İstanbul’un bu yaz da susuz kalmaması için başlattığım kampanyaya sizin de imzanızla destek vermenizi bekliyorum
Günümüzde “İstanbul’un barajlarında 60 günlük su kaldı” tekerlemesini sık duyar olduk. Bu tekerleme İstanbul’u sellere teslim eden yağışlara rağmen değişmedi çünkü caddeleri dereye, meydanları da göle çeviren şiddetli yağışlar İstanbul’un barajlarında ancak yüzde 1.5 gibi bir artışa neden olabildi. “Mevzi” denen yağışların sadece bir kısmı barajlara denk geldi; diğerleri önce şehirlerdeki beton yüzeylerden kanalizasyona sonra da denize akıp gitti. Yani bu sene ne tarım ürünlerini ne de yağmur suyunu doğru dürüst hasat edebiliyoruz.
İstanbul’da suyun israf edilmeden çok iyi yönetilmesi gerekiyor. Bu nedenlerden dolayı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Kadir Topbaş’a, İSKİ Genel Müdürlüğü’ne ve tüm İstanbullulara hitaben aşağıdaki kampanya metnini kaleme aldım ve destek vermenizi bekliyorum.
Susuz kalmayalım
Bu yaz İstanbul çeşmelerinde su akmazsa ne olur? Bu çok uzak bir olasılık değil. İSKİ verilerine göre; 2013 yılının mayıs ayında yüzde 87 oranında dolu olan barajların bu sene yüzde 28’i dolu. Geçen sene yüzde 87 olan doluluk oranı temmuz ayında yüzde 64’e kadar düşmüştü. Bu sene de temmuz ayında İstanbul’daki barajlarda doluluk oranının önemli ölçüde düşme tehlikesi var. Havalar ve su kullanımımız böyle giderse başımız dertte! Kuraklık için ne yapılacaksa onu şimdi yapmalıyız.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’tan alta imza atmış bütün vatandaşlar adına ve bir hoca olarak talebim:
1- Mevcut suyu daha iyi korumak ve yönetebilmek için hazırlanması gereken İstanbul Kuraklıkla Mücadele Planı kapsamında suyumuzu kimlerin kullandığını belirleyin, şehirdeki tüm su tüketimini, zayiat ve kaçakları ayrıntılı bir şekilde ortaya koyun.
2- Uzmanlarla birlikte su tüketiminde önemli payı olan sektör temsilcilerini, ilgili vatandaş ve STK’ları toplayın, kamu yararının gerektirdiği acil önlemleri saptayın. Yani kuraklığın ilerlemesi durumunda “halkın can suyu”nu garantilemek için sırasıyla suyu kesilecek olan sektör ve kullanımları belirleyin.
3- Su kayıplarını azaltacak ve su hasadını artıracak önlemleri ve teşvikleri (yönetmelikte yağmur suyu hasadını ve gri su sistemlerini şart koşmak gibi) hemen uygulamaya koyun.
4- 2007 senesinde TEMA Vakfı ile ortak yaptığınız “Suyunu Boşa Harcama” kampanyasını tekrar yapın. O sene İstanbullular yüzde 10’u aşan su tasarrufu yaptı. Duyarlı halkımızdan böyle bir kampanya ile arabalarını, balkonlarını, halılarını suyla yıkamamalarını, sifonu gereksiz yere çekmemelerini, yüzlerini yıkarken ve dişlerini fırçalarken suyu kapatmalarını, kısa duş almalarını, damlayan çeşmelerin contalarını değiştirmelerini vb. isterseniz yaygın bir biçimde katılım olur.
5- Lütfen başka şehirlerden su getireceğim diye büyük yatırımlara girişmeyin. Onun yerine su şebekesindeki kaçakları gidermek
ve su havzalarını korumak için yatırım yapın. Çünkü kuraklık artık noktasal değil, ülke genelinde yaşanabilen bir problem. Yani ileride şehirler arasında paylaşımı büyük problemler oluşturabilecek olan “taşıma suyla” şehri döndürmeyi düşünmeyin.
İşte böyle... Siz de internete girin change.org/susuzkalma’ya imzanızı atın.