Mete Belovacıklı

Saygıdeğer okuyucular; son zamanlarda bazı medya organları ve internet haber siteleri 73 yıllık köklü ve prestijli bir geçmişe sahip gazetemizin kapatılacağına dair gerçekliği olmayan, yalan haberler yayımlamakta. Hemen her yıl bu tür iddialar ortaya atılmakta, biz de her defasında bu iddiaları yalanlamaktayız. Bu haber görünümlü dedikoduları biz yalanlamaktan yorulduk, yazanlar/yayanlar yorulmadı.

O zaman meslektaşları-mıza şunu soralım:

Toplumun hafızası olan bir gazetenin kapatılmasından bazı medya organlarının ya da meslektaşlarımızın ne gibi bir menfaati olabilir? Eğer böyle bir menfaatleri yoksa, o halde neden gerçek dışı haberler yayımlayarak amacı, niyeti belli olmayan kafa karışıklığına sebep oluyorlar?

Hadi biri böyle bir iddiayı gündeme getirdi, peki diğerleri neden bu iddianın doğru olup olmadığını sormadan/sorgulamadan kopyala-yapıştır yöntemiyle bu yalanın yayılmasına yardımcı oluyorlar? Bundan zevk mi alıyorlar?

Gazetemizin kapatılacağı iddiaları tamamen asılsız ve bu tür haberlerin kaynağı belirsizdir. Bu tür manipülatif yayınlar toplumun güvenini sarsmaktadır ve

Milliyet gazetesi olarak Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) medya partnerliğinde iki yılı geride bıraktık. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne özel yürüttüğümüz 16 günlük aktivizmin ise bu yıl üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz. Bundan üç yıl önce UN Women’e destek verdiğimiz ilk kampanya, siber şiddet üzerineydi. Kadın ve kız çocuklarına yönelik siber şiddetin son bulması için farkındalık yaratmak amacıyla “Sen de bir ateş böceği yak, karanlığı aydınlat” demiştik. Geçtiğimiz yıl ise herkesi şiddete karşı “kayıtsız kalmamaya” davet etmiştik. Şiddete tanıklık edildiğinde en doğru şekilde nasıl davranılacağını okuyucularımıza duyurduk.

UN Women, bu yıl bu kez herkesi yakın partner şiddetine “hayır” demeye çağırıyor. “#SheSaidNo” etiketiyle yürütülen kampanya, yakın partner şiddetinin belirtileri ve sonuçlarıyla ilgili farkındalık yaratmayı, şiddetin tespiti ve bununla ilgili nasıl harekete geçileceği konusunda

BM’nin toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarına yön veren Nesiller Boyu Eşitlik Forumu’nda yer alan ilk medya kuruluşu olan Milliyet bir yılda ulusal ve uluslararası alanda kadınların yanında oldu ve olmaya devam ediyor. Şimdi sıra bizde, sizde, hepimizde...

Değerli okuyucularımız,

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlenmesi konusunda yıllardır önemli çalışmalara imza atan Milliyet, bir yıl önce Türkiye ve dünyada bir ilki gerçekleştirerek Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi’nin küresel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarına yön veren Nesiller Boyu Eşitlik Forumu’nda yer alan ilk medya kuruluşu oldu. Milliyet, beş yıl boyunca somut faaliyetler içeren taahhütlerini belirleyerek Nesiller Boyu Eşitlik Forumu’nda yerini aldı. Nesiller Boyu Eşitlik Forumu’nun eylem başlıkları içerisinde kadınların saygın bir iş sahibi olarak ekonomi içinde istihdam edilmesini, verimli kaynaklara erişiminin artırılmasını, ekonomide cinsiyet dönüşümünün teşvik edilmesini hedefleyen “Ekonomik Adalet ve Haklar”

Türkiye Cumhuriyeti önümüzdeki yıl 100 yaşında olacak. Milliyet bu ömrün 72 yılına tanıklık etti. Tarımdan sanayiye, sanayiden teknolojiye uzanan, inişli çıkışlı bir yol. Bu yolu, hep beraber kat ettik, etmeye de devam edeceğiz.

Bugün geriye dönüp baktığımızda hemen her haberimizde, ülkenin darbelerle geçen yıllarına, köylerden kentlere savruluşuna, çarpık kentleşmelerle başlayan devasa büyüklükteki sancılı sorunlarına yenik düşmemeye çalışan bir millet gördük. Evet, bazen kızdık, öfkelendik, eleştirdik, bazen de mizahını yaptık ama bizi onurlandıran mücadelesiyle de daima gurur duyduk. Yani hep birlikte büyüdük. Ulus olmanın bilinciyle…

Bu bilince şimdi daha çok ihtiyacımız var. Çünkü dünya artık ülkelerin kendi içindeki kopuşların, ayrışmaların, bölünmelerin dünyası değil… Küresel dünyanın sorunları kriz eşiğini çoktan aştı ve bugün bütün ülkeler savaşlara, açlığa, iklim krizine, göçlere, salgınlara karşı ayakta kalmanın

