SÜPER YAT SAHİPLERİNE KIŞLAMA VE BAKIM ONARIM TÜYOLARI
Luca Quaresima, çok sayıda mega yata charter ve bakım-onarım hizmeti veren şirketin teknik müdürü. Kendisine bakım-onarım ve refit işlerini neden Türkiye’de yaptırmaya başladıklarını sordum
Büyük tekneler, kışlama ve kışlık bakımları için kasım ve aralık aylarında karaya çıkarlar. Son yıllarda Türkiye’de tekne boyları büyüdü. Yanı sıra, yurt dışından Türkiye’ye gelen mega yat sayısı da artmaya başladı. Öteden beri yazıp çizerim. Mega yatların Türkiye’de gezmesi ve Türkiye’de kışlaması, bakımlarının Türkiye’de yapılması, yat turizmi ve ekonomi için çok önemlidir.
Türkiye şu anda mega yat üretiminde dünyanın en önemli ilk üç - dört ülkesi arasında yer alıyor. Mega yat üretiminin yanı sıra, bu teknelerin Türkiye’de gezmesi, kışlaması ve refit işlerinin yapılması konusunda atağa kalkarsak, bu iş ekonomik açıdan mega yat imalatından daha büyük boyutlara gelecek. Biraz da bu işlere yoğunlaşmamız gerekir diye düşünüyorum.
Yalıkavak Marina’nın Azeri işadamı Mübariz Mansimov tarafından alınıp Palmarina olarak yeni yatırımlara girmesi ile Türkiye’de gezecek ve kışlayacak Mega Yat sayısında artma bekliyorum. Diğer taraftan da bu teknelerin karadaki bakım işleri için Marmaris Yat Marina’da, büyük bir Mega Yat filosu yöneten İtalyan firmasının teknik müdürü Luca Quaresima ile tanıştım.
Luca Quaresima, çok sayıda mega yata charter, bakım onarım ve yeni mega inşaatı için danışmanlık veren Floating Life International S.A’nın teknik müdürü…
40 metre üstü üç motor yatı Marmaris Yat Marina’ya getirmiş, birinin kışlık bakım onarımını, diğer ikisinin de ciddi refit işini yaptırıyordu.
Türkiye mega yat bakım onarım ve refit işlerine talip olmalı diye yazılar yazarken, bu işin Marmaris’te yapılmaya başlandığını görmek hoşuma gitti. Luca Quaresima ile sohbet ettim. Bu sohbetten, turizm ile kıyılarımızdaki yapılaşmayı planlayan kamu otoritelerinin ve büyük
tekne sahiplerinin ve mega yat piyasasında iş yapacak kişilerin bulacağı önemli ipuçları var.
Kendisine, “Neden bakım onarım işlerini Türkiye’de yaptırmaya karar verdiniz” diye sordum. Aldığım cevaplar şöyle: “Türkiye’nin denizcilik ve yatçılıkla ilgili iyi bir intibası, imajı var. Amerika’yı ayrı tutarsak, şu anda
Mega yat imalatında dünyada, Almanya ve Hollanda’dan sonra geliyorsunuz. Çok iyi bir yerdesiniz.
Benim şirketteki işim, fiyat ve kalite maliyetlerini analiz etmek. Türkiye’de gezdim ve epey araştırdım. Biz, İtalyan firmasıyız. Fiyat kalite dengesi, Türkiye’de ve özellikle Marmaris Yat Marina’da İtalya’ya göre daha uygun.
Bizimkiler eskiden İtalya’da bu işleri yaparken, özellikle İngiltere ve Almanya’ya göre, makul fiyatlara yapıyorlardı. Daha sonra çok yüksek fiyatlar istemeye başladılar. Bu da İtalya ve benzeri ülkelerde bakım onarım sistemini çökertmeye başladı. Umarım sizinkiler aynı hatayı yapmaz.
Şu anda Türkiye’de işçiliğin kalitesi yüksek ve maliyetleri de Avrupa’ya göre çok avantajlı. Bu devam ederse mega yatların bakım ve onarım işinde Türkiye’yi iyi bir gelecek bekliyor. Mega yat sahipleri zengin insanlar ama hiç kimse göz göre göre kazıklanmak istemez. Artık mega yat sahipleri kazıklanmaktan bıktı. Biz burada biri
40 metre, ikisi 45 metre üç teknenin çok kapsamlı bakım onarım işini yaptık. Yapılan işten de çıkan faturadan da çok memnunum.
Kurumsal muhatap
Tabii en önemli olan noktalardan biri de şu…
Kışlık bakım onarım işine gittiğinizde marinalarda karşınıza bir taşeron firma çıkıyor. Bunlar genellikle küçük şirketler. Oysa bizim onlara emanet ettiğimiz tekneler milyonlarca euro değerinde… Yapılan işlerde herhangi bir aksilik olsa karşımızda zararımızı tazmin edecek büyüklükte bir şirket bulamıyoruz. Bir usta iki gün geliyor, üçüncü gün gelmiyor. Karşımızda kurumsal bir muhatap bulamıyoruz. Marmaris Yat Marina’da muhatabımız, doğrudan Marina yönetimi. Karşımızda sermayesi güçlü
bir kurum var. Ve kendi kurdukları bir ekiple, gerekirse dışarıdan aldıkları ekibin de sorumluğunu da üstlenerek işimizi yapıyorlar.
Tersane mi marina mı?
