Atatürk nerede?

5 Aralık 2017

NATO skandalı adı verdiğimiz tatsız olayın özü neydi...

NATO tatbikatında Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef tahtası haline getirilmesi.

Gazeteci Ahmet Nesin ‘artı gerçek’ adlı internet sitesinde ilginç belgeler yayınladı. Bu belgeler...

1. NATO Müşterek Harp Komutanı Polonyalı General Reudowicz’in özür yazısı...

2. Brüksel’deki Türk Milli Askeri Temsilciliğinin Polonyalı General’e yazısı...

3. Ve Milli Askeri Temsilciliğin Genelkurmay’a gönderdiği bilgilendirme yazısı...

Ahmet Nesin bu 3 resmî yazının orijinallerini koymuş yazısına. “RTerdoğan” adlı bir sahte hesap açılmış. Bu doğru...

Ancak

Yazının Devamı

Dolarlar nerede?

30 Kasım 2017

Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddiaları özetle şunlardı; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kardeşi, oğlu, dünürü, özel kalem müdürü, eniştesi Man Adası’ndaki Bellway şirketine 2011 yılında toplam 15 milyon dolar göndermiştir... Dekontları elimizdedir...
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Kılıçdaroğlu’na sert ve ilginç cevaplar verdi... “Madem belgelerin elinde olduğunu söylüyorsun, ilgili mercilerle paylaş. Git savcılığa teslim et” dedi... Ayrıca ekledi: “Bu 5 isim asla o şirkete ve yere para göndermiş de değil. Mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi. Oraya para gitmedi”...
Aslında olayı aydınlatmak zor değil...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kürsüden salladığı dekontlar Halk Bankası’na aitti. Halk Bankası bir açıklama yapar, 2011 yılında o tarihlerde Man Adası’na bu tür havalelerin yapılıp yapılmadığını açıklar olur biter. Bu neden yapılmıyor?
Kemal Bey’in belgeleri savcılığa vermesine gelince...
O suç işlendiğini iddia etmiyor. Ahlaki bir sorun olduğunu söylüyor:
“Cumhurbaşkanı, halktan dolarlarını bozdurmasını istiyor ama yakınları vergi ödememek için dolarlarını yurt dışına gönderiyor”... Söylediği bundan ibaret.

Yazının Devamı

ABD sözü ne oldu?

28 Kasım 2017

Tayyip Erdoğan - Trump görüşmesinden sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu:

“YPG’ye verilen silahlar konusundaki rahatsızlık Trump’a yeniden iletildi, görüşmede Trump net şekilde bundan sonra YPG’ye silah verilmeyeceği talimatını verdi” dedi...

Oysa Washington’dan yapılan açıklamada böyle net bir ifade gözlenmiyor.

Kaldı ki savaş uçağı hariç YPG’nin de artık silah ihtiyacı kalmadı.

Cumhurbaşkanı’nın ifadesine göre ABD’den YPG’ye 3500 TIR silah gitmiştir.

PKK uzantısı bu örgütün bir ordu donatacak kadar silahı var.

Ayrıca mesele ABD’nin artık YPG’ye silah göndermemesi midir?

Trump

Yazının Devamı

Sakıncalı Öğretmen

25 Kasım 2017

Atatürk’ün en yakınındaki gazeteci, Falih Rıfkı Atay yazıyor...

Bir öğretmen Atatürk aleyhinde kötü şiir yazmıştı. Kendisini hizmetten çıkarmışlardı. Öğretmen yeniden kadroya girmek için dört bir yana başvuruyordu. Bir gün Bakan’ın yanına gitti. Göreve dönmek için ısrarını dile getirdi. Atatürk’le görüşmek istiyordu.

Bakan bir akşam sofrada Atatürk’e meseleyi açtı:

- Hani efendim, hakkınızda ağır bir hiciv yazan öğretmen vardı…

- Evet

- Af kanunundan faydalanarak yeniden öğretmen olmak istiyor.

- Öğretmen yapılmasına yasal bir engel var mıdır?

-

Yazının Devamı

Zor Rota...

23 Kasım 2017

Emekli Büyükelçi Onur Öymen’in son kitabı “Zor Rota” okurun beğenisine sunuldu. Zor Rota, Öymen’in emekli olduktan sonra yazdığı 10’uncu kitap. Onun çocukluk, gençlik ve meslek yıllarına ilişkin anılarını kapsıyor. Kitabın her bölümü gibi Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi) yıllarına ilişkin satırları da çok ilginç... Öymen o yüzden kitabını özellikle gençlerin okumasını istiyor.

1960’lar... Adnan Menderes iktidarının baskılarına karşı duran Mülkiye gençliği, 27 Mayıs sonrasında yeri geldiğinde Milli Birlik Komitesi’ne karşı da tepkisini gösteriyor. Örneğin bir MBK üyesinin Mülkiye hocalarından Sadun Aren aleyhindeki sözleri üzerine yaklaşık 300 öğrenci karlı bir günde okuldan Yeni Meclis’e kadar yürüyüş yapıyor. Ancak MBK yönetimi (darbeciler!) yürüyüşe engel olmadığı gibi bina önünde slogan atan öğrencilerden birkaçını temsilci olarak kabul ediyor, şikâyetlerini bizzat dinliyor.

