“...Rahmetli Ümmet dedem, Yunan’ın İzmir’i terk etmesinden sonra Yunanca tabelanın kaldırılışını, Çiğli Tren İstasyonu tabelasının asılışını anlatırdı.
Biz de büyük bir heyecanla onu dinlerdik.
O istasyon, hayatımızın bir parçasıydı.
Kardeşlerim Ali ve Himmet ile paramız varsa, Karşıyaka’ya ya da Atatürk Stadı’na antrenmana trenle giderdik. Paramız yoksa yürürdük, rayların üzerinde...
Şimdiki Carrefour’un olduğu alandaki çöplükte köpek kaynardı. Saldırırlardı bize. İlk antrenmanı orada yapardık!
1979 Haziran’ı idi.
Karşıyaka Atletizm Takımı olarak Türkiye Şampiyonası’na giderken, Çiğli Tren İstasyonu’ndan uğurlandık.
Şu İZBAN eyleminde iki cephede de ciddi yanlışlar var.
İZBAN yönetiminin çalışanlarına karşı çifte standart uygulaması kadar, vatandaşa önceden duyurulmadan eylem yaparak binlerce insanı yolda bırakan, onlara çile çektiren 200 kadar işçi ve makinistler de hata yapmıştır.
Pilotlara milyonlarca dolarlık uçaklar emanet edilir.
Uçağı üç beş kuruş maaş karşılığında uçurmaları beklenemez tabii ki.
Haklarıdır yüksek maaş almak.
Araştırdım, soruşturdum.
CHP’de olup bitenleri, alınan kararları, tepkileri, tepkisizlikleri anlamaya çalışıyorum.
Olumlu bir hamle yapılsın diye dört gözle bekliyorum ama nafile...
İtiraf ediyorum, CHP’yi yönetenleri anlamıyorum, anlayamıyorum.
Mesela şu referandum kararı...
CHP, Bütünşehir Yasası ile İzmir’de kapatılacak 9’u CHP’li 23 belde belediyesinde referanduma gidecek.
İlk referandum, yarın...
İşsizlik, Türkiye’nin en büyük sorunu.
Üniversite diplomalı gençler, itfaiyecilik, çöpçülük gibi işlere bile talip olmaya başladığına göre, daha fazla söze gerek yok.
Elde avuçta kendi işini kuracak para yoksa, kafada projeler olsa ne fark eder ki...
Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 12...
İzmir’de yüzde 16...
Ya Karabağlar’da? Yüzde 23...
Yani Türkiye ortalamasının iki katı...
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, bir slogan ortaya attı:
Tekelleşme değil, kooperatifleşme zamanı.
“Tarımsal üretimi büyük işletmelerede dönüştürmek değil, küçükleri birleştirerek, yani kooperatifleştirerek onları yaşatmak lazım” demeye getiriyor Mahmut Başkan...
Kırsaldaki insanların, yerlerinde yaşamalarını sağlayacak, kazançlarını artıracak adımlar atılması gerektiğinin altını çiziyor.
Diyor ki:
“Devlet, üreticiden aldığı her litre süt için 10 kuruşluk prim versin. O zaman kayıtdışılık ortadan kalkacak. Bu durumda devletin verdiği 10 kuruş, vergi olarak zaten devlete geri dönecek.”
Mahmut Eskiyörük, bu arada muhteşem bir projeyi gündeme taşıdı.
Seferihisarlılar, Necat Hepkon için hep “Heykeli dikilecek adam” derlerdi.
Ve iki hafta önce, ilçenin en işlek caddesine heykeli dikildi.
Ne büyük bir mutluluk ki, Necat Hepkon’un heykeli, sağlığında dikildi. Seferihisar Yeni Haber Gazetesi’nin önerisi ilçede kabul gördü.
Seferihisar Belediye Meclisi, heykel projesi için hiç tereddüt etmedi. Karar, oybirliğiyle alındı.
Necat Hepkon kimdir? Önce kendisini tanıyalım.
1943 yılında Bornova’da doğmuş Necat Bey...
Henüz üç aylıkken babasını kaybedince, anne Seferihisar’a yerleşmiş.
CHP, iki gün boyunca Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde önümüzdeki yerel seçimleri konuştu.
Parti Meclisi, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleriyle tüm milletvekilleri, “Hangi ilde, ilçede, nasıl bir sıkıntı var; iktidara giden yolu açabilmek için neler yapmak lazım”ı tartıştı.
“Yerel Yönetimler Seçim Stratejisi” ele alındı.
Son yazımda, CHP’li kurmayların çektiği İzmir fotoğrafını ortaya koymuştum.
CHP’den çok itiraz geldi, “Yazılanlar doğru değil” dediler.
Altını çizdiğim İzmir’in ilçeleriyle ilgili analizlerin çalıştayda da konuşulduğunu düşünüyorum.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, İzmir’i mesken tuttu.
Diğer Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Gökhan Günaydın da Tekin’e eşlik etti son ziyarette...
Kasapta, manavda, çarşıda, pazarda objektiflere pozlar verdiler.
Bu üç kurmayın ziyareti, CHP’nin İzmir’i kale olarak gördüğü halde işi şansa bırakmak istemediği anlamına geliyor bence.
Pabucun pahalı olduğunun farkındalar.
AK Parti, İzmir’i fethetmek için iki bakanla, kabine dışındaki milletvekilleriyle olağanüstü çaba harcarken, CHP’nin elini kolunu bağlayıp “Nasıl olsa İzmir garanti” demesi beklenemezdi elbette.
Yerel seçimlerin startını İzmir’den veren CHP, bu kaleyi de kaybederse, mat olacağının bilincinde.