Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu tür dedikoduların doğruluğunu kanıtlamak çok zordur. Ama gelişmeler söylentilerin tamamen gayri ciddi olmadığı izlenimini veriyor.Hatırlanacağı gibi, 2005'te, yüzde yüzü devlete ait olan Türk Telekom'un (TT) yüzde 55'i taksitle 6 milyar 550 milyon dolara Suudi-Lübnan şirketi Oger Telecom'a satıldı. Oger kısa bir süre önce bir bankalar sendikasyonundan 3.7 milyar dolar kredi alarak Hazine'ye borcunu kapattı, elindeki hisseleri mülkiyetine geçirdi. Özelleştirme yapılmadan önce sektör liberalleştirilmeli, TT dışında oyunculara yer açılmalıydı. TT'nin devlet tekelinden özel sektör tekeli haline dönüşmesi önlemeliydi. Özelleştirildikten sonra kontrolü Oger Telecom'a geçen Türk Telekom'un güçlü siyasiler ve bürokratlar tarafından kollandığına dair yoğun söylentiler var. TT dahil Türkiye'deki operatör cirosunun 13-14 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Bunun sadece yüzde 2si TT, Turkcell, Vodafone ve Avea dışındaki özel sektör işleticilerine aittir. Bazı Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 40 civarındadır.Sektörü liberalleştirecek yasa tasarısı hazırdı. Ama tasarı özelleştirmeden önce yasalaşmadığı gibi özelleştirmeden sonra da yasalaşmadı. Tasarı bir ara Meclis gündeminde ön sıralardaydı. Sonra esrarengiz bir biçimde aşağılara düşüp gözden kayboldu.Tasarının yasalaşmaması Oger'e kıyak, tüketiciye ve TT'nin potansiyel rakiplerine dayaktır: Sektör ne kadar tekelci özelliklere sahipse telefon tarifeleri o kadar yüksek, hizmet kalitesi o kadar düşük olur. Sektöre girilmesi o kadar zor olur. Şirketler kâr etmelidir, tabii. Ama, özellikle temel hizmetler söz konusu olduğunda, hükümetin görevi Oger'in değil, tüketicilerin çıkarını ön planda tutmaktır. Otonom olması gereken Telekomünikasyon Kurumu'nun Ulaştırma Bakanlığı'nın bir dairesi haline gelmesi sektörün liberalleşmesinin önündeki ikinci engeldir. Kurumun siyasi otoritenin emrinde olduğu inancı o kadar yaygındır ki Oger dahil sektördeki şirketler işlerini Ulaştırma Bakanı ile halletmeyi yeğliyorlar. Nitekim TT yaptığı son tarife zamlarını Ulaştırma Bakanı ile görüştükten sonra açıkladı. Siyasi patronlarından olur alındıktan sonra kurumun onayı nasılsa bir formaliteden ibaretti. Operatör cirosu 14 milyar dolar TT tekelci durumundan faydalanarak rekabete açık olmayan ve gelirinin yarıya yakınını sağladığı şehiriçi görüşmelere yüzde 30 civarında zam yaptı. Tüketicilerden aldığı sabit ücreti yüzde 27 artırdı. Rekabete açık olan sahalardaki tarifeleri düşürerek tekelci durumunu güçlendirdi.Tüketicilerin cebinden çıkan ekstra para Oger için rant ve bir tür sübvansiyondur.Herhangi bir Avrupa Birliği ülkesinde idarenin kabul etmesi mümkün olmayan bu politikaların bir açıklaması olmalı. Oger'in banka borçlarını ödemek için ekstra fonlara ihtiyaç duyması zam için kâfi bir neden değildir. Tekelci durumunu sürdürmek için rakiplerini boğmakta kendini serbest addetmesi de liberal ekonomilerde normal bir ticari uygulama olarak kabul edilmez.Durumun anormal olduğu, idarenin kamu yararını göz önünde tutarak Oger'i terbiye etmesi gerektiği açıktır. Telekom'dan gelen rantın keyfini Oger'in tek başına çıkarmadığı söylentilerini ortadan kaldırmanın başka yolu olduğunu sanmıyorum. mmunir@milliyet.com.tr Sabit ücret yüzde 27 arttı