Uzun zamandır İskenderun’un Yarıkkaya rüzgarına kafayı taktım. Yarıkkaya’nın dünyanın önemli yerel rüzgarlar listesine girmesi gerekir
akin olunca ismi hava olan şeffaf ve renksiz şeye, hareket edince rüzgar diyoruz. Dalgalanan çimenler, sallanan ağaçlar, hareketli bulutlar, denizde köpüren dalgalar, evlerin köşelerinde vınlaması ile onun varlığını fark edebiliriz. Bazen de deli dolu esip fırtına ve hasarlara neden olur, hayatımızı zora sokar.
Savaş rüzgarları, aşk rüzgarları, şöhret rüzgarları, değişim rüzgarları gibi çok çeşitli rüzgarlar var ama ben uzun zamandır İskenderun’un Yarıkkaya rüzgarını kafaya takmış durumdaydım. Dünyada rüzgarlar estikleri yerlere göre de özel adlar alır. Dünyanın meşhur yerel rüzgarları arasında örneğin Bora, Fön, Haboob, Hamsin, Meltem(i), Vardar ve Karaburan var
ama neden Yarıkkaya yok? Halbuki Yarıkkaya’nın da önemli rüzgarlar
listesine girmesi gerekir.
Kısa ama etkili esiyor
Yarıkkaya aslında İskenderun’da kıyıya dik Amanos eteklerinde iki dağın arasında oluşmuş derin bir yarıktır. Bu yarığın iki yanındaki dağların biri diğerinden biraz yüksek. İşte bir söylentiye göre deniz seviyesinden daha yüksekteki dağ ile daha alçak olan dağ arasındaki basınç farkından oluşan rüzgara halk Yarıkkaya rüzgarı adını vermiş...
Bazen Yarıkkaya, Amanoslar’dan körfeze doğru fırtına şiddetinde esmektedir. Bu yüzden, İskenderun’da kuvvetli her fırtınanın Yarıkkaya’dan geldiğine inanılır. Öyle ki kısa sürmesine rağmen limandaki büyük bir gemiyi bile tehlikeye sokabilir, önüne kattığı minibüs, kedi, çoluk çocuk her şeyi uçurup bırakan, cam çerçeve kıran, ağaçları kökünden söktüğü yetmediği gibi ikiye de ayıran, elektrikleri kesen Yarıkkaya fırtınası İskenderun’da yaşamın bir parçası olmuştur.
Doğru anlamalıyız
Öncelikle burada söz konusu olan yarığın bir fay kırığı olduğunu, rüzgarın da yarığın etrafındaki dağlar arasındaki basınç farkından oluşmadığını ve rüzgarın sadece yarıktan da çıkmadığını söyleyeyim. Derslerimizde rüzgarı dönen ve dönmeyen ya da sıcak ve soğuk gibi çeşitli şekillerde sınıflandırıp anlatırız. Yarıkkaya rüzgarı düz esen yani kendi ekseni etrafında dönemeyen bir soğuk rüzgardır. Soğuk Amanos Dağları’nın tepesinden gelip yerçekimi kuvvetiyle yamaçlardan hızla sahile inen bu soğuk ve yoğun hava hareketi (yani bu rüzgar), teknik anlamda “katabatik” bir rüzgardır. Yamaç yukarı esseydi onu “anabatik” rüzgar sınıfına sokacaktık. Hava çok soğuk dağ zirvelerinden ve yaylalardan geldiğinde yamaç aşağı inerken saçımıza fön çeker gibi ısınsa da çoğu kez sahile göre daha kuru ve soğuktur. Balkanlar’daki Bora rüzgarına çok benzer bir rüzgardır. Bazen bu rüzgarlar yamaçlardaki boğaz ve yarıklar tarafından da kanalize edildiğinde daha da şiddetli ve yıkıcı bir şekilde esebilir.
Yarıkkaya gibi katabatik rüzgarlar, yamaçlardan inip sahile ulaştığı noktada
en kuvvetli şiddetine ulaşır. Bu noktadan itibaren ise “hidrolik zıplama” denilen bir olay ve onu takip eden “rotor” ortaya çıkar. 100 knot’ı geçen hamleye de sahip olabilen bu rüzgar, sahilde dondan yamaçlarda orman yangınına, denizden, kara ve hava ulaşımına, yelken kanattan paraşütle atlamaya kadar hemen hemen her şeyi etkileyip iş, hizmet, eğitim, can ve mala karşı önemli bir tehlike oluşturabilir. Her şeyden önce onu doğru anlamamız lazım ama kimin umurunda...