İzmir’e Doyamazsın. Ne güzel bir slogan. Ardından, “İşte bu yüzden İzmir” başlıklı bir tanıtım. Amaç, İzmir’i tanıtmak, yaşadığımız kötü olaylar yüzünden elini eteğini çeken turisti kente çekmek. Mesela Onur Akın, “İzmirli olmak, İzmir’de olmak bir ayrıcalıktır” diyor. Mehmet Coşkundeniz’in yorumu şöyle:
“Bana aşkı anlatan, aşkı yaşatan şehir. Bir kez gelsen bu şehre, ya İzmir’e aşık olursun ya da bir İzmirliye.”
Yılmaz Özdil, umutsuz olan herkesin, İzmir’e bakmasını öneriyor.
“Bu şehir, bir büyük felaketten Anka kuşu gibi yeniden dirilişin sembolüdür. Bu yüzden biz asla umutsuz olmayız. Umutsuz olan herkese İzmir’e bakmasını öneririm.”
Melek Baykal, “İzmir, seni seviyorum ve seninle gurur duyuyorum. Yaşasın İzmir!” diye haykırıyor. Say say bitmez.
Ülkemin çok değerli sanatçıları, gazetecileri, bu kampanyada İzmir sevdalarını, İzmir sevgilerini dile getiriyor.
***
İstanbul’dan İzmir’e beyin göçü hızlanmış. TÜİK verilerine göre geçen yıl 16 bin 129 kişi İzmir’e taşınmış.
“Yaşayan Şehir, Yaşanacak Şehir” sloganı, İzmir’e ‘cuk’ oturdu.
Bu sloganın abartı olmadığını görenler, tası tarağı toplayıp akın akın İzmir’e göçmeye başladı.
***
Peki neden İzmir?
Bu sorunun yanıtı, bir sosyoloğun değerlendirmeleriyle çıktı:
- Keşke Türkiye, İzmir gibi olsa diyoruz ya. İzmir gibi olamayan şehirlerde yaşayan, İzmir’e kapağı atmaya çalışıyor.
- İzmir’de insana saygı vardır. Hiç tanımadığınız biri bile size selam verir. Hayvanlara da saygıda, sevgide kusur etmek. Örneğin, Kültürpark içindeki o küçücük hayvanat bahçesi yıkıldı, Türkiye’de eşi benzeri olmayan Doğal Yaşam Parkı açıldı.
- Büyükşehirler arasında ulaşım sorunu en az olan şehirdir İzmir. Metro hatları uzatılıyor, tramvaylar geliyor.
- İzmirli cesurdur, iyi kalplidir. Vatanı uğruna gözünüzü kırpmadan ölüme gidecek kadar vatanseverdir. Bu özelliğini takdir edenler, İzmir’de o cesur ve iyi yürekli insanlarla yaşamak ister.
- Yüzlerce yemeğin anavatanıdır; otu bile cazip hale getirip pazarlayabilen bir şehirdir.
- Maaşlar, İstanbul’a ve Ankara’ya göre düşük olsa da, her keseye uygun tatil yeri vardır. Günübirlik tatil imkanı çok fazladır.
- Kimse kimsenin yaşam tarzına karışmaz. Özgür yaşamak isteyenlerin tercihidir İzmir.
***
Ülkesine “Sefiller” diyen Victor Hugo’nun, İzmir’e “Prenses” demesi tesadüf değildir.
Pekçoğunuz bilir, dillerden düşmeyen o anıyı... Atatürk, 1923’te İzmir’e geldiğinde, Kordon’da Naim Palas’ın cumbasına oturur.
Leblebisi, rakısı, masasındadır. Güneşin batışını seyrederek bir yudum içer rakısından. Çağırır Rum garson Dimitri’yi:
- Vre Dimitri, sizin Kosti (Yunan Kralı Konstantin’ikat eder) geldi mi buraya?
- Geldi pasam!
- Buraya oturdu mu, güneşin batışını izlerken rakı içti mi?
- Oturdu pasam, ama içmedi.
- E sormadın mı be çocuk, ne halt etmeye almış İzmir’i?
Atatürk, İzmir’i taa 1923’te “Yaşanacak şehir” ilan etmiş bu muhabbetle.
***
Sözün kısası... “İşte bu yüzden İzmir”i seviyorlar, “İşte bu yüzden İzmir”e koşuyorlar. Yaz yaz bitmez İzmir’in artıları. Şaşırmayın, bunca insan neden İzmir’e geliyor diye.
Çünkü bu kenti bir kere görmek, yeterlidir. Yıldırım aşkla çarpılır, nereli olursanız olun, “İzmirliyim” deyiverirsiniz birkaç içinde.