Bin hayır vardır...

4 Mart 2003

Bu demokratlara sormalı:- Eğer kendi Meclisimizin kararı arkasında durmayacaksak demokrasiyi nasıl ayakta tutacağız?Oysa ne çok fayda içeriyor TBMM kararı...Önce para için kendi ülkesinin işgaline ve komşu ülkenin katline onay veren bir devlet olmanın ayıbından kurtulduk...İkincisi... Halkın parlamentoya ve demokrasiye karşı son yıllarda azalan güveni ve saygısı yeniden arttı... Profesör Baskın Oranın kaydettiği gibi:- Eğer bundan sonrası iyi yönetilirse pekçok olumlu sonuç doğacaktır. Önce halka güven gelecektir... "Stratejik ortağın güdümünden bir an dahi çıkılamaz" korkusu yıkılacak, Amerikan ambargosunun "kendi silahını kendin yap" kampanyalarına yol açması gibi, bu durum da ulusal gücün anımsanmasını sağlayacaktır... Türk askerinin Kuzey Iraka girmesi Kürtleri Amerikanın kucağına iten bir süreç başlatmıştı. Bu süreci de önlemiş olacağız... AB nezdindeki itibarımızın artması da cabası... Amerikadaki Amerikalılar pek içlerinden öyle geçmese de "TBMMnin aldığı karara saygılıyız" diye söze başlıyorlar. Bizim Amerikalılar ise "öldük, bittik, mahvolduk" diye kendilerini yerden yere atıyorlar. Sürekli ve yavaş giden yarışı kazanır. Ezop Turizmde sevinç... "Hükümetin savaş ile ilgili

Yazının Devamı

Bin hayır vardır...

4 Mart 2003


<#comment> Amerika’daki Amerikalılar pek içlerinden öyle geçmese de "TBMM’nin aldığı karara saygılıyız" diye söze başlıyorlar. Bizim Amerikalılar ise "öldük, bittik, mahvolduk" diye kendilerini yerden yere atıyorlar.
Bu demokratlara sormalı:
- Eğer kendi Meclis’imizin kararı arkasında durmayacaksak demokrasiyi nasıl ayakta tutacağız?
Oysa ne çok fayda içeriyor TBMM kararı...
Önce para için kendi ülkesinin işgaline ve komşu ülkenin katline onay veren bir devlet olmanın ayıbından kurtulduk...
İkincisi... Halkın parlamentoya ve demokrasiye karşı son yıllarda azalan güveni ve saygısı yeniden arttı...

Yazının Devamı

Strateji önerisi...

2 Mart 2003

Genel düşünce şu: "Türkiye bölgede bir Kürt devletinin kurulmasına izin veremez"... Peki bugüne dek Türkiyenin yaşadığı sorunlar bir ölçüde de bölgede mevcut bir otorite bulunmamasından kaynaklanmıyor muydu? Kürt Devleti adı bizi rahatsız etse de düşünelim ki, Türk ordusu bu bölgede en büyük sıkıntıyı karşısında hedef ve muhatap bulumamaktan yaşadı... Koca ordu birkaç bin militanı dağlarda kovalamakla uğraştı... Bölgedeki Kürtler örgütlenmeye gittiğinde Türkiye karşısında hedef bulacaktır. Yapacağı devlet binaları, ordusu, kışlaları düzenli ordu için hedef oluşturacaktır. En azından mağaralarda yaşayan teröristlerden daha iyi bir hedef... Kurulacak bir devletin Türkiyeden toprak talep edeceği görüşüne gelince... Bizden toprak talep etmeyen ülke mi var? Suriye, İran, Ermenistan, Yunanistan hepsinin topraklarımızda gözü var... Ama hiçbirine müdahale etmiyoruz. Sınırlarımız içinde sağlam durursak hiçbir şey yapamazlar. İçeride demokrat ve adil, dışarıya karşı barışçı ve dost politika izlersek hiçbir sorun çıkmayabilir. Okurumuzun düşüncelerini tartışmaya değer bulur musunuz? TBMMnin tezkereyi reddetmesi elbet Türkiyenin Kuzey Irak politikasının yeniden gözden geçirilmesini

Yazının Devamı

Strateji önerisi...

