CNN Türk’te dinlediğimiz AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, tezkereye evet deme eğilimlerini ekonomik duruma bağladı ve dedi ki:
- Türkiye bir yerde ekonomik güçsüzlüğünün faturasını ödüyor... Yıllar yılı bu ülkede insanlar "Bağımsız Türkiye" diye bağırdıkları için arkadan kurşunlandı... Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın olmayacağını söyleyenlere kulak tıkandı... Liberalizm veya kapitalizm adı altında yağma ekonomisi uygulandığını söyleyenler solculukla suçlandı. Sonunda onlar haklı çıktı ama aynı zamanda iş işten geçti...
Mustafa Sönmez, "www.ekohaber.net" adlı sitesinde durumun güzel bir tahlilini yapmış ve sonunda Tayyip Erdoğan’a şu notu göndermiş:
"...Bugün sizin tuttuğunuz, gittiğiniz yol da öncekilerden farklı değil. Daha üç ayı bulmadan vergi aflarınızla, batık banka patronlarını kurtarma operasyonlarınızla, adaletsiz zamlarınız ve IMF kuyrukçuluğunuzla, TÜSiAD korkunuzla varolana biat edip, boynunuzu büküp akıntıya kürek çekiyorsunuz. Bu bağımlılık arabasına koşuldunuz, kullanılıp gücünüz bittiğinde bir kenara konulacaksınız... Yazık ki, bu kaderi değiştirecek cesaretiniz, ama ondan önce niyetiniz yok..."
Sen gider başkasının ülkesini ele geçirirsin.
O da gelir senin ülkeni ele geçirir.
Arkadaşımız Fahrettin Fidan, Meclis’te, Karadeniz kökenli AKP milletvekili Azmi Ateş ile karşılaşınca sordu.
- Amerikan askerlerinin kabulüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi hakkında ne düşünüyorsunuz Azmi Bey?
- O konuda bana hiçbir şey sorma, cevap vermem... Ben, yolsuzluklarla ilgileniyorum, bana sadece bu konuda soru sorarsan cevap veririm.
- Peki, o zaman Genel Başkanı’nızın malvarlığını sorayım...
- Şimdi orayi kariştirma... Orayi kariştirma şimdi.
İlla Amerika’nın yanında yer alacaksanız, bari Amerika’daki muhalefetin yanında yer alın.
Tezkere çıkamadı... İşin suyu çıktı... Ama tezkere hayati önemini koruyor. TBMM’nin önünde iki yol duruyor... Ya tezkereye evet diyecek, ya hayır...
Hayır, derse ABD’nin Türkiye’ye kredi akışını etkileyeceği söyleniyor. Türkiye Arjantin olur deniyor. Ekonomik olarak çok güç günler yaşamamız mümkündür. Ancak ABD’nin Türkiye’yi tamamen gözden çıkarması yine de mümkün değil. Üstelik hükümet halkın önüne çıkar "Bir katliamın maşası olmadık, onurumuzu çiğnetmedik, dünyaya rezil olmadık, aç kalırsak hep birlikte kalacağız" diye durumu anlatır ve millet onları anlar...
TBMM Tezkereye evet derse... Ülkemiz dünya tarihinde komşusunun katli için düzenlenen savaşa para uğruna katılmanın onursuzluğuyla damgalanacak. Bu damga yıllar yılı çıkmayacak. Topraklarımız işgal altına girecek. Terör hedefi olacağız. ABD muhtemelen verdiği sözleri tutmayacak. Kuzey Irak’ta şimdiden Kürtleri bize karşı kullanan ABD, Irak’a yerleşip bize olan ihtiyacı azaldıkça bu kartı daha açık oynayacak... Sınırlarımızı zorlayacak...
TBMM tarihi bir karar verecek. Temiz ve onurlu bir karar olmasını diliyoruz.
AK Parti’nin yerinde kim olsa aynı şeyi yapar diyenler...
Siz oylarınızı diğerlerinden farklı olduğu için AKP’ye vermediniz mi?
Diyelim ki, Amerika ile mutabakat imzaladık... Birtakım sözler aldık... Bunların bir kıymet-i harbiyesi var mıdır? CHP İstanbul milletvekili Şükrü Elekdağ, partisinin grup toplantısında bu çok önemli konuya değildi:
- Senato ve Temsilciler Meclisi’nin onayladığı ya da doğrudan ABD Başkanı’nın imzaladığı anlaşmalar hukuki açıdan bir anlam taşır. Oysa Türk hükümetinin ABD ile yapıldığı ifade edilen anlaşmalar bu her iki kategoriye de uymuyor. Yapılan anlaşmalar buza yazı yazmak gibidir, hiçbir hukuki yaptırımı yoktur.