Haberin Milliyetin manşetine konu olmasının asıl nedeni bu tören sırasında çekilen bir görüntünün TRT tarafından sansür edilmesiydi.Görüntünün yayımlanmaması ricası TRTye Başbakanlık Basın Müşaviri tarafından iletilmişti.Sansür edilen görüntüler Yunan televizyonlarında ve bazı Türk kanallarında yayımlandı. Milliyet de iki ayrı fotoğrafla bu haberi okuyucularına duyurdu.Olay elbette salt "sansür" açısından önem taşımıyor. Aynı zamanda Başbakanın yakın çevresinin kadın - erkek ilişkilerine bakış düzeyini de gösteriyor.Kadının kamusal yaşam içinde yer alabilmesini örtünmeye ve bazı kurallara uyması şartına bağlayan ve Turgut Özalın vaktiyle "cahiliye devri artıkları" diye nitelediği bir çevre o günden beri Atinadaki uğurlamada "istenmeyen" şeylerin olmadığını ısrarla yazıp çiziyor.. Başbakan ve eşinin Atinadan uğurlanma töreninde yaşanan bir "protokol krizi" geçtiğimiz pazar günkü Milliyetin manşetinde yer aldı. Önce Atinada ne oldu, onu hatırlayalım: Başbakan ve eşi, Karamanlis ve eşinin konuğu olarak sıcak bir ziyaret yaptılar. Başbakanın, Karamanlis ile kurduğu arkadaşça ilişkinin düzeyi bu gezi boyunca hükümet şakşakçısı medya tarafından özellikle öne çıkarıldı.Bu tablo doğal olarak uğurlama töreninde de devam etti.. Uğurlama sırasında Kostas Karamanlis, Emine Erdoğanın elini sıktı ve sol eliyle sağ omzunu tutarak yanaklarından öper gibi yaptı.. "Öper gibi yaptı" diyorum çünkü öpmedi, bu tür tüm vedalaşmalarda olduğu gibi yanaklarını yaklaştırdı ve uzaklaştırdı..Bu görüntünün Başbakanın yakın çevresini neden rahatsız ettiğini anlamak belki İranda yaşayanlar için kolay olabilir ama Türkiyede yaşayanların ezici çoğunluğu için bunu anlamak mümkün değil.Bu bizim toplumsal yaşamımız içinde her gün olabilen ve kadınlar açısından "namuslarına halel getiren" bir davranış kalıbı değil çünkü.. Daha çok birbirini yakın hisseden insanların yaptıkları, kardeşçe, arkadaşça diye nitelenebilecek bir davranış biçimi..Karamanlisin, dostça geçen bir gezinin ardından böyle hissedip, öyle davrandığını anlamak da zor değil. Öper gibi yaptı Önceki günkü Vakit gazetesinde Emine Erdoğana yakınlığı ile bilinen Sibel Eraslanın yazısından anlıyoruz ki bu haberler Emine Erdoğanı da fazlasıyla rahatsız etmiş.Ancak Emine Hanımın, Sibel Hanıma söylediği bazı sözler var ki üzerinde durmak gerekiyor, çünkü Emine Hanım aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının eşi..Emine Hanım, Sibel Eraslana şöyle diyor: "Bizi sevenler ve gönül verenler bilsinler ki, medyanın bahsettiği şekilde değil olanlar.. Ne bize gönül veren insanlarımızı, ne de ailece bizi incitecek bir şey yaşanmadı.. Hem eğer medyanın bahsettiği şekilde olsaydı Tayyip Bey buna müsaade eder miydi?"Ben bir adım daha ileri gideyim, zaten Karamanlis gerçekten istenmeyen ve çok ileri giden bir harekette bulunmuş olsaydı buna Tayyip Beyden önce Emine Hanım da izin vermezdi.. (Nitekim Emine Erdoğanın özel kalem müdürü dün "Tayyip Bey buna izin vermezdi" sözünün hiç söylenmediğini açıkladı.)Bütün bu sözlerden sonra "sansür"e neden gerek duyulduğunu anlamak ise hiç mümkün değil. Tayyip Bey izin vermezdi! Benim asıl ilgimi çeken konu şu oldu: Sibel Eraslan ile yaptığı konuşmadan da anlıyoruz ki Karamanlisin (ya da bir erkeğin) elini sıkmak bile Emine Hanım açısından ciddi bir sorun.Bu o kadar ciddiye alınmış ki Eraslan ile Erdoğan arasında "protokol kurallarından kadınlarla erkeklerin el sıkışmalarının çıkarılmasının mümkün olup olamayacağı" bile konuşulmuş.Ortada gerçekten ciddi bir sorun var: Başbakanın çok yakınları bile kadınlarla erkeklerin el sıkışmalarında ciddi mahzurlar görüyor."Türkiyeyi Avrupa Birliğine ve modern Batı medeniyetine taşıyacak olan zihniyet bu mudur?" diye insan kendisine sormadan edemiyor.. mehmet.yilmaz@milliyet.com.tr El sıkışmaktan kaçınmak
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025