenekleri, kapasitesi ve hedef kitlelerin özelliklerine göre şekilleniyor. Amaç, hükümet üzerinde baskı kurmak, FETÖ ile mücadelenin meşruiyetini zedelemek. Bu günlerde propaganda faaliyetlerinin esas zeminini yargılamalar oluşturuyor.
Devlet, yargılamayı tüm

Yazının Devamı

El Kaide, İdlib ve ABD

8 Ağustos 2017

Suriye harekât sahasında çatışmalar devam ediyor. ABD desteğini alan PKK/PYD Rakka’ya odaklanmış durumda. DAEŞ neredeyse şehrin yarısının kontrolünü PKK/PYD’ye kaptırdı. Açıklamalara bakılırsa, şehirde iki bin kadar DAEŞ militanı var. Kuşatmayı kırmaları, şehirden çıkmaları zor ve savaşarak ölecekler.

Öte yandan Esad’ın ordusu, Rakka’nın güneyinden doğuya doğru ilerledi. Petrol ve doğal gaz rezervlerinin bulunduğu Deyr Er Zor bölgesini DAEŞ’ten geri aldı. Rusya desteğindeki Esad, İdlib hariç, diğer bölgelerde yavaş yavaş kontrol ettiği alanları genişletiyor. Başka bir ifadeyle, grupların kontrol ettikleri bölgeleri gösteren Suriye haritası her geçen gün Esad lehine daha da sadeleşiyor.

İdlib, “sadeleştirme” sürecinin sona bırakılan bölgesi olacak gibi görünüyor. Üç milyon insanın yaşadığı bölgenin Kuzey batısı Türkiye, kuzeyi PKK/PYD ve geri kalanı ise rejim tarafından çevrelenmiş durumda. Ancak bu çevreleme, iç savaşın oluşturduğu ekonomik, siyasi, askeri ve sosyal ağlar tarafından kolaylıkla delinebiliyor. Sivil, militan, mal, para ve silah hareketleri tüm hızıyla devam ediyor.

Suriye sorununun doğrudan ya da dolaylı tarafı olan aktörlerin İdlib’e bakışları ve stratejileri

Yazının Devamı

FETÖ ile mücadelenin görünümü

4 Ağustos 2017

Türkiye on yıldır mimarisi FETÖ’ye ait kurumsal savrulmaların neden olduğu kaosla yaşıyor. Gülen, ilk aşamada “muhalif” bellediği kişileri yok etmeye girişti. Gücü belli bir aşamaya gelince de hükümeti hedef tahtasına koydu. Sonuç almak için kırk yıllık birikimini parça parça sahaya sürdü.

Medya, yargı ve polis teşkilatı eliyle suni bir korku iklimi yarattı. İnsanların dünyayı, Türkiye’yi, kurumları, bireyleri sadece “suç ve suçlular” aynasından okumasını istedi. Bu süreçte linç, baskı, ihanet ve kumpaslardan oluşan yüzlerce polisiye hadiseye tanıklık ettik.

FETÖ, hedef tahtasına Başbakan Erdoğan’ı koyduğunda işler değişmeye başladı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı soruşturma konusu yaparak “dolaylı strateji” izlemeye, Erdoğan’a mesaj vermeye, onu geri adım atmaya zorlamak istedi. Başarısızlık beraberinde 17/25 Aralık hamlesini getirdi. Yargı ve polis gücüne dayanan FETÖ, Başbakan Erdoğan’ı alaşağı etmeyi hedefledi. Yine başarılı olamayınca, bu defa yargı ve Jandarma ikilisinin ön planda olduğu MİT TIR’ları operasyonuna girişti. İstenen sonuç elde edilemeyince de “stratejik ihtiyatını”, “imamların” sevk idare ettiği TSK içindeki ekibini sahaya sürdü.

FETÖ imamları nezaretindeki

Yazının Devamı

Rusya-ABD arasında Türkiye

1 Ağustos 2017

Rusya-ABD ilişkileri geriliyor. Trump’ın yaptırımlarına karşılık Putin ülkesindeki ABD’li diplomatların sayısının azaltılmasını istedi. Gerilimin bir süre sonra farklı coğrafyaları, konuları etkilemesi kaçınılmaz. Liste oldukça uzun olmakla birlikte ilk akla gelenler Ukrayna krizi, Suriye iç savaşı, İran nükleer sorunu ve Afganistan iç savaşı gibi görünüyor.

Rusya Ukrayna sorununda geri adım atmazken, ABD’yi ve Avrupalı dostlarını zorlayacak gibi görünüyor. İran nükleer sorununda ise ABD’nin etkisini zayıflatacak adımlar atması muhtemel. Afganistan’da Taliban’a silah verdiği iddiaları dikkate alındığında ise bölgede görünürlüğünü farklı yöntemlerle daha da artırabilir. Gerilimin son cephesi Suriye’de ise “istenmeyen çatışmaları engelleme mekanizmaları” iki ülke askerlerinin doğrudan çatışmasına mani olsa da “vekâleten yürütülen işler” her cephede el altında devam edecek demektir. Özellikle PKK/PYD ile ilişkiler, Fırat’ın doğusu, İdlib ve Türkiye’nin rolü gibi.

İki ülke arasındaki gerilim sadece bu coğrafyalar ve konularla da sınırlı kalmayacaktır. Diğer ülkelerin, devlet dışı aktörlerin siyasi, diplomatik ve güvenlik ortamlarını, kararlarını da etkileyecektir. Türkiye gibi.

Aynı

Yazının Devamı

Öksüz kaçtı, kim kaldı?

28 Temmuz 2017

15 Tem-muz darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. Hadisenin her aşaması farklı yönleriyle tartışılıyor. Tartışmalar gerçeklerden uzak, efsaneler ve komplo teorileri etrafında sürüyor.
Darbenin seçilmiş iktidarı hedef alması, tazeliği, girişimin akamete uğraması, sınırları net çizilemeyen ideolojik çerçeve, neden olduğu ağır sonuçlar komplo teorisyenlerinin, FETÖ’nün dolaylı destekçilerinin işini kolaylaştırıyor. Buna bir de FETÖ’nün küresel yaygınlığı, yabancılarla işbirliği kültürü ve gizlilik takıntısı eklenince yorumlar, analizler ve tartışmalar iyice çığırından çıkıyor. Örgüt lideri bile hızını alamayıp darbeyi “ulusalcı laik bir kesimin bunu yapmış olabileceğini” söyleyerek suyu bulandırıyor.
Gördüğümüz kadarıyla, darbe hazırlık sürecinin didiklenmesi doğru analiz için iyi bir başlangıç olabilir. 15 Temmuz’dan hemen sonra TSK tarafından yapılan açıklamada, darbe teşebbüsüne katılan personel sayısının %1.5 olduğu ifade edildi. Bu oran oldukça düşük görülebilir. Oysa söz konusu olan nicelikten öte, darbeye katılan personelin nitelikleri, işgal ettikleri makamlar ve rollerle yarattıkları “etki” asimetrisiydi. Böyle olunca, FETÖ gibi hücre tipi bir örgütün TSK içinde

Yazının Devamı