O sıralarda MBK üyeleri zaman zaman Mülkiye’ye gelip konferans veriyor. Bir defasında Alparslan Türkeş gelmiş, güncel sorunlara değinen bir konuşma yapmış. O günlerde gazeteler “Binbaşının üzerindeki bütün subaylara otomobil verilecek” şeklinde haberler de veriyor. Bir öğrenci Türkeş’e bu haberin

Yazının Devamı

Detektif sunucular

21 Kasım 2017

Duvar adlı internet sitesinde güzel yazılarını okuduğumuz akademisyen Reyya Advan, son yazısında televizyonların reyting hamlesini ele alıyor...

“RTÜK, yaptırımları artırınca evlilik programları bitti. Onların boşluğunu ne dolduracak? diye merak edilirken bütün sunucular, aniden dedektif oldu. Her kanalda en az bir (bazılarında iki tane) kayıp arama, bulma, kavuşturma, küs barıştırma, kavga bitirme, suçlu tespit etme, cinayet çözme, katil bulma programı başladı. Yıllardır Müge Anlı’nın oturduğu tahta ortak olmaya gelmişlerdi. Onlar da birer polis, hâkim, savcı ya da ‘amirim’ olmak istiyorlardı.”

***

Reyya Advan’ın yazısını okurken hatırladık...

Bu tür programlar yıllar önce bir ara yine modaydı. Televizyoncular peşlerine polisleri takıp suçlu avına çıkıyor, en çetrefil sorunları şıp diye çözüyorlardı. ATV’nin Almanya yayınlarında çalışan bir arkadaşımız aynı programları orada yapmaya kalkışmıştı. Kayıp bir Türk’ü aramış, uzun çalışmalardan sonra ailesiyle buluşturmuştu. Ancak daha ikinci veya üçüncü programda Alman polisi yakasına yapıştı. Dediler ki:

- Bu ülkede polis var, mahkemeler var... Kayıp birisi varsa polise bildirirsin. Televizyoncunun polis rolüne

Yazının Devamı

Mustafa Sabri!

18 Kasım 2017

Tokat’ta açılan bir imam-hatip lisesine, Kuva-yı Milliye'ye karşı mücadele eden ve kaçtığı Mısır'da Cumhuriyet aleyhine yazılar yazan Mustafa Sabri’nin ismi verildi... Bu kişi aynı zamanda, “İngiliz Muhipler Cemiyeti” üyesi.. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra Mısır’a kaçmış...

Gelen tepkiler üzerine, okula bu ismin “sehven” verildiği belirtildi ve tabela kaldırıldı. Açıklama inandırıcı mı? Hayır...

Okula bu ismi bir tek kişi verse, belki “sehven” denebilirdi..

Oysa “Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Okullara Ait Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’ nin 8. maddesi şu şekilde..

“Kurumlara ad verme işlemleri, il milli eğitim müdürünün önerisi ve il milli eğitim komisyonunun kararına dayalı olarak, valinin onayı ile yapılır ve sonucundan Bakanlığa bilgi verilir.”

Bu durumda, ilgili yönetmeliğe göre bu ismi, Tokat Milli Eğitim Müdürü komisyona teklif etmiş, Tokat Milli Eğitim Komisyonu bu konuda karar almış ve Tokat Valisi de bu ismi onaylamıştır.

Demek ki ortada tek kişinin “sehven” yapabileceği bir yanlışlık değil, “organize” bir faaliyet var.

Tokat’ta milli eğitimi yöneten kadronun tabelayı koyup indirmesinden çok zihniyeti önemli... Binlerce çocuğun eğitimi bu kadroya, bu zihniyet

Yazının Devamı

Kafaya bir şişe...

16 Kasım 2017

Atatürk haftasında Atatürk’ten bir anı daha... Yöneticiler iyi okusun...

Falih Rıfkı Atay’ın “Atatürk ne idi?” adlı kitabından aktarıyoruz:

“Irak Başbakanı rahmetli Nuri Sait Paşa Türkiye’ye bir gelişinde anlatmıştı:

- Osmanlı ordusunda iken Atatürk’le aynı cephedeydik, bir akşamüstü birlikte yemek yiyorduk. Sofrada bulunan bir asker hekim izinli olarak İstanbul’a gideceğini söylemesi üzerine Atatürk kızdı, ordu tifüsten kırılıp dururken nasıl olur da bir hekim İstanbul’a keyif etmeye gider, devlet onu yetiştirmek için on binlerce lirayı işte böyle günlerde görev başında bulunması için harcamıştır, diye tutturarak söylemediğini bırakmadı, hekim içkili de olduğu için kendini kaybetti, Atatürk’ün başına bir şişe attı. İçeriki odaya alarak yarasını temizledik, sardıktı...”

Nuri Sait Paşa yıllar sonra Atatürk’le sohbet ederken eski hatıralardan dem vuruluyor. Atatürk’ün kafasını yaran hekime geliyor söz. Nuri Paşa Atatürk’e :

- Acaba ne olmuştur o hekim? diye soruyor... Atatürk’ün yanıtı:

- Şimdi bir ordunun sıhhiye reisi...

Nuri Sait Paşa

Yazının Devamı