Diğer taraftan bir de şöyle bir durum var. Refit işlerini Avrupa’da marinalarda yapmak hemen hemen imkansız gibi. Çünkü çok pahalı… Tersanelere gitmek gerekiyor. Kaptanlar, genellikle bir teknenin refit ya da ağır bakım onarım işi için tersanede kışlamak istemiyor. Çünkü sosyal ortam yok. Yaptığım araştırma sonucu gördüm ki, Türkiye özellikle Yat Marina, bize tersanelerden çok daha avantajlı olanaklar sundu. Hal böyle olunca uzun süre teknenin başında kalmak zorunda olan kaptan, hanımı, çarkçı ve hanımı, tersane gibi bir ortam yerine, marina gibi sosyal ortamı yüksek yerleri tercih ettiler. Hem bizim maliyet ve kalite dengemiz tuttu, hem de teknenin başında duracak personel, kışı ailesi ile birlikte güzel bir ortamda geçirme olanağına kavuştu. Herhangi bir tekne personeline, tersane mi yoksa marina mı diye sorsanız, alacağınız cevap yüzde yüz marinadır… Biz de tüm tersane olanaklarını bulduk ve bu marinaya geldik.” n
TOKİ’nin bozburun’da işi ne?
Bir mega yatın sadece boyası 4 uçak dolusu turiste bedel. Yat turizmi kitle turizmine oranla çok daha kazançlı. bYat turizmi için doğayı korumak betonlaşmanın önüne geçmek gerekir. Ancak duyduk ki, TOKİ Bozburun’a geliyormuş, Her tarafı orman olan Datça yarımadasına havaalanı yapılacakmış…
Mega yat bakım onarım işlerinden, turizmi ve kıyılardaki imar hareketlerini planlayan politikacıların ve kamu görevlerinin de ciddi mesajlar çıkarması gerekir diye düşünüyorum. Marmaris Yat Marina’da otururken 45 metre boyunda saç bir bir mega yatın baştan aşağı her tarafının boyanması ile ilgili maliyeti öğrendim. Yaklaşık 550 bin dolar civarındaydı. Bu iş için de 20 kişi çalışacaktı.
Türkiye’ye gelen bir turist istatistiklere göre 700 dolar harcıyor. Bir uçakta 200 turist olsa bir hafta içinde 140 bin dolar eder. Bir mega yatın sadece boyanması dört uçak dolusu turiste bedel bir döviz bırakıyor. Bu teknenin personelinin kışlaması, yaz aylarında da tekne sahibi ve koylarda gezerken harcadığı miktar eklendiğinde mega yat turizminden çok büyük kazançlar elde edebiliriz.
Mega yatlar da diğer yatlar da doğal güzelliği olan koylarda gezmek ister.
O nedenle doğal güzelliği olan koylarımızda ve yat turizmi rotalarımızda betonlaşmaktan kaçınmalıyız. Kulağıma pek de hoşuma gitmeyen sözler gelmeye başladı. Bir taraftan TOKİ, Hisarönü Körfezi’nde tapulu arazilere bile el koymak peşinde imiş. Diğer taraftan Gökova Yedi adalar tarafında, ormanın kesilip havaalanı yapılacağı söyleniyor. Gökova’da önce yapılmak istenen sonra da tepkiler nedeniyle vazgeçilen Kisse Bükü ve Mazı Koyları’nda otel inşaatı tekrar gündeme geliyormuş. Bu bölgelerde otel yapmak yerine yat turizmini geliştirmek, bu bölgelerdeki yerleşim yerlerinde de iki katlı küçük otel ve pansiyonculuğu geliştirmek, hem doğayı korumak, hem de fayda maliyet analizi yapıldığında da ekonomik olarak çok daha akılcı… Kaldı ki bu bölgelerdeki mevcut otellerin doluluk oranı yüzde 100’ün de epey altında. Daha fazla otel yatırımı için Antalya ve Mersin taraflarında çok geniş bir alana sahibiz. Güney Ege’yi, özellikle Gökova, Hisarönü, Yeşilova, Göcek körfezlerini otel değil yat turizm merkezi olarak değerlendirmeliyiz. Bu körfezlerimiz, bütün dünyada, yat turizmine uygun nadide yerlerin başında gelir.
Bozburun, önemli yat turizm merkezlerinden biri. Burada TOKİ ne yapacak?
Yelkenlerin kış bakımı
Uzun yıllar Çekim Halat bünyesinde bulunan UK Sailmakers yelkenlerini satın alan Serdar Şahin, Bülent Çelik ve Barış Çelik, fabrikayı Marmaris’e taşıdılar ve kışlık yelken bakım ve depolama hizmeti de vermeye başladılar. Kış aylarında yelkenleri topluyorlar. Dikişlerini gözden geçirip onarıyorlar. Sonra da depoluyorlar. Üstelik sigortasını da yaptırarak… Kışlama yapılan kimi marinalarda sert fırtınalarda yelkenlerin açılıp tehlike saçma riski ortadan kalkıyor. Bu hizmeti sadece Marmaris’te değil, Bodrum ve Fethiye’ye kadar olan coğrafyada ve UK temsilciklerinin olduğu yerlerde veriyorlar. Kış aylarında karaya çıkmayacaksanız bile ön yelkenlerinizi mutlaka çıkarmalı ve depolamalısınız.
Serdar Şahin ve Bülent Çelik, ikisi de güler yüzlü, ikisi de yelkenci… Kurdukları yelken dikim fabrikasında, kış için depolama bölümü var. Yelkenler, onarılıp elden geçiriliyor, sigortalanıyor ve kışlama yapıyor.