Meriç Köyatası

Meriç Köyatası

merickoyatasi@hotmail.com

Tüm Yazıları

Denizlerde balık neslini kuruttuk. Son beş yılda avladığımız balığın miktarı yüzde üç azaldı ama daha vahimi, değeri yüzde 40 düştü. Hamsi, sardalya ve palamuttan başka balık kalmadı. Balıkçılara parasını ödeyip iki yıl avcılığı yasaklasak, balık nesli kurtulabilir mi?

Denizi kuruttuk

İstatistiklere ilk baktığımızda büyük balıkçı teknelerinin, özellikle gırgırların denizleri kurutan
balıkçı teknesi olduğunu söylüyoruz. Ama olay bu kadar basit değil. Bu fotoğraftaki tekne,
arşivden çıktı ve denizlerin kurutulması ile ilgisi yok… Sadece gırgır tipi tekneyi göstermek istedim.

Haberin Devamı

Şu sıralar palamut bol. Ama bu bizi aldatmasın. Her geçen yıl denizlerimizdeki balık türü
ve miktarı azalıyor. Artık denizlerimizde hamsi, çaça, sardalya ve palamuttan başka balık kalmadı gibi… Bunun başlıca iki nedeni var. Birincisi bilinçsiz avcılık ve bu avcılığa devletin göz yumması, ikincisi de özellikle Karadeniz ve Marmara’daki kirlilik…
Deniz Temiz Derneği Turmepa’nın araştırmasına göre, Karadeniz’de
26 balığın nesli tükendi. Marmara’da ekonomik değeri olan 124 balık
türü yok oldu. Karadeniz ve Marmara’da varlığını sürdüren dip balıklarının ne kadar sağlıklı olduğu ise kuşkulu… 1257 kıyı belediyesinin sadece 124’ünde arıtma tesisi var.
1133 kıyı belediyesi, pis sularını arıtmadan denize döküyor. Bu rakamlar, deniz kirliliğinde suçlanan yatçıların aslında günah keçisi ilan edildiğini de gösteriyor.
Balıkçılığımızın hali nedir diye merak ettim Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) internet sitesinde bir araştırma yaptım.

Büyük ve küçük tekne masumiyeti...
Önce şunu belirtmek isterim. Birkaç tekne bir araya gelip deniz dibindeki balığı beş mil öteden görüp, balığı çevirip bir kalemde tonlarca balık avlayan büyük gırgır tekneleri ve deniz dibini tarayan trol tekneleri ile beş-altı metrelik teknesiyle balıkçılık yapanları birbirinden ayırmamız gerekiyor. Gerçi zaman zaman, hemen kıyıdan iki-üç metre açıkta dip tarayan, balık yumurtalarının kökünü kazıyan küçük tekneler de var ama esas tahribatı büyük gırgır ve trol tekneleri yapıyor. Büyük tekneler de küçük tekneler de sürdürülebilir avlanmayı bir kenara bırakmış durumda.

