Tıbbi hata yüzünden ölen hastalar, hâlâ hastanelerin en karanlık sırları arasında... 1991’de ABD’de yapılan araştırmaya göre, Colorado ve Utah’ta hastaneye başvuran hastaların yüzde 2.9’u, New York’ta yüzde 3.7’si hatalar nedeniyle ters olaylara maruz kaldı. Bunların Colorado ve Utah’ta yüzde 6.6’sı, New York’ta 13.6’sı öldü
Türkiye’de 2008 yılındaki 9.9 milyon yatışa en düşük ölüm oranı yüzde 6.6’yı uygularsak, 18 bin kişinin tıp hataları nedeniyle ölmüş olduğunu varsayabiliriz. Eğer büyük çarpan 13.6 kullanılırsa ölüm sayısı 50 bine çıkar
irisi kemoterapide aşırı ilaç verildiği için ölür. Birisinin sağ yerine sol böbreği alınır. Birisi basit bir ameliyat geçirirken yanlış ilaç uygulandığı için hayatını kaybeder. “Biraz da pencerenin yanındaki yatakta yatayım” diyen bir hastaya o yatakta devamlı yatan hastanın ilacı verilir ve ölür.
WHO: Kalitesiz ve sahte ilaçların yüzde 77’si kalkınmakta olan ülkelerde
Anadolu Sağlık Merkezi Tıbbi Hizmetler Direktörü Profesör Metin Çakmakçı bu oranları Türkiye’ye uyguladı:
Geçen yıl Türkiye’de hastanelere 9.9 milyona yakın hasta yattı. Bunların 6.2 milyonu Sağlık Bakanlığı hastanelerinin 1.4 milyonu üniversite hastanelerinin, 2.3 milyonu özel hastanelerin hastasıydı.
“Bu 9.9 milyon yatışa Batı’daki en düşük ölüm oranını (6.6) uygularsak, 2008 yılında ülkemizde yaklaşık 19.000 kişinin tıp hataları nedeniyle ölmüş olduğunu varsayabiliriz” diyor Çakmakçı.
“Eğer büyük çarpanı (13.6) kullanırsak ölüm sayısı yaklaşık 50.000, yüzde 1 çarpanını kullanırsak 99.000’dir.”
“Rakamlar doğal olarak kesin ve çok tutarlı değil” diyor konuyla uzun zamandır yoğun olarak ilgilenen Çakmakçı. “Rakamlar arasında çok fark var. Ama şu kesin ki, en düşüğü bile çok yüksek!”
Gönüllü bildirime tabi
Gerçi Türkiye için yapılmış araştırma yok ama bazı hastanelerin iç verileri var. Türkiye’nin en büyük ve iyi hastanelerinden biri olan Hacettepe 2005’ten bu yana tıbbi hataları bertaraf etmek için iyileştirme programı uyguluyor, veri topluyor. Ancak yapılan hatalar zorunlu değil gönüllü bildirime tabi olduğu için gerçeği yansıtmıyor.
Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Kalite Koordinatörü Prof. Koray Boduroğlu’ndan aldığım bilgiye göre Ankara merkezli hastane geçen sene 950.000 hasta baktı. Bildirilen hata sayısı ise 500.
“Beş yüzden çok fazlası eminim var” diyor Prof. Boduroğlu. “Kayıt altına alınanlar buzdağının üstü. Büyük bir kısmı saklı kalıyor.”
Boduroğlu “Bizimki gibi hastanelerde yatan hastaların yaklaşık % 4-7’si tıbbi hataya maruz kalıyor” dedi. “Kırk bin hasta yattığını düşünürseniz sayı 1.600 ile 2.800 arasındadır. Bunu, ölüme neden olanlar şeklinde düşünmeyin. Çok büyük bir kısmı hastaya zarar vermeden önce bertaraf edilen veya hastaya ulaşmayan hatalardır.”
Peki, Türkiye’de tıp hataları yüzünden yılda 19.000 ile 50.000 arasında kişinin hayatını kaybettiği doğru olabilir mi?
“Ben öyle bir hesap yapmadım (ama) doğrudur” diyor Prof. Boduroğlu...
Diğer tıp adamları da bu değerlendirmeyi teyit ediyor.
ABD’deki bulgular uygulandı
“Modellediğiniz zaman bu rakamlar doğru” diyor İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Başkanı Profesör Erdal Akalın.
Hacettepe Üniversitesi direktörlerinden Profesör Mustafa Özmen de ABD’deki bulgular uygulandığında Türkiye’deki tıbbi hata ölümlerini doğru kabul etmek gerektiği düşüncesinde. “İstatistiksel olarak doğru olması mümkün” diyor o da.
Aslında, Amerika’daki tıp kalitesinin dünyanın en iyilerinden biri olduğunu düşünecek olursak, bizdeki tablo daha iyi değil, muhtemelen daha da kötüdür.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) bulguları bu olasılığı destekliyor. WHO’ya göre kalitesiz ve sahte ilaçların yüzde 77’si Türkiye gibi kalkınmakta olan ülkelerde tüketiliyor. Bu ülkelerde kullanılan tıbbi teçhizatın en az yarısı kullanılmayacak veya kısmen kullanılacak durumdadır. Ameliyat sonrası bakım kalitesi düşüktür.
Bu ve bunun gibi etkenler kalkınmaktaki ülkelerdeki hasta riskini çoğaltıyor.
“Bizdeki tıbbi uygulamaların bu konuda özel bir üstünlüğü olmadığını dikkate alıp uluslararası oranlara bakacak olursak Türkiye’de her yıl en az 23.000 civarında hastanın tıp hatalarından dolayı ölmesi lazım” diyor Prof. Çakmakçı ve ekliyor: “Gerçek rakam bunun üzerinde bile olabilir.”
YARIN: Tedavi olmak üzere bir sağlık kurumuna başvurmak dünyanın en riskli şeylerinden biri mi?