METE BELOVACIKLI / NEW YORK<br><br>“Getir’i kurduktan bir yıl sonra ABD’ye, Silikon Vadisi’ne gittik. Kurduğumuz modele çok inanmıştık, büyümek için fon bulmak istiyorduk. Modelimizi değiştirmemizi önerenler, ‘Sizin model tutmaz’ diyenler oldu. Derken 2020 yılının ocak ayında Silikon Vadisi’nin önemli yatırımcısı Michael Moritz liderliğindeki bir grup yatırımcı Seri A turunda Getir’e 38 milyon dolarlık yatırım yaptı. Ocak 2021’de ikinci yatırım turunda 128 milyon dolarlık yeni yatırım aldık. Mart 2021’de tamamladığımız 3’üncü yatırım turunda 2.6 milyar dolarlık değerlemeye ulaşarak Türkiye’nin unicorn’u olduk.

Haziran 2021’de 4’üncü yatırım turunda 555 milyon dolarlık yatırım aldık. Böylelikle sadece 2021 yılında gelen yatırım tutarı 1.1 milyar dolara, şirket değerimiz de 7.7 milyar dolara ulaştı.”

Bu cümleler Getir Kurucu Ortaklarından Tuncay Tütek’e ait.

Getir Kurucu Ortağı Tuncay Tütek (sağda) şirketin yurtdışı planlarını Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı’ya anlattı.

D

Bir yıl çok hızlı geçti... Ekim 2020’de Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ile başlayan yolculuğumuz, ilk önce birimin Media Compact adlı küresel medya birliğine Türkiye’den üye olan ilk gazete olmamızla başladı. İşbirliğimizin ilk adımı ise geçen yıl bugün başlayan ve 16 gün süren eylem planıydı. Geçen yıl siber şiddete dikkat çekmiştik. Bu yıl ise Türkiye’nin gündeminden hiç düşmeyen erkek şiddeti ve kadın cinayetlerine dikkat çekmek istiyoruz.

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women), bu yıl da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile 10 Aralık İnsan Hakları Günü arasında devam eden “16 Günlük Aktivizm Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası” çerçevesinde herkesi şiddete karşı “kayıtsız kalmamaya” davet ediyor.

Kamuoyunu, şiddete tanık olduklarında harekete geçmeye ve kayıtsız kalmamaya davet eden kampanya çerçevesinde, www.atesbocekleri.info sitesinde yer alan şiddet vakaları ve yönlendirmelerle şiddete tanık

93 yıllık hayatının yaklaşık 70 yılını gazeteciliğe adayan Sami Kohen’e veda ediyoruz. Kohen için ‘Milliyet’in yaşayan tarihiydi’ diyen Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı Sami Bey’i anlattı...

Çetrefilli bir konu varsa danışabileceğinizi, sohbet ederken bilmediklerinizi öğrenebileceğinizi, yorumlanmaya muhtaç bir konuyu tartışabileceğinizi bilirdiniz.

Kibirsiz ama engin bir deneyimin, sakin ama kararlı bir kişiliğin, eğip bükmeden ama kırmamaya da özen göstererek kurulan cümlelerin sahibiydi Sami Bey.

Milliyet’in yayına başladığı tarihten itibaren nelerin, nasıl, neden yaşandığının bire bir tanığı olarak, gölgesi genç meslektaşlarının üzerine sükûnetle iniverirdi her zaman. 

Espriyi severdi, dozunda ve ince olması şartıyla. Çalışırken ve çalıştırırken ciddiyet isterdi.

Geçmişten bugüne uzanan sohbetlerde arada hüzünlenirdi. Gidenler gelirdi aklına, yaşanmışlıklar, eski tatlar, dokunuşlar...

Çabuk sıyrılırdı ama zor anlaşılır hüznünden. İlacı işiydi. Hemen işle ilgili bir konuyu getirirdi

Bugün yeni bir yaşa daha giriyoruz. Milliyet gazetesi ilk günden bugüne kadar geçen zaman içinde günü, günceli yakalamaya çalışarak, birçok ilke imza atarak ama en çok da kendisine özgü bir çizgi tutturarak yolculuğuna devam etti. Kuşkusuz başta Abdi Bey olmak üzere adı silinemez biçimde bu gazetenin ve Türk basınının tarihine kazınmış isimlerin fikirleri, çabaları ve katkıları unutulamaz. Ancak  bu çizgiyi tutturmakta da en çok gazetenin içinden yetişen muhabirinden grafikerine, yazarından foto muhabirine, reklamcısından dağıtımcısına, arşivcisinden editörüne çalışanların emeklerinin, ısrarlarının, sahiplenme duygularının rol oynadığının altını çizmeliyiz. Çizmeliyiz çünkü pırıltılı isimlerin çokça anıldığı, ünlüler üzerinden hayatın yahut bir kurumun anlamlandırılmaya çalışıldığı bir dünyada ve dönemde bir hakkı sahibine teslim etmek bir borçtur aynı zamanda. Çizmeliyiz çünkü onlar eğrisiyle doğrusuyla, günahıyla