2 Mart 2003


<#comment> TBMM’nin tezkereyi reddetmesi elbet Türkiye’nin Kuzey Irak politikasının yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek... Okurumuz Ersoy Öngün’ün önerilerini yeni arayışlara boyut katması dileğiyle aktaralım:
• Genel düşünce şu: "Türkiye bölgede bir Kürt devletinin kurulmasına izin veremez"... Peki bugüne dek Türkiye’nin yaşadığı sorunlar bir ölçüde de bölgede mevcut bir otorite bulunmamasından kaynaklanmıyor muydu?
• Kürt Devleti adı bizi rahatsız etse de düşünelim ki, Türk ordusu bu bölgede en büyük sıkıntıyı karşısında hedef ve muhatap bulumamaktan yaşadı... Koca ordu birkaç bin militanı dağlarda kovalamakla uğraştı... Bölgedeki Kürtler örgütlenmeye gittiğinde Türkiye karşısında hedef bulacaktır. Yapacağı devlet binaları, ordusu, kışlaları düzenli ordu için hedef oluşturacaktır. En azından mağaralarda yaşayan teröristlerden daha iyi bir hedef...
• Kurulacak bir devletin Türkiye’den toprak talep edeceği görüşüne gelince... Bizden toprak talep etmeyen ülke mi var? Suriye, İran, Ermenistan, Yunanistan hepsinin topraklarımızda gözü var... Ama hiçbirine müdahale etmiyoruz. Sınırlarımız içinde sağlam durursak hiçbir şey yapamazlar. İçeride demokrat ve adil,

Yazının Devamı

Ekonomik not...

1 Mart 2003

- Türkiye bir yerde ekonomik güçsüzlüğünün faturasını ödüyor... Yıllar yılı bu ülkede insanlar "Bağımsız Türkiye" diye bağırdıkları için arkadan kurşunlandı... Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın olmayacağını söyleyenlere kulak tıkandı... Liberalizm veya kapitalizm adı altında yağma ekonomisi uygulandığını söyleyenler solculukla suçlandı. Sonunda onlar haklı çıktı ama aynı zamanda iş işten geçti...Mustafa Sönmez, "www.ekohaber.net" adlı sitesinde durumun güzel bir tahlilini yapmış ve sonunda Tayyip Erdoğana şu notu göndermiş:"...Bugün sizin tuttuğunuz, gittiğiniz yol da öncekilerden farklı değil. Daha üç ayı bulmadan vergi aflarınızla, batık banka patronlarını kurtarma operasyonlarınızla, adaletsiz zamlarınız ve IMF kuyrukçuluğunuzla, TÜSiAD korkunuzla varolana biat edip, boynunuzu büküp akıntıya kürek çekiyorsunuz. Bu bağımlılık arabasına koşuldunuz, kullanılıp gücünüz bittiğinde bir kenara konulacaksınız... Yazık ki, bu kaderi değiştirecek cesaretiniz, ama ondan önce niyetiniz yok..." CNN Türkte dinlediğimiz AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, tezkereye evet deme eğilimlerini ekonomik duruma bağladı ve dedi ki: Sen gider başkasının ülkesini ele

Yazının Devamı

Ekonomik not...

1 Mart 2003


<#comment> CNN Türk’te dinlediğimiz AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, tezkereye evet deme eğilimlerini ekonomik duruma bağladı ve dedi ki:
- Türkiye bir yerde ekonomik güçsüzlüğünün faturasını ödüyor... Yıllar yılı bu ülkede insanlar "Bağımsız Türkiye" diye bağırdıkları için arkadan kurşunlandı... Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın olmayacağını söyleyenlere kulak tıkandı... Liberalizm veya kapitalizm adı altında yağma ekonomisi uygulandığını söyleyenler solculukla suçlandı. Sonunda onlar haklı çıktı ama aynı zamanda iş işten geçti...
Mustafa Sönmez, "www.ekohaber.net" adlı sitesinde durumun güzel bir tahlilini yapmış ve sonunda Tayyip Erdoğan’a şu notu göndermiş:
"...Bugün sizin tuttuğunuz, gittiğiniz yol da öncekilerden farklı değil. Daha üç ayı bulmadan vergi aflarınızla, batık banka patronlarını kurtarma operasyonlarınızla, adaletsiz zamlarınız ve IMF kuyrukçuluğunuzla, TÜSiAD korkunuzla varolana biat edip, boynunuzu büküp akıntıya kürek çekiyorsunuz. Bu bağımlılık arabasına koşuldunuz, kullanılıp gücünüz bittiğinde bir kenara konulacaksınız... Yazık ki, bu kaderi değiştirecek cesaretiniz, ama ondan önce niyetiniz yok..."