Haberin Devamı

Avladığımız balığın değeri kalmadı
Denizlerimizdeki balığın kökünü kurutmuşuz. Son yıllarda avladığımız balık miktarında büyük düşüşler yok ama çok daha vahim bir durum var. Denizlerimizde ekonomik olarak değerli balık kalmadı. Avladığımız balığın değeri düşüyor. 2006 yılında 410 bin ton balık avlamışız.
2010 yılında da 399 bin ton. Avladığımız miktar sadece yüzde üç azalmış. Buna karşılık 2006 yılında avladığımız balığın piyasa değeri 1 milyar 386 milyon lira imiş.
2010 yılında avladığımız balığın değeri 838 milyon liraya düşmüş.
Avladığımız balığın piyasa değeri yüzde 40 gerilemiş.
Ekonomik olarak değeri yüksek balıkları kurutmuşuz. Hamsi ise ne hikmetse bu avcılığa karşı direniyor. Avlanan balıkların yüzde 57’si hamsi… Bunun yarısı balık ununa gidiyor, yarısı da yeniyor. TUİK’e göre sofraya giden hamsinin fiyatı 1.5 lira, balık unu fabrikalarına giden hamsinin fiyatı da 30 kuruş…
2010 yılında balık avcılığının toplam geliri, 838 milyon 416 bin lira olmuş. Bu geliri elde ederken de yaklaşık 200 milyon liralık mazot harcanmış. Elde edilen kâr, çalışanların ücretleri, buzhane, yazıhane, bakım onarım giderleri dahil sektörün sağladığı ekonomik faaliyet mazot hariç 638 milyon lira.
Türkiye’de, 16 bin 650 adet de balıkçı teknesi var. Denizdeki çiftlikler ve iç sular hariç, deniz balıkçılığında 46 bin 380 kişi çalışıyor, bu işten geçinen kişi sayısı da 145 bin kişi… 16 bin 500 balıkçı teknesinin 15 bini küçük balıkçı teknesi, 1500 tanesi de trol ve gırgır teknesi… Balık neslini kurutanların çoğunluğu da bu 1500 tekne…
Denizin tuzunu bilen, denizde çok sayıda balıkçı ile tanışıp dostluklar kuran biriyim. Bu rakamlara bakınca akla şöyle bir öneri geliyor: İki ya da üç yıl boyunca olta balıkçılığı dışında balık avcılığını yasaklasak, sektörde yer alan aktörlere yılda 638 milyondan iki ya da üç yıl boyunca bütçeden sübvansiyon sağlasak, acaba kuruttuğumuz balık neslini kurtarabilir miyiz? Kurtardığımız balığı bilinçli avcılıkla sürdürebilir hale getirip daha çok kazanabilir miyiz? Kimin cebinden kime ne aktarıyorsun diye sorulabilir.
İşte burada işin içine siyaset kurumu giriyor. Kararı bütçeyi hazırlayan ve meclisten geçiren hükümet veriyor. İki yıl boyunca ithal ve çiftlik balığı yeriz, iki yıl boyunca yem fabrikalarında ithal balık kullanırız ama sorunu çözeriz.

Haberin Devamı

Denizi kuruttuk

Yunan adalarını dolaşırken büyük gırgır ve trol tipi tekneye pek rastlamıyorum. Genelde küçük aile balıkçıları görüyorum. Denizin kökünü kurutmadan, azar azar avlanıyorlar. Her daim taze deniz balığı bulmak mümkün.

Denizi kuruttuk

Ege ya da Akdeniz’de gördüğümüz tipik bir balıkçı ailesi… Kimi zaman tek başına kimi zaman da karı-koca ya da baba-kız balığa çıkan bu balıkçılar, her türlü zor deniz şartları ve ekonomik sıkıntılara rağmen taze ve değerli balık avcılığı yapıyorlar.

Denizi kuruttuk

KAPTANIN MUTFAĞINDAN

Kiremitte levrek

Bu tarifi, bir balık çiftliğinin hazırladığı broşürden aldım. Ama son paragrafı da ben ekledim. Marketten fileto edilmiş çiftlik levreği alın.
Biraz mantar, biraz kopya kırmızıbiber, limon, top karabiber, zeytinyağı ve tuzu hazır edin. Mantarları yıkayıp kurulayın ve ince ince dilimleyin. Kırmızıbiberleri de ince halkalar halinde kesin. Limonun yarısının suyunu sıkın.
Diğer yarısının da kabuğunu soyup yuvarlak dilimleyin.
Balık filetolarını da üç parmak eninde kesin. Kişi başına bir porsiyonluk kiremitlerin içine balık filetolarını yerleştirin. Mantar ve biber dilimlerini zeytinyağı ve limon suyunda karıştırdıktan sonra balıkların üzerine ekleyin. Bir dilim limon, biraz deniz tuzu ve top biber atın. İki yemek kaşığı kadar su koyun. Folyo ile üzerini kaplayın. Önceden ısıtılmış 220 derece fırında 20 dakika pişirin.
Eğer hazır fileto edilmiş balık değil de bütün balık alıp da fileto ettirirseniz, balığı pişirmeden önce balığın kafasını
ve kılçığını bir soğan, havuç, defne, maydanoz ve kereviz yaprağı ile iki bardak suda 40 dakika kadar kaynatın. Suyunu süzün. Kiremitte pişireceğiniz balığa bu elde ettiğiniz sudan üç kaşık ekleyin. Bir lezzet patlaması yaşayacaksınız.