Sizleri Nikfer ile tanıştırmak istiyorum.
Bir ara adı “Konak” olarak değişti ama 2005 yılında özüne döndü; yine “Nikfer” oldu.
Nikfer’in nüfusu, kışları 4 bin civarında.
Fakat yazları, gurbetçilerin tatile gelmesiyle 7 bin 500’e kadar çıkıyor.
Bu da demek oluyor ki belde halkının yarısı yurtdışında...
Denizli’ye 75, Tavas’a 25 kilometre uzaklıkta bir belde Nikfer...
Gurbetçiler, ekonomik olarak büyük güce ulaşmış olsalar da doğup büyüdükleri Nikfer’i terk etmemişler.
Zihinsel engelli çocuklarımız sokağa atıldı.
Hem de devlet eliyle...
Gerekçe?
23 yaşını doldurmuş olmaları...
Günlük hayatta onlara yeterince uzak olduğumuz o insancıklar, şimdi büsbütün dışlandılar.
Okuldan kayıtları silinen koca koca adamlar, salya sümük ağlıyorlar; tıpkı okula yeni başlayan 66 aylık bebeler gibi...
Normaldir.
Zorunlu eğitim, 1997’de 8 yıla çıktığında da sıkıntılar yaşanmıştı ama doğru bir hamle yapılmıştı.
Fakat ilkokul sürecini 4 yıla indiren, 66 aylık çocukları okul sıralarına oturtan 4+4+4 sistemi, sanırım uzun yıllar konuşulacak.
Her sabah, mini mini çocuklarını okula götüren ailelerle birlikte aynı kaldırımlarda yürüyorum.
Çocuklar, okula değil de sanki parka gidiyorlar.
Hepsinin elinde mutlaka bir oyuncak!
Çoğu da mızmızlanıyor.
Anneler babalar, okula girişte huysuzluk etmesin diye miniklerin kaprislerine göğüs geriyor.
Araba kullanmayı daha çocukken öğrenmiş olabilirsiniz.
Ancak ehliyet alabilmek için 18 yaşını beklemek zorundasınız.
Fakat ehliyeti iade etmek için bir sınır yok.
Hal böyle olunca, elden ayaktan düşünceye kadar, hatta el ayak tutmadığı, gözlerin feri gittiği, refleksler azaldığı halde, direksiyona sımsıkı yapışıyoruz nedense...
Ehliyetin alt yaş sınırı varsa, iade etme zamanı da olmalı.
İcabında 90 yaşında da araç kullanılabilir.
Çünkü günümüzde sağlıklı yaş ortalaması eskiye göre bir hayli yükseldi.
İzmir İl Genel Meclisi’nde yaşanan son olayın şokundayım hala.
Terörün kınanmasını öngören bir oylamada salonu terk edip gidenler için “Bunlar acaba terörden çok mu hoşnut?” demekten kendimi alamadım.
AK Partili İl Genel Meclisi üyelerinin terörü kınamalarına neyin engel olduğunu çok merak ediyorum doğrusu.
“Terörü kınamayınca elinize ne geçti?” diye sormak istiyorum.
AKP’li Meclis üyeleri gerçekten teröre karşılarsa, şehitlerimizi daha toprağa vermeden yeni şehit haberleri duymaktan üzüntü duyuyorlarsa, birisi çıkıp bana o toplantıdan kaçışın geçerli bir sebebini anlatsın.
CHP Grubu’nun hazırladığı, üye Onur Koçanalı’nın okuduğu 7 maddelik önergenin hangi maddesi canlarını sıktı, bilmek istiyorum.
Alsancak Limanı’na yapılacak AVM tartışmalarına her nedense ara verildi.
Sanki o sorunu unutturmaya çalışıyorlar.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, limana yapılacak AVM’nin, esnafa büyük zarar vereceğini söyledi ya...
“Arkamızda koskoca bakan var. Bakan Günay da bu işe karşı olduğuna göre, korkacak bir şey yok” düşüncesi hakim oldu.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasında da geçen küçük-büyük tartışması da bitti.
Tüm bu yaşananlardan sonra, İzmir Ticaret Odası’nın gündemine düştü bu konu...
İTO Yönetim Kurulu ve Meclis üyesi Fatih Dalan, “Limana yapılacak AVM, esnafa zarar vermez; işyerlerini olumsuz etkilemez” diyen İTO Başkanı Ekrem Demirtaş ile yine karşı karşıya geldi.
Foça Belediyesi’nin, turistik tesis imarlı bir arazisi var.
Deniz kıyısında, harika bir yer...
Kumluca Mevkisi’nde...
İncir, Orak, Fener Adaları ile İngiliz Burnu tarafından çevrilmiş doğal bir liman görüntüsü hakim.
Yelken, sörf ve diğer su sporları için son derece uygun şahane bir koyu var.
17 bin 561 metrekare...
Yap-işlet-devret modeliyle yapılması öngörülen tesisin tahmini yatırım bedeli, 20 milyon 881 bin lira...
Kızmaca darılmaca yok.
Son söylemem gerekeni, baştan söylüyorum.
Seyit Mehmet Özkan’ın gelişini “Altınordu’nun başına talih kuşu kondu” diye yorumlasalar da ben, kulübün başının dertte olduğuna inanıyorum.
Yaptığı iyilikler kadar, kötülük de ettiği Bucaspor’u yüzüstü bırakıp giden Seyit Mehmet Özkan, parayı bastı, tarihe mal olmuş Altınordu’nun patronu oldu.
Bundan sonra Özkan ne derse, o...
Mustafa Bilen ve yönetimi hikaye...