Sen

Yazının Devamı

Kıbrıs ve Irak...

28 Şubat 2003

- Bu bizim son şansımızdır. İmzayı basalım, verip kurtulalım, kampanyası başlattılar. Cumhuriyetçiler ve Denktaş direndi. Üçüncü plan hazırlandı. Aynı şekilde... ABD ile Irak konusundaki mutabakat belli olmadan kendilerini işadamlarının sözcüsü olarak gören kimileri "Efendim savaşa karşıyım ama..." diye söze başlayıp savaş çığırtkanlığına başladı.Oysa bu savaş Türkiyenin iş dünyasını da sarsacaktır.Düşününüz ki ABDden geleceği söylenen tüm para 24 milyar dolar. Türkiyenin bu yıl ödeyeceği borç 73 milyar dolardır.Türkiyenin işadamıyla, işçisiyle, köylüsüyle tek kurtuluşu "uluslararası meşruiyet" arayışı ve "BM Kararı" bekleyişi içine girmesiydi. Zaman kazanmasıydı. Türkiyenin olumsuz tavrı ABDyi durdurabilirdi. Bunu Amerikalılar da itiraf ediyor. Ancak şubat başında alelacele ABDnin yanında yer aldığımızı açıklayıp birinci tezkereyi Meclisten geçirince fırsatı kaçırdık. Türkiyeyi aceleye getiren de yukarda saydığımız türden savaş çığırtkanlarıydı... Washingtona iyi çalıştılar. Ama Türkiyenin veya iş dünyasının çıkarlarına aynı ölçüde hizmet ettiklerini söylemek mümkün değil... Kıbrısla ilgili 2nci Annan planı açıklandığında yüzlerce sayfalık planın kapağını bile görmemiş olan bizim

Yazının Devamı

Kıbrıs ve Irak...

28 Şubat 2003


<#comment> Kıbrıs’la ilgili 2’nci Annan planı açıklandığında yüzlerce sayfalık planın kapağını bile görmemiş olan bizim çok bilmiş kimi meslektaşlar ve özellikle 2’nci cumhuriyetçiler
- Bu bizim son şansımızdır. İmzayı basalım, verip kurtulalım, kampanyası başlattılar. Cumhuriyetçiler ve Denktaş direndi. Üçüncü plan hazırlandı. Aynı şekilde... ABD ile Irak konusundaki mutabakat belli olmadan kendilerini işadamlarının sözcüsü olarak gören kimileri "Efendim savaşa karşıyım ama..." diye söze başlayıp savaş çığırtkanlığına başladı.
Oysa bu savaş Türkiye’nin iş dünyasını da sarsacaktır.
Düşününüz ki ABD’den geleceği söylenen tüm para 24 milyar dolar. Türkiye’nin bu yıl ödeyeceği borç 73 milyar dolardır.
Türkiye’nin işadamıyla, işçisiyle, köylüsüyle tek kurtuluşu "uluslararası meşruiyet" arayışı ve "BM Kararı" bekleyişi içine girmesiydi. Zaman kazanmasıydı. Türkiye’nin olumsuz tavrı ABD’yi durdurabilirdi. Bunu Amerikalılar da itiraf ediyor. Ancak şubat başında alelacele ABD’nin yanında yer aldığımızı açıklayıp birinci tezkereyi Meclis’ten geçirince fırsatı kaçırdık. Türkiye’yi aceleye getiren de yukarda saydığımız türden savaş çığırtkanlarıydı... Washington’a iyi

Yazının Devamı