Testi kırılmadan

21 Ocak 2012

Eskiden kalan bir deyim var; kazanandan hesap sorulmaz. Ama kimse futbolcuları özeleştiri yapmaktan mahkum tutamaz. Hakem, Necati’nin golünü verse, yine aynı futbolcu pozisyonları değerlendirse, bir de Deniz ilk goldeki yanlışı yapmasa... Düşünebiliyor musunuz, neler söylenecekti? Ama başta da dediğimiz gibi kazandılar. Son dönemde kazanmasına rağmen takım için uyarı zilleri çalıyor. Bu Ankaragücü karşısında da böyleydi, Bursaspor ve Antalyaspor karşılaşmalarında da... Atalarımızın bir sözü daha var; “Testi kırılmadan...” O nedenle Carvalhal kazanırken, önlem almalı ve Beşiktaş’ı o bildiğimiz hale getirmeli... Malum, artık emanetçi değil.

Yazının Devamı

Beşiktaş’ı çözmek zor

16 Ocak 2012

Ligin belki de en çok tanınan, nasıl oynadığı herkesçe çok iyi bilinen bir takım Beşiktaş... Sahaya yerleşimi, futbol felsefesi o kadar belli ki... Ama birçok takım bunu çözmekte başarılı olamıyor. Rakibin teknik adam zaafiyeti mi, yoksa takım beceriksizliği mi onu çözmek zor. Öyle ahım şahım bir futbolu olmasa da kazanmayı biliyor, hedefe adım adım yürüyor. Bursaspor karşısında da bir parlayıp bir sönen Beşiktaş, kazandıkça, eleştiri sınırlarını da sınırlandırıyor. Bugün, yeşil-beyazlıları yenen ve puan cetvelinde ikinciliğe yükselen bir takıma ne denebilir? Üstelik şampiyonluk yarışındaki Galatasaray ile Fenerbahçe’den çok daha fazla efor harcıyor, araya Avrupa’yı da sıkıştırıyor. Bence, en azından tebriği hak ediyor.

Yazının Devamı

‘Sis’ten sisteme!

5 Ocak 2012

İnönü Stadı’nın sisten duman altı olması, futbola da sirayet etmiş anlaşılan... Sahadaki oyun flu, görüntü ondan da karmaşıktı. Eskişehirspor maça fırtına gibi başlayınca, “Aman, aman” diyerek iyi bir futbol izleneceğini düşünüp, beklentileri yüksek tuttuk. Ama ne fayda! Kısa süren bir fırtına, o hareketli takımı alıp götürdü. Maçın genelinde Beşiktaş için “iyiydi” dersek, haksızlık yapmış oluruz. Çünkü çok çok iyilerdi. Kartal’ın sahadaki sistemi artık ezberlendi. Aslında rakipler de çok iyi biliyor ama bir türlü önlem alamıyor. Ancak Es-Es’i çözmek pek mümkün değildi. Dağınık, savruk, bir o kadar da şaşkın... Skibbe ile birlikte ruhu da gitmiş anlaşılan...

Yazının Devamı

Hepimiz Bienvenu’yuz!

23 Aralık 2011

Beşiktaş, Kardemir Karabükspor karşısında belki galip geldi ama siyah-beyazlılar öyle inanılmaz pozisyonları öyle inanılmaz bir şekilde harcadı ki, Fenerbahçeli Bienvenu’nun Antalyaspor karşısında kaçırdıklarına rahmet okuttu. Önce Ekrem’in, sonra Hilbert ve Veli’nin savruklukları, bir anda akıllara sarı-lacivertli oyuncuyu getirdi. Teknik Direktör Carlos Carvalhal, bilgisayarda oynar gibi, “Fantezi Futbol”u çok seviyor(!) Kimini 18 dışında bırakıyor, kimi ilk 11 oyuncusunu da kulübeye çekiyor. Sezon içinde buna “rotasyon” demek mümkün ama ligin ilk yarısının son maçında bu tür fantezileri uygulamak insanın başına dert açabilirdi. Allah’tan Karabükspor’un gol atabilecek gücü yoktu.

Yazının Devamı

SONDAN BİR ÖNCE!

19 Aralık 2011

Beşiktaş, Samsunspor deplasmanından çıkardığı bir puana sevinsin mi, üzülsün mü? İlk yarının bitimine sadece bir maç kala, bu kadar eksikle, puan cetvelinde, sondan bir üstte olan ve puan için çırpınan bir takıma karşı oynamayı hafife almamak gerek. Kartal’ın son zamanda yaşadıkları da cabası... Stoke City karşısındaki galibiyetiyle gruptan lider çıkan ve bir anda sinirleri boşalan bir Beşiktaş ve iki hocayla karşı karşıya kalan bir takım... Bu koşullarda sahadaydı siyah-beyazlılar... Buna rağmen özellikle ikinci yarıda rakibi karşısında üstünlük kurdu, sahada dimdik durdu. Mücadele kora kordu ama bu skor daha çok Samsunspor’un ekmeğine bal kaymak oldu. Beşiktaş ise yenilmeden geçirdiği bir hafta ve alınan bir puanla teselli buldu.

Yazının Devamı

Şu Aslan’ın rakipleri!

17 Aralık 2011

Fener’i yener, “Rakibin hediyesi” derler, Ordu’yu geçer, “kalecinin hediyesi” diye dudak bükerler. Şu Galatasaray ne zaman kendini beğendirecek acaba? Maçın ilk bölümünde 15-20 dakika saman alevi gibi parlayan ev sahibi, Cim-Bom’un klası karşısında daha fazla dayanamazdı, dayanamadı da... Bundan sonrası için ne Galatasaray’a methiye düzmeli, ne de Orduspor’u üzmeli... Sadece, “Aslan bu işi biliyor” deyip dünü bitirmeli... Göreve geldiğinde, “Görelim şu Terim’i” diyen “mezar kazıcıları”, şimdi 2011-12 sezonunun ilk yarı liderini alkışlamak için ellerini iki yana açtılar bile... Bana göre Manisaspor maçı belki de devrenin en kritik karşılaşması ama, burada puan kaybetseler bile bu, Galatasaray’ın ilk yarıdaki performansına gölge düşürmez, düşürmemeli de!

Yazının Devamı

Bu işin altında UEFA olmasın!

12 Aralık 2011

Ben bu işte UEFA’dan şüpheleniyorum. “Bakalım şu play-off işi tutacak mı?” diye Türkiye’ye böyle bir misyon yüklediler. TFF’ye de, “Biz düşündük” demelerini istediler ki, diğer ülkelerin federasyonları, “Ahhh, ahhh... Biz niye Play-off oynamadık” diye sitem etmesinler (!) Avrupa’da yer alan takımlara bakıyorsun, Beşiktaş dün 22. maçını oynarken, Trabzonspor da 25. karşılaşmasındaydı. Kartal’ın dünkü beraberliğini bile eleştiremiyoruz baksanıza... Hoca bile konuşmaktan yorulduğuna göre varın siz hesap edin futbolcuların halini... Sürmenaj oldular. Böyle bir durumda; hoca yanlış yapmış, Cenk iyi oynamış, Mustafa direk gibi dikilse bile gol yapıyor gibi futbolun genel geçerlerinden bahsetmek biraz fazla iyimserlik olmaz mı?

Yazının Devamı

SACAYAĞI

6 Aralık 2011


Sancılı, karmaşık, bir o kadar da belirsizlikler içeren 2011-12 sezonunda ilk kez üç büyükler buluşabildi. Orduspor galibiyetiyle üçüncülük hanesine yükselen Beşiktaş için her şey, diğerlerine göre biraz daha zor... İlk iki sıradaki Fenerbahçe ve Galatasaray’a göre bir de Avrupa’da boy gösteriyor. Ama daha fazla yoruluyor, daha çok oyuncusu sakatlanıyor. Bu nedenle Carvalhal’in sürekli rotasyon yapma ihtiyacı var. Bunu dün de gördük. Portekizli hoca, kenarda bekleyenleri de devreye sokmayı becerdi. Belki Orduspor karşısında çok çok mükemmel değildi ama ne alacağını biliyordu. Daha kaliteli ve daha istekliydi. Bugüne kadar iki golü bir arada kalesinde görmeyen Ordu, Kartal’ın usta ayakları karşısında oyunu forse edemedi.

Yazının Devamı