Hem dünyada hem ülkemizde bisiklet kullanımı konusunda sessiz bir devrim yaşanıyor. Kuşkusuz bu yaygınlaşma bizim için büyük önem taşıyor
Bisiklet ya da popüler olmayan adıyla velespit, insan gücü yani güneş enerjisiyle çalışan bir ulaşım aracı. Ülkemizde de ulaşım ve eğlencenin yanı sıra bisiklet sporunda da kullanılır, diğer bir deyişle kullanılmalıdır...
Buna rağmen 9 Mart 2014’te Eskişehir Osmangazi ve Anadolu Üniversitesi Enerji Kulüpleri öğrencilerinin ortaklaşa düzenlediği 1. Eskişehir Enerji ve Çevre Konferansı’nda bisikletten ne kadar uzak olduğumuzu da gördüm. Bisikletliler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Suyabatmaz salondakilere “Bisiklet sürmeyi biliyor musunuz? Bisiklet sürmeyi seviyor musunuz?” diye sorunca hemen hemen herkes “evet” derken, “Bu konferansa bisikletle kimler geldi?” sorusuna “evet” diyenlerin sayısı bir elin parmakları kadar bile değildi.
Getirisi yüksek
Halbuki hem dünyada hem de ülkemizde bisiklet kullanımı konusunda şu an sessiz bir devrim yaşanıyor. Öyle ki Murat Bey’in anlattığına göre Avrupa Birliği’nin gelecek 10 yıllık hedeflerinde, kent içi ulaşımında bisikletli ulaşımın payının yüzde 25 olması amaçlanmış. Ülkemizde de son dönemde Çevre Kanunu kapsamına alınan bisiklet yolu inşaatları için belediyelere bütçe desteği verilmekte. Kentsel dönüşüm projelerinde, toplu konut projelerinde de bisiklet yolu zorunluluk haline gelmiş. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı orta
öğretime bisiklet dersini eklemiş...
Şüphesiz ülkemizde bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması bizim için büyük önem taşıyor.
Ülke ekonomisi için yıllık 100 milyar dolar kadar tasarruf yaratabilir. İnanılmaz bir rakam ama küresel iklim değişikliğine karşı karbon salınımını azaltmak, sürdürülebilir yaşam ortamlarını ve toplumda fiziksel hareketliliği artırmak gibi gerekçeleri görünce bisikletli yaşamın katma değerinin böylesine yüksek olacağını anlıyorsunuz.
Ulaşımda bisiklet 6 kilometreye kadarlık kısa mesafelerde kullanılabilir. Bunun ulaşım yatırımı ve işletme gideri tasarrufu, sağlık yatırımı ve gideri tasarrufu, spor yatırımı ve işletme gideri tasarrufu ve istihdamı artırıcı etkileriyle birçok ekonomik getirisi var.
Trafik yoğunluğunun azaltılması, kent içi ulaşım verimliğinin artırılması, ölümlü kazaların azaltılması, park sorununun azaltılması, trafik kültürünün gelişimi ve toplu taşımaya entegrasyonuyla bisiklet, hava ve gürültü kirliğini de azaltarak sağlıklı bir çevre oluşturmaya katkı sağlar. Düzenli olarak bisiklet sürmek insanların bağışıklık sistemini güçlendiriyor; diyabet, kalp, kolesterol, astım, kanser oranlarında düşüş sağlıyor. Bir de stresi azaltıyor.
Bisiklet çocuklara uygulamalı temel trafik eğitim imkanı da sağlar. Çocukların fiziksel gelişimine destek veren bisiklet ayrıca onlarda enerji verimliği bilincinin oluşması için olumlu katkılar sağlar.
Üniversitede benim bir tane yedek bisikletim de var. Afet yönetimi uzmanı olarak üniversitedeki odama bisiklet koymak zorundaydım. İstanbul’da beklenen deprem tüm ailenin bir arada olduğu gece yarısı meydana gelmeyebilir. Gündüz işteyken olabilecek bir depremde İstanbul’da evime sadece bisikletle gidebilirim.
Afetlerde de işe yarıyor
Hem normal hayatta hem de afetlerde bisiklet kullanımı Japonya’da çok yaygın. Özellikle afetlerden sonraki “Altın Saatler” olarak bilinen ilk 72 saatte Japon halkının tek ulaşım aracı bisiklettir. Çünkü bu kritik saatlerde arama kurtarma ekiplerinin ihtiyaç duyduğu sessizliği ancak bisiklet sağlayabilir. Dibi görünen sel sularında gidebilen tek ulaşım aracı da bisiklettir. Ülkemizde de afetin ilk üç gününde afet bölgesinde halkın bisiklet dışında ulaşım aracı kullanması engellenmelidir. Afet ve acil durum merkezlerinde çalışan
ya da afet sonrası bu merkezlerde görev alacak olanların, merkezlere en fazla yürüyerek 30 dakikada, bisikletle 20 dakikada ulaşabileceği uzaklıkta oturması zorunlu tutulmalıdır.
Bisikletliler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Suyabatmaz’a göre “Sigara ile savaş kampanyasından sonra ülkemizde başlatılması gereken en önemli kampanyalardan biri bisikletli
yaşam kampanyasıdır”.