Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, bir slogan ortaya attı:
Tekelleşme değil, kooperatifleşme zamanı.
“Tarımsal üretimi büyük işletmelerede dönüştürmek değil, küçükleri birleştirerek, yani kooperatifleştirerek onları yaşatmak lazım” demeye getiriyor Mahmut Başkan...
Kırsaldaki insanların, yerlerinde yaşamalarını sağlayacak, kazançlarını artıracak adımlar atılması gerektiğinin altını çiziyor.
Diyor ki:
“Devlet, üreticiden aldığı her litre süt için 10 kuruşluk prim versin. O zaman kayıtdışılık ortadan kalkacak. Bu durumda devletin verdiği 10 kuruş, vergi olarak zaten devlete geri dönecek.”
Mahmut Eskiyörük, bu arada muhteşem bir projeyi gündeme taşıdı.
Söz, Mahmut Başkan’da:
“Tire Süt Kooperatifi olarak, köylerimizdeki hayvanları, köyün merasına kuracağımız tesiste toplayacağız. Vatandaşımız, kendi hayvanına orada bakacak. Kooperatif olarak veterinerlik hizmetini biz vereceğiz. Sağımı biz yapacağız. Sütüne pazar garantisi vereceğiz. Böylece hayvanlarıyla aynı çatı altında yaşayan vatandaşlarımıza daha hijyen bir ortamda yaşama imkanı sunacağız. Sağlıklı bir ortamda üretim gerçekleştirilecek. Ayrıca hayvanların dışkılarından biyogaz üreterek seracılığı başlatacağız. Bununla beraber bitkisel üretime geçip istihdam yaratacağız.”
Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?
İzmir İl Genel Meclisi üyelerine bu projesi hakkında bilgi veren Mahmut Eskiyörük, büyük ilgi ve destek gördü.
Bakalım arkası gelecek mi?
Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü tarafından dünyanın en iyi kırsal kalkınma modeli seçilen Tire Süt Kooperatifi, yeni atılımların eşiğinde.
Fakat bu atılım, sadece Tire Süt Kooperatifi’nin ulaşabildiği yerlerdeki üreticiye katkı sağlayabilir.
Peki, Türkiye’nin tarım politikasında kooperatifleşme ne kadar önemseniyor?
Mahmut Eskiyörük, “Bir dokun, bir ah işit” misali, bu konuyu açınca başladı içini dökmeye:
“Her yerde, dilim döndüğünce bizim kooperatifi anlatıyorum, ‘Tarımın kurtuluşu tekelleşmeden değil, kooperatifleşmeden geçer’ diyorum. Dünyanın kabul ettiği bu gerçeği devletimiz kabul etmemekte ısrarcı. Danimarka, Hollanda, kooperatifleşme yoluyla bugünlere geldi. Küçük işletmeler ya birleşecek ya yok olacak. Yok başka bir çaresi. Köylerde genç kalmadı. Şehre göçtüler ve şehirlerde işsizler ordusu oluşturdular. Eğer köylüler de hayvanlarını satıp şehre kaçarsa, o zaman ne yaparız? Demem o ki, köylünün, yaşadığı yerde kalmasını sağlayacak, ürettiğinin karşılığını alacak zemin hazırlanmalı. İzmir’de 200’ün üzerinde kooperatif vardı, tamamına yakını yok oldu gitti. Kooperatifleşme, devlet politikası olmazsa, Türk tarımı tükenir.”
Mahmut Eskiyörük, bir konuya daha dikkat çekiyor:
“Yanlışın bir yerinden dönelim, köylünün şehre göçüne engel olalım. Bunun için de devletin küçük üreticiye sahip çıkması lazım. Verimlilikte, üretimde, kalitede Ege Bölgesi olarak öndeyiz. Fakat örgütlenmede çok gerideyiz. Çiftçinin kurtuluşu, kesinlikle kooperatifleşmeden geçiyor.”
Durum böyle...
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, çırpınıyor üreticileri örgütlemek için...
Ya devlet baba?
Bu sese kulak vereceğine, büyük teşvikler ödeyerek zenginleri daha zengin etmeye, küçükleri bitirmeye çalışıyor